1. Bölüm : Kahrolası Biyoloji

10.4K 449 257
                                    

-Hızlı!

Koşuyorum.

-Daha hızlı!

Koşuyorum!

-Çok daha hızlı!

Koşuyorum!?

-Koş! Koş! Koş! Koş!

Peşimdeler! Hala Peşimdeler! Yakalanacağım! Yakalanacak ve öleceğim!

-Hadi! Hızlı koş! Daha hızlı olmalısın!

Hızlı olmalıyım! Daha hızlı!

***

Yatağımda uyandığım zaman kan ter içinde kalmıştım. Ne olduğunu hatırlamadığım rüyalar deposuna bir rüya daha eklenmişti ancak rüyanın üzerimde bıraktığı etki hala duruyordu. Üzerimdeki çarşafı aşağı ittim ve rüzgarın tenimi okşamasına izin verdim. Terlediğim için üşüsem de kendime gelmem gerekiyordu.

Ayaklarımı yere süre süre büyük bir zorlukla yataktan çıkıp odamdaki banyoya girdim. Uzun ve rahatlatıcı bir şekilde duş alırken saçlarımı iyice şampuanladım. Yağlanmalarından nefret ediyordum. Duştan çıkmadan önce bir havluya sarınıp odama geçtim. Koca bir kıyafet yığınını kucaklayıp banyoya döndüm ve hızla giydikten sonra banyodan çıkıp makyaj masasının karşına oturup saçlarımı taramaya başladım.

Ateş kırmızısı saçlara sahiptim. Yumuşak, gür, canlı ve lüleli durmaları için yapmadığım şey kalmamıştı. Saçlarımı öyle severdim ki... Onlardan sonra ise gözlerim geliyordu. Zümrüt yeşili gözlerim tıpkı birer mücevher gibi parlardı. Büyükbabam oldukça yakışıklı bir adam olacak ki genlerim ona çekmiş ve ben de oldukça güzel bir kız olmuştum.

Siyah, üzerinde kırmızı yazılarla death yazan bir tişört ve siyah bir şort giydim. Tişörtü Evren'den almıştım. Bir ara abimden de bir şeyler yürütmeyi aklımın bir köşesine not ettim. Odadan çıkıp aşağı inecekken ikizimi uyandırmadığım aklıma geldi. Hızla odaya geri dönüp ikizimin üzerine bir bardak suyu hiç düşünmeden boca ettim. Evren bana küfürlerini sıralamaya başlarken ben çoktan merdivenleri yarılamıştım.

Gülerek mutfağa girdiğim zaman abim "Yine mi Evren'in üzerine su döktün?" diyerek o rutin sohbeti başlatmış oldu. Bir anda kahkahayı bastım. Yüz ifadesi oldukça komikti. Bu şeyi her sabah yapmak öyle zevk vericiydi ki anlatamazdım.

Evren "En sonunda elimde kalacaksın, Atlas!" diyerek mutfağa girdiği zaman daha çok gülmeye başladım. Gülüşlerimin arasında parça parça "Sana da günaydın ikiz!" dedim alayla. Evren, öfkeyle bir şeyler homurdanırken masaya oturdu. Ondan birkaç dakika sonra da babam geldi.

"Günaydın herkese." bu da ailemizin bir başka rutiniydi. "Günaydın baba!" dedim büyük bir neşeyle. Evren ise somurtarak konuştu. Babam her zamanki halimiz karşısında güldü. "Yine mi su ile uyandın?"

Evren, babamı acı bir şekilde kafası ile onayladı. Yine gülmeye başladım. O sırada "Size mutlu olacağınız bir haberimiz var, çocuklar." dedi annem gülümseyip araya girerken. Biraz da tedirginlik vardı üzerinde.

"Babanız da ben de çok iyi biliyoruz ki element okuluna gitmeyi gerçekten çok istiyordunuz. Biz de babanızla sizi oraya gönderme kararı aldık." Gözlerim şaşkınlıkla büyürken Evren ile yumruklarımızı tokuşturduk. Evren "İşte bu be!" diye bağırırken ben "Harika olacak. " dedim yüzümde eğlence arayan bir gülümseme ile.

Abim "Ben bu iki velete bakıcılık mı yapacağım?" derken sesinden bu durumdan ne kadar şikayetçi olduğu belli oluyordu. Hepimiz gülmeye başlayınca kafasını iki yana sallayıp bize onaylamaz bakışlar attı. "Sen onlardan iki yaş büyüksün. Onları pek fazla görebileceğini sanmıyorum."

Karanlık Elementler Serisi || Ateş'in Kızı / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin