|7|

37 25 1
                                    

İyi Okumalar!❤️

"Cevap alamadan durdukça öfkem daha da arttı.
Hiç kimse geri gelmedi.

Ama artık bağırmadım.
Şimdi ağlayabilirim bu karanlıkta kimse sesimi duymaz.

Ama ağlamadım.Sadece boş gözlerle etrafa bakıp durdum.

Ve inanın bana içinizde fırtınalar koparken susmak, yüzlerce kişiyi öldürdükten sonra çekilen vicdan azabından beterdir..."

***************
Hayal kırıklığı...
Hissettiğim ilk duygunun bu olması saçma değil miydi?
Sanki ruhum bedenimden ayrılıp yukarıda bir yerlerde halime gülüyor gibiydi.
Nereden geldiğini anlamlandıramadığım bir his vardı içimde.Aissa bu hissin vicdan azabı olduğunu söylüyordu.Ama ona göre bu anlamsızdı.Ölenler olan şeylerin sonucuydu.Bense sadece zayıf bir kızdım.Tabiki olanlara engel olamazmışım.
Ona ben delirmeden susmasını söyledim.Buna gerek yoktu.Her şekilde kendimi suçluyacaktım zaten.Sesli söylenmese de o kızın ölme sebebi benim orada olmamdı.
Ve o bunu kesinlikle hak etmemişti.

"Elindeki kağıtta ne yazıyordu?"

Ronald...
Sadece benim duyacağım şekilde fısıldamıştı.Tabiki sonunda soracaktı.Ben de bunu tahmin etmemiş miydim zaten.

Geri döndüğünde- ikimizde Stefan'ın nerede olduğunu bilmiyorduk.Geldiği gibi yok olmuştu.-Beni sol elimdeki kağıtla cesedin başında ileri geri deli gibi sallanırken bulmuştu.Bir açıklama yapmayıp ona kağıtta sadece bana yazılan notu göstermemiştim.O da ben mantıklı düşünene kadar sormamıştı zaten.Beni nasıl bulduğunu sorduklarında da gururla bu çevreyi iyi bildiğini ve zaten belirli bir yere kadar beni takip ettiğini söylemişti.Ama sonra geri eve dönmüştü ve hava kararırken benim eve gittiğimden emin olmak için tekrar geldiğinde Stefan'ı fark etmişti.Benden hoşlanmamasına rağmen beni takip etmesi bu ruh hali içinde bile beni şaşırttı.
Ona dik dik bakıp susmasını söyledim.Bana dişlerini gösterip yukarıya doğru gözden kayboldu.Eve geldiğimizden beri bir tuhaftı.Bana artık daha az başa belaymışım gibi bakıyordu.Bakışlarındaki hissin tarifi bile olamazdı.Arkasından bakmadım.

Ölen çocuğu aklımdan çıkaramıyordum.Madison uygun bir senaryo hazırlayıp cesedi polislere teslim etmişti.Araba çarpması yalanı çok basit olmasına rağmen ne olduğunu bilmediğim detaylarla birleşince tuhaf bir şekilde işe yaramıştı.'Tabiki yarar' dedi beynimde bir ses.İnsanlar her zaman en kolay olana inanmazlar mıydı?

Ve ben...
Yine başladığım yerdeydim.
En son bu evden kaçar gibi dışarı koymuştum.Ardıma ikince kez baktığımı hatırlamıyordum.Kimse konuşmuyordu.Büyük salonda soluk gri koltuklarda oturmuş birbirimize-çoğunlukla bana- bakıyorduk.Jake'in üçüncü kez birşeyler yemelisin ricasını reddedip ayağa kalkıp büyük cama doğru yürüdüm.Yine bakışlar üzerime yoğunlaştı.Bacaklarım uyuşmuştu.
Artık hepimiz tehlikenin daha farkındaydık.Aslında onlar çoktan farkındaydı herşeyi geç anlayan tabiki zayıf insan bendim.

Arkamı dönemedim.Herkesin bakışları beni rahatsız ediyordu.Acırmış gibi ve pişmanlık doluydu.Bana sanki...Cenazeye bakar gibi bakmaya devam ediyorlardı.Arkamda bir ayak sesi duydum ve kahverengi saçların gölgesi cama yansıdı.Aissa'ydı bu.Beni balkona hava almaya sürükledi.Bu iyi olabilirdi.

Üzerimde Aissa'nın pembe,biraz bol,kısa kollu bir t-shirt'ü vardı ve altımda da siyah bir kot pantolon.Neyse ki bacak ölçülerimiz aynıydı.Saçlarımın çoğu kafamın üzerinde topuz yapılmıştı.Madison ve Andrew boğazımdaki sargıyı başkasıyla değiştirmişlerdi.

⚜KAN KIRMIZI⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin