Sanmıyorum ama eğer medyayı dinlemediyseniz önce gidip onu dinleyin. O kadar güzel bi his veriyor ki Jungkook'un sesi...•
"Yu Jin, kahvaltıyı da ben hazırladım hadi in artık."
Bu sefer akıllı davranarak pembe allık sürmeyi unutmamıştım. Gün boyu utansam da, sinirlensem de belli olmayacaktı. Merdivenleri hızla inip mutfağa girdim. Burnuma kızartma kokuları gelirken bir tanesini ağzıma atıp yerime geçiyordum ki, kapı çalmıştı.
"Ben baktım."
Koşarak kapıya geldim ve deliğinden kimin geldiğine baktım. Siyah saçlarını dağınık bırakmış ve büyük ihtimalle yürüyerek geldiği için donmuş ellerini hohlayarak ısıtan Beomgyu'yu görünce yüzümde yayılan gülüşe engel olamadım. Bir süre neden burada olduğunu anlamaya çalıştıktan sonra daha fazla donmaması için kapıyı açtım.
"Kimmiş?" Diye seslendi içerden annem.
Bu gün eve çıkacaktı, biz de çocuklarla ona yardım edecektik. Beni erkenden almaya gelmiş olmalıydı. Gülümseyerek içeri girmesi için geri çekildim. O da beklemeden içeri girmişti.
"Beomgyu gelmiş."
Kapıyı kapatıp, ayaklarının ısınması için pofuduk patiklerimden birini ona verdim. 1.80 olmasına rağmen çocukların yanında ufak kalan bedene çıkardım bakışlarımı.
"Annen biliyor mu?" Dedi gözlerini ayırmazken.
"Hayır, henüz söylemedim."
Beni onaylayıp bi adım yaklaştı ve ellerimizi birleştirdi. Onu öptükten sonra ilk kez yüz yüze gelişimizdi. Açıkça söylemem gerekirse böyle bir ilişki beklemiyordum, o benim sandığımın aksine romantik ve düşünceliydi çoğu zaman. O günden sonra, yani o önemli kararı verdiği günden sonra, ki onu öptüğüm gün de oluyor, biraz daha yoğun yaşıyorduk her anı ve bu hisse alışabilecek miyim bilmiyordum. Çok da alışmamam gerekirdi gerçi...
"Ellerin sıcacık, biraz ısınsam?"
"Annem bekliyor hadi." Dedim ellerimizi ayırıp onu sırtından iteklerden.
Onaylayıp, uslu çocuk rolüne büründü. Annem onun geldiğini duyar duymaz bir tabak daha çıkarmıştı bile.
"Beomgyu erkencisin bu gün, bir yere mi gidiyorsunuz?"
Yanımdaki sandalyeyi çekip otururken annemin sorusunu cevapladı.
"Bu gün eve çıkıyorum da, Yu Jin yardıma gelecekti."
"Sadece Yu Jin mi?"
"Hayır. Çocuklar da var, tek başımıza nası halledebiliriz onca şeyi?" Diye atıldım.
İkimizin telefonuna aynı anda gelen bildirimle mesajı açtım.
Sunhe: Jungkook sizi bekliyor.
Aslında yarın olacak olan buluşmayı bu gün gerçekleştirmek istemesini anlamıyordum. Ayrıca bunları Sunhe aracılığıyla bize bildirmesi de saçmaydı, Yeonjun'a anlatıp anlatmadığından emin olamazdık. Kısa süreliğine bakışlarımız buluşmuş, sonra yemeğe devam etmiştik."Yu Jin?"
Başımı yemekten kaldırıp, meraklı ifadesiyle bani süzen anneme baktım.
"Anne?"
"Bana her şeyini anlatıyorsun değil mi?"
Nerden çıkmıştı bu şimdi. Bir bakıştık diye anlayacak hali yoktu ya. Yoksa bir şey mi öğrenmişti olanlarla ilgili?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEMORY┊BEOMGYU
FanfictionEn yüksek; 🥳Beomgyu #1 🥳 • Choi Beomgyu & Min Yu Jin " Baksana tam da senin bahsettiğin tipte biri. Neden şansını denemiyorsun?" Tam da benim bahsettiğim kişi de ondan... • Hayatımızı bu denli değiştireceğini bilseydik, yine de gelir miydik buray...