Umarım beğenirsiniz 🙏🏻
İyi okumalar 💜
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Onur
Kahvaltıdan sonra Oğuz'u odasına götürdüm. Bizden birkaç dakika sonra da doktor Nezih geldi. Muayene gereçlerini hazırlarken yüzümüze bakmadan konuştu."Hastayla yalnız kalmam gerekiyor." dedi ve bize doğru döndü. "Başka biri olunca odaklanamıyorum." diye devam etti. Oğuz direkt olarak bana baktı. Bende ona baktım.
"Çıkması şart değil bence. Annemle babam varken muayene edebiliyordun." dedi Nezih'e. Muayene için hazırlanırken bir bana baktı, bir Oğuz'a baktı ve tekrar konuştu.
"Onlar annenle baban." dedi. Tam Oğuz cevap vereceği sırada ben müdahale ettim bu kez.
"Oğuz ben dışarda beklerim. Hemen kapının önünde olacağım. Bana seslenirsin bitince." dedim ve dışarı çıktım. Oğuz'un odasının hemen karşısında geniş bir alan vardı ve orada yarım daire şeklinde koltuk ve önünde de yuvarlak sehpa vardı. Sehpanın üstünde de birkaç tane kitap. Bu bahsettiğim kısım balkondu. Evet, evin içinde balkon vardı. İlk kez görüyordum evin içinde balkon. Yani daha önce dizilerde görmüştüm ama yakından ilk kez görüyordum.
Balkonda bulunan koltuğa oturdum ve kitaplardan birini elime aldım. Okumaya başladım ama bir cümleyi beşinci kez okuduğumu farkedince odaklanamadığımı düşündüm ve kitabı yerine bıraktım. Telefonumu cebimden çıkarıp sosyal medyaya girdim. Boş boş gezindim. Hidayet'i arayayım dedim ama saate baktığımda antrenmanda olduğunu düşündüm aramaktan vazgeçtim.
Burada düşünerek kafayı yiyecektim. Ben bu doktorun bakışlarını hiç beğenmemiştim. Kesin Oğuz'u seviyordu. Bu düşünce moralimi bozuyordu nedense. Bir şeyler oluyordu. Kanım daha hızlı akıyordu bu düşünce yüzünden. Düşünmemeye çalışıyordum ama olmuyordu bir türlü. Herif beni de çıkardı odadan. Odaklanamıyormuş. Sanki ben anlamadım amacını. Oğuz'la yalnız kalacaktı. Oturduğum koltuktan kalktım ve aşağı doğru baktım. Hande hanım kucağında Kağanla salonda oturuyordu. Biraz dikkatli izlediğimde bir şarkı mırıldandığını farkettim. Kağana çocuk şarkısı söylüyordu. Çok güzel bir manzaraydı. Aşağı inmeyi düşünsem de sonradan aklıma, Oğuz'un her an seslenebileceği gelince koltuğa oturdum yeniden. Sabırla beklemeye başladım.
Oğuz
"Çıkmasına gerek yoktu. Daha önce annemle babam varken de yapmıştın." dedim neden böyle davrandığına anlam veremeyerek."Az önce de dedim Oğuz. Onlar annenle baban. Ama o bir yabancı." dedi. Yabancı kelimesi sinirime dokundu.
"O yabancı değil. Iki aydır burada ve benim en yakın arkadaşım. Ondan böyle bahsetme." dedim. Bir şey demedi bir süre. Elindeki aleti hafifçe dizime vurdu.
"Hissediyor musun?" diye sordu. Yine hissetmiyordum hiçbirşey. Keşke şu kalbimde olmaya başlayan şeyleri de hissedemeseydim. Çünkü cidden acıtıyordu.
"Hayır hissetmiyorum." dedim. Bu kez masaj yapmaya başladı. Bir yandan da konuşuyordu.
"Sanırım dışarıdaki arkadaş sadece en yakın arkadaşın değil Oğuz." dedi yüzüme bakmadan. Kalbim hızla atmaya başlamıştı.
"N-ne demek istiyorsun?" dedim kekeleyerek. Bacağımı bıraktı ve bu kez yüzüme bakarak konuşmaya başladı.
"Ona kapılmışsın bile." dedi ve yüzüme yaklaşmaya başladı. Geri de kaçamıyordum durumumdan dolayı.
"Geri çekil Nezih ne yapıyorsun?" dedim elimle göğsünden iterek. Ama pek faydası olmuyordu.
"Bende bir senedir seni seviyorum Oğuz. Madem artık bir rakibim var. Harekete geçmek lazım artık." dedi ve Onur'a seslenip dudaklarıma yapıştı birden. Dediklerinin şokunu yaşarken birde dudaklarımdan öpüyordu. İtmeye çalışıyordum ama gücüm yetmiyordu, üstüme abanmıştı. Onur saniyeler içinde gelmiş ve bizi o şekilde görmüştü. Üstümden itemiyordum ve Onur kapıda öylece kalmıştı.
Bir yandan çocuğumu sallıyorum bir yandan size bölüm yazdım ve atıyorum. Değerimi bilin 😄
Nezih hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.
Sizleri seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV YETER (BxB)
DragosteOğuz, trajik bir kaza sonucunda, tekerlekli sandalyeye mahkum olur. Ona yardımcı olmak için, Onur eve gelir ve bu iki genç, farkında bile olmadan, birbirlerine kapılırlar... İki erkeğin aşkını konu almaktadır. Ona göre gelin ve okuyun. 23.09.2020-10...