6

941 87 217
                                    

TODO izleyip geldim. Aşırı moddayım şu an. Keyifli okumalaar!

Bu bölümü sayısız kere düzenledim...

"Geleceğim"

Eve geldiğimde annemi salonda uyuya kalmış olarak buldum. Ellerimi yıkamak için lavaboya girdiğimde ise temizlik malzemelerini görünce, çok yorulmuş olabilceğini düşündüm. Mutfağa indim ve ona bir fincan yeşil çay hazırlayıp yanına gittiğimde o da yeni uyanıyordu zaten.

"Yorulmuşsundur diye yeşil çay yaptım, şuraya bırakıyorum."

Fincanı orta sehpaya bırakıp annemin yattığı koltuğun önünde göz göze gelebileceğimiz şekilde çöktüm.

"Anne çocukları çağıralım demiştin bi ara. Yarın müsait miyiz?"

"Müsaitiz canım gelsinler. İyi denk gelir, temizlik yapmıştım bu gün."

"Anne... Beomgyu'yu hatırlıyor musun? Jihyun teyzenin oğlu."

Bir müddet düşündükten sonra cevap verdi.

"Evet hatırlıyorum. Uzun süre ulaşamamıştık hatta. Bir şey mi oldu?"

"İşte... Beomgyu bizim sınıfta bu sene." Annemin tepkisi ne olurdu bilemiyorum ama bunu söylemem gerekiyordu. Sesli bir şekilde yutkunup gözlerine baktım. "Ve sanırım Jihyun teyzeyi bir kazada kaybetmiş. Yetimhane de kalıyor şimdi."

Annem şokla yerinden doğruldu. Çok şaşırmış ve üzgün görünüyordu.

"İnanamıyorum. Jihyun..." yanaklarından akan yaşları elimle sildim, benim de gözlerim dolmuştu. "Küçük yaşta babasını, sonra da annesini kaybetti çocuk. Akrabası falan da mı yokmuş hiç?"

"Soramadım anne. Bu konuyu konuşmak istemiyor. Ben de düşündüm ki, onu da mı davet etsem?"

"Edelim tabi." ağır ağır yattığı yerden kalktı ve oturur pozisyona geldi. Nemli gözlerinin parladığını farkettim. "Jihyun kendinden sakınırdı oğlunu, sevmeye kıyamazdı. Şimdi onu kaybettiğini düşününce kahroldum."

Herkese bunu açıklamaktan sıkılmıştım artık ama mecburdum. Annemin işi belli olmazdı.

"Anne ama şöyle bir problemimiz var. Beomgyu 8 sene öncesine dair çok bir şey hatırlamıyor. Sanırım bir olay olmuş ama ben de tam bilmiyorum. Bizi hatırlayamıyor olabilir, ki beni hatırlamıyor da zaten. Bu yüzden yarın da ona göre konuyu çok açmazsın olur mu?"

"Zor zamanlar geçirdi çocuk. Tüm ailesini kaybetti, bir de yetimhanede kalıyor. Nasıl travma yaşamasın. Açmam konuyu merak etme. Yarın söylersin, okuldan sonra gelirsiniz."

Konuşmamız bitince kalkıp mutfaktan kendim için hazırladığım sıcak çikolatayı da alıp odama çıktım. Yatağıma oturup derin derin düşünmenin tam zamanıydı. Elimdeki bardaktan çıkan dumanları izlerken, aklımdan bu günün değerlendirmesini yapıyordum.

Her zaman Beomgyu'nun büyüdüğünde nasıl bir çocuk olduğunu merak etmiştim. Ergenliğini, ilk sevgilisini, ortaokulda dersleri nasıldı? En sevdiği dizi neydi? Hâla küçükkenki gibi düşünceli ve komik miydi? Büyüdüğünde onda neler değişti, neler değişmedi, hep bunları düşünürdüm.

Geçen senelerde birkaç kişiden çıkma teklifi almıştım ama kimsenin duygularıyla oynayacak biri değildim. Bu yüzden gerçekten sevdiğim biri olmadığı sürece kimseyle çıkmadım. Yani hiç kimseyle çıkmamıştım...

Bu gün Beomgyu'nun bana söylediklerini düşünüyordüm. Jihyun teyze, babası öldükten sonra Beomgyu yokluğunu hissetmesin diye çok çabalamıştı. Çok iyi kalpli ve eğlenceli biriydi. Bana sürekli pamuk şeker alırdı. En sevdiğim...

MEMORY┊BEOMGYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin