23

445 54 86
                                        

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum <3

"Sınav tarihi gittikçe yaklaşıyor ve hepinizin istediği üniversiteye gitmek için ne kadar çabaladığını görüyorum. Yine de okulumuz sizler için özel ders programı hazırladı, hepinizin işine yarayacağını düşünüyorum."

Stres ve adrenalinden dolayı bacağımı titretiyorken dudaklarımı kemiriyordum. Dersin bitmesine dakikalar vardı ve Jungkook'un zamanında yetişebileceğinden şüpheliydim. Takip ediliyorduk ve her işimizi görünmezmişiz gibi yapmalıydık.

Dün gelen gizemli siparişin içindeki kutudan Jihyun teyzenin bir fotoğrafı çıkınca Beomgyu zaten bünyesi zayıf olduğu için iyice kötü olmuş, kusmuş ve dinlenmeye karar vermişti.

Profesör bizi tabiki de takip ettirmiş ve nerede olduğumuzu öğrenmişti. Büyük bir ihtimalle de Beomgyu'yu annesiyle tehdit ederek teklifini kabul etmesini sağlamaya çalışıyordu.

Beomgyu'nun dinlenmesi gerektiğinden okula gelmemişti. Biz de He Ran ve Felix'le bu konuyu konuşup, artık yalnız değil de hep birlikte hareket etmemiz gerektiğine karar verdik. Zil birazdan çaldığında Jungkook bizi direkt olarak Beomgyu'nun evine götürecekti. Sonra da makineyi nereye taşıyacağımıza karar verip harekete geçecektik.

Dirseklerimi sıraya koydum ve başımı ellerimin arasına alıp ovdum. Son bir ayda başımıza gelenleri her ne kadar düşünmek istemesem de bu imkansızdı. Sınav dönemimizin gittikçe yaklaşması bir yana, anneme de çok fazla yalan söyler olmuştum. Okuldan sonra kütüphaneye gittiğim ve sonra da biraz çocuklarla takıldığım vs... bir sürü yalan.

Zil çaldıktan sonra hızla zaten hazır olan çantamı sırtıma takıp bahçeye indim. Hemen karşımda duran arabanın camından gördüğüm Jungkook'a doğru hızlı adımlarla ilerledim. He Ran'lar da peşimden geliyorlardı. Etrafın kalabalık olmasını fırsat bilerek hızlıca arabaya bindim. Herkes yerleştirdikten sonra Beomgyu'nun evi olmadığına emin olduğum bir yere doğru gitmeye başladık.

"Nereye gidiyoruz?"

"Profesörün her yerden adamı çıkıyor, Beomgyu'yu güvenli bir yere götürdük."

"Beomgyu nasıl, daha iyi oldu mu?"

Hızını biraz daha arttırırken aynalarını da kontrol edip bana cevap verdi.

"Çok daha iyi. Serum verdik, işleri hızlandırır."

"İyi de bünyesi çok zayıf hâla, acele etmeniz yanlış olmaz mı?"

"Beomgyu çocukluğundan beri arafta Yu Jin. Bizim sandığımızdan daha dayanıklı yani anlayacağın. Vücudu ne kadar yorgun düşerse o kadar kolay çekime yenik düşer. Zaten yıllardır iki boyut arasında ruhsal zayıflığı devam ediyor. Bünyesi'nin zayıf düşmesi ne kadar riskli olsada istediği şey için en kesin yol bu. "

"Tamam anlıyorum ama..."

"Eğer bu kadar zayıf düşerse ölme riski artmaz mı?"

Gözlerimi lafımı bölüp, benim sormaya çekindiğim şeyi soran Felix'e çevirdim. Haklıydı, benim aklımda da dönüp duran tek şey bu ihtimaldi.

"Bu yüzden serum verdik. Vücudu makineye girdiğinde zarar görmeyecek kadar sağlıklı olacak ama sık sık makineye girdiği için ruhen yorulacak. Sağlıklı bir geçiş yapması için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca onun rızası olmadan tek bir şey bile yapmıyoruz."

" Nasıl bir matematik bu?"

Felix'e göz devirip arkadaşıma döndüm. Başını cama yaslamış yolda yürüyen insanları izliyordu. Onun gibi ben de dışarıyı izlemeye başladım. Ne düşündüğünü biliyordum.

MEMORY┊BEOMGYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin