Jimin :
Dudaklarını dudaklarımdan ayırarak koltuğa uzanıp beklemeden gözlerini yumduğunda anca geri dönmüştüm Dünya'ya. Tanrım bu da ne böyle yılların Playboyu bu 'saçma' ve minik öpücüğe niye bu kadar takılmıştı.
Kendime gelmek üzere kafamı iki yana sallayıp önümde uyuyan bedene baktım. Çok düşünceli bir insan olduğum için bu manyak kızın bu koltukta belinin ağrımasına göz yumadım ve onu kucağıma alıp yatak odalarından birine götürdüm. Örtüyü ayağımla çekerek açtığım yere onu bırakarak örtüyü de üzerine çektim. Kesinlikle cennetliğim.
Bir yarım saat sonra kafamı Chaeyoung'dan başka yöne çevirdim. Vay be demek yarım saattir Chaeyoung'u izliyordum ha? Derin nefes alıp oturduğum yatağın ucundan kalkıp evden çıktım. Evde daha fazla kalsam çok da iyi şeyler olmayabilirdi çünkü.
Jennie :
Jungkook soruyor ben cevaplıyordum. Başta çok fazla çekinsemde kendimi artık daha rahat hissediyor sorduklarına tereddütsüz rahatlıkla cevap veriyordum. Sanırım bu psikologların genel özelliğiydi.
" O zaman şu konuya geçelim bir. Kamera kayıtlarına bakmaya gittiğimizde neyden huzursuz oldun? "
" Elektiriği kesen oydu Jungkook. Başta tereddüt etsem de attığı o mesajdan sonra tamamen emin oldum o olduğuna. "Jungkook bir kaç saniye kaşlarını çatıp bir şeyler düşündükten sonra bana geri döndü.
" Jennie başka zaman konuşmaya devam edelim. Bugün beynini oldukça yordun. "
" Peki. Herşey için teşekkürler. "Ben teşekkür edip ayağa kalkarken o da gülümseyerek ayaklanmış beni kapıya kadar yolcu etmişti.
Ben tam kapıdan çıkarken aynı anda Jimin'de bizim evden çıkmıştı. Yanımıza gelerek fısıltıyla konuştu.
" Jennie sanırım Chaeyoung sarhoş evde uyuyor. "
Jimin'e teşekkür ederek fazla beklemeden eve gittim. Chaeyoung seni uyanır uyanmaz geberteceğim.
Eve girdiğimde ilk işim ılık bir duşa girmek olmuştu. Duş aldığımda sanki bedenimdeki herşeyden arınıyor gibi hissediyordum. Her seferinde de belki o izler geçer diye umut ediyordum ama nafile. O izler kalıcıydı belki. Belki de birileri narince canımı zerre kadar yakmadan temizliyordu o izleri.
Duştan çıktığımda saçlarımı kurutmadan öylesine bir topuz yapıp pijamalarımı giyindim. Duş beni biraz rahatlatmış olsa da üzerimde hala dün gece balkonda uyumanın kırgınlığı vardı.
Benim odamda Chaeyoung yatıyordu. Bende onu rahatsız etmemek için onun odasına yöneldim. Odaya girdiğimde yatağa geçmeden ilk dikkatimi çeken şey yatağın üzerinde duran yarılanmış koca şarap şişesi olmuştu. " Ah Chaeyoung ah. Belasın. "
Şişeyi elime alıp incelemeye koyuldum. Açık olmak gerekirse tadını çok merak ediyordum. Komidinin üzerinde duran bardağa biraz şişeden doldurup elime aldım. Biraz tadına bakmaktan kimseye zarar gelmezdi.
❀~
" Jennie kalk artık off ne uyudun he. "
Tek gözümü büyük zahmetle aralayıp Chaeyoung'a baktım. Ardından gözümü tekrar kapattım. Başım deli gibi ağrıyordu. Ağzımdaki leş kokuda ağrıma ağrı katıyordu.
" Sana inanamıyorum Jennie bir de içki mi içtin tch tch. "
Anında gözlerimi tekrar şaşkınlıkla açarak Chaeyoung'a baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐞𝐥𝐢 (𝐉𝐞𝐧𝐤𝐨𝐨𝐤) ✔
FanfictionHerkesin dilinde deli diye bilinen Jennie Jungkook'un kalbiyle arınacaktı tüm izlerinden.. * Kitaptaki saçma olayları, yazım yanlışlarını vs. düzeltmeye üşeniyorum. Mazur görün. Başlangıç : 15 Mayıs 2020 Bitiş : 31 Aralık 2020