22

467 54 79
                                    

Etkileşimleriniz öyle gaza getiriyor ki beni... bildirim geldikçe yazıyorum haberiniz olsun yaniih

.

"Yeonjun yarım saattir yok, iki dakikaya geliyorum dedi nerde bu?"

"Heh, geldi işte."

Elindeki poşetlerle mutfağa giden Yeonjun bakışlarımızı üzerinde hissedince durdu.

"Ne oldu?"

"Nerdesin sen?"

Kolileri taşımaya başladığımızda kaytaran Yeonjun'a fazlasıyla sinirliydi Soobin.

"Yorulmuşsunuzdur diye atıştırmalık bir şeyler aldım."

Muzur ifadesiyle göz kırpıp mutfağa girdi. Onların bu haline göz devirip Beomgyu'ya döndüm.

"Bütün koliler geldi mi?"

"Evet, Bir an önce yerleştirmeye başlayalım çok bir şey yok zaten."

"Tamam."

Kitapların olduğu koliyi yatak odasına götürüp raflara yerleştirmeye başladım. Bir sürü okuma kitabı ve içi dolu defter yerleştirdikten sonra en altta gördüğüm eski kutuyla bir anlık duraksadım. Üzerinde renkli kalemlerle 'CHOİ BEOMGYU'NUN AÇMAYIN!" Yazıyordu ve bu içinde ne olduğunu daha çok merak etmemi sağlıyordu.

Kutuyu koliden çıkartıp görünüşü inceledim, eski bir kutu olduğuna emindim. Açıp açmama konusunda gelgitler yaşarken içeri Beomgyu girdi.

"Ben... açmadım, koliden çıkınca nereye koymam gerek diye düşünüyordum."

Onun özel eşyasını karıştırıyor gibi görünmek istemezdim.

"Sorun değil."

Karşıma geçip benim gibi çömeldi.

"Hatırlamadığım zamanlarda geçmişe dair elimde olan tek şeydi, açabilirsin. " Dedi buğulu bir ifadeyle.

Ondan aldığım onayla beklemeden kutunun bantlarını söküp kapağını kaldırdım. Karşılaştığım şeyle kaşlarım havalanmıştı.

"İnanmıyorum. Bunlar... nereden buldun bunları?"

Tepkime gülüp anlatmaya başladı.

"Yetimhaneye götürüldükten yaklaşık bir hafta sonra bunları getirdiler. Depremden sonra kolilerdeki kullanılabilir eşyaları yetimhaneye getirmişler, belki bir şeyler hatırlarım diye de bu kutuyu bana verdiler. Bir yaşa kadar içini açmadım bile, artık geçmişimin bir soru işareti kalmasından rahatsız olduğum dönem içindekileri iyice inceledim. Kimse açmasın diye üzerine uyarı da yazmışım."

Kendi yaptığı şeye gülerek devam etti. Ben de duygusal atmosfere uyan dolu gözlerimle onu dinledim.

"Hiçbir şey hatırlamasam da üstünde yazı yazan taşlar ve aynı kişiden gelen birkaç mektup çok anlamlı görünüyordu. Hatırlamasam da bana değer veren, beni seven insanlar olduğunu hissettiriyordu."

Gülümsedim, bunları benim ona verdiğim mektuplar sayesinde hissetmesi güzel hissettiriyordu.

"Bir sürü arkadaşım oldu orada, çoğu evlat edinildi. Beni de alsınlar istiyordum, bir aile, anne, baba... tabi şizofreni raporum olduğunu öğrenen aileler beni hiç değerlendirmiyorlardı bile. Geriye bir tek mektuplar kalmıştı. En yakın arkadaşım o mektuplardı. Hepsinde beni sevdiğini söyleyen, özleyeceğini söyleyen, doğum günümü kutlayan, utandığı için söyleyemediği şeyleri yazarak anlatan bir sürü mektup, o dönemler en yakın arkadaşımdı. Hep merak ettim mektupların sahibini..."

MEMORY┊BEOMGYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin