Jungkook;
Sabah abimin sinir bozucu sesi ile güne uyanmıştım. Hayır normalde sesi güzeldi ama sabahları çekemiyordum işte!
Abim kahvaltı etmeye gittikten sonra banyoya girmiş ve kadife sesimle şarkı söylemeye başlamıştım. Gerçekten çok güzel bir sesim vardı.
Duş aldıktan sonra mutlu bir şekilde mutfaga gidiyordum ki telefonumun melodisi ile geri dönmüş ve yatağın üstündeki telefonumu elime almıştım.
Sahip arıyor...
Bu da kimdi böyle! Ben kimseyi asla böyle kaydetmemiştim. Etmezdim de. Yüzümü buruşturarak telefonu cevaplamıştım.
"Alo! Kimsiniz?"
"Sahibin!"
Duyduğum sesle sinirlerim altüst olmuş ve bütün mutluluğum havaya karışmıştı.
"Ne istiyorsun? Ayrıca sen benim sahibim falan değilsin duydun mu?"
"Of haşin hizmetçileri severim. Sen de tam o kalıba uyuyorsun biliyor musun?"
"Sende tam bir piçsin biliyor musun Min Yoongi!"
"Senin ağzın iyice bozuldu. Bence ben onu tamir etmeliyim
"Ben hakedene terbiyeli davranırım Min Yoongi! Bir düşün demek ki sen haketmiyorsun!"
"Kes! Bugün okula abinle gitmeyeceksin duydun mu? Seni konum attığım yerden alacağım duydun mu beni? Ha eğer gelmeyeceksen bilekliği unut seni terbiyesiz hizmetçi"
Bir şey dememiş ve telefonu sinirle yüzüne kapatmıştım. Tanrım ne olur bilekliğime zarar gelmeden alabileyim. Yoksa abimin yüzüne nasıl bakarım ben!
Kendime çeki düzen vermiş ve mutfağa girmiştim. Abim inşallah bir şey sezmez ve bilekliğin yokluğunu farketmezdi!
"Abi ben bugün okula Yugyeomla buluşup gideceğim haberin olsun."
"Tamam"
Kendimi zorlayarak bir kaç lokma yemiş ve masadan kalkmıştım.
"Ben çıkıyorum anne"
"İyi dersler oğlum"
Annemi öpmüş ve acele ile konaktan çıkmıştım. Telefonuma gelen mesaj ile Yoongi piçinin konum attığı yere ilerlemiştim. Bugün o bilekliği ne olursa olsun mutlaka almalıydım.
Nihayet bahsettiği yere geldiğimde kimse yoktu. Ne yani beni oyuna mı getirmişti. Eğer öyleyse bunu ona ağır ödetecektim!
"Bakıyorum da gelmişsin"
"Aaaaaağg"
Çığlık atmamla elini ağzımla kapatmış ve bizi kuytu bir köşeye çekmişti.
"Ne bağırıyorsun be!"
"Ollorono çok yoksa osorocoğom"
"Ne diyorsun anlamıyorum ki"
Halla halla acaba neden anlamıyordu? Boşvermış ve elini kuvvetlice ısırmıştım.
"Ahhhhh! Elim ahhm"
"Oh olsun işte sana!"
"Bana bak hizmetçi!!"
Elinden çıkardığı bilekliği sallamış ve aşağı yukarı oynatmıştı.
"Yoksa bunu istemiyor musun?"
"Hayır! Ver onu bana!"
"Merak ediyorum!"
"Neyi!!"
