"Jungkook kalksanaa!!"
"Yah abi tamam"
Bir saattir kardeşimi uyandırma çabalarım sonunda sonuç vermiş ve Jungkook nihayet sürünerek kalkmıştı.
Kahvaltımı etmek için mutfağa girmiş ve gördüğüm annemle gülümsemiştim.
"Günaydın oğlum."
"Günaydın anneciğim"
Masaya oturmuş ve kahvaltımı büyük bir iştahla etmeye başlamıştım. O sırada gelen Jungkook durgun görünüyordu. Daha uyanamamıştı. Kesin bu yüzdendi.
"Abi ben bugun okula Yugyeomla buluşup gideceğim. Haberin olsun."
" Tamam"
Oturup kahvaltısını etmeye başladığında cidden bugün bir değişikti. Nedenini akşam sormayı tercih ederek kahvaltıma devam etmiştim.
"Ben çıkıyorum anne"
"İyi dersler oğlum."
Jungkook annemi öpüp gittiğinde ben de son lokmamı yutmuş ve annemi öperek çıkmıştım. Bahçeye çıktığımda gördüğüm şeyle göz devirmistim. Sevgili Kim Taehyung arabasına dayanmış ve ukalaca bana bakıyordu.
Kafamı salak bu ya dercesine sallamış ve yanından geçip gitmiştim. Kulaklığımı takip yolda giderken duyduğum korna sesi ile irkilmiş ve o tarafa bakmıştım.
"İstersen okula bırakabilirim güzelim"
Ya sabır! Bu çocuk gerizekalı mıydı? Yoksa beyin özürlü müydü? Bence ikisi de değildi. Ne olduğu bilinmeyen bir türdü bu ya!
"İstemem Bay Ukala"
"Neden Bay Güzel"
"Zorunda değilim çünkü. Anladın mı okey?"
"Anlamadım. Anlatsana"
"Güzel ben de anlamanı beklemiyordum zaten. E tabi seni de anlıyorum yetmiyor dimi akıl? Ben anlatsam ne yazar? Beyin boş olduktan sonra"
"Demek öyle?"
"Evet."
Arabadan inmiş ve ne olduğunu kavrayamadığım şekilde beni kucağına almış ve arabasına sanki bir eşyaymışım gibi fırlatmıştı.
"Ah öküz! Canım acıdı! Bıraksana beni be!"
"Sebep?"
"Sebep mi? Çok sebep var"
"Neymiş onlar ben göremiyorum da."
"Birincisi seni tanımıyorum. İkincisi sana güvenmiyorum. Ve hepsinden önemlisi ise istemiyorum! Al oldu mu? Görebildin mi?"
Ukalaca arkasına yaslanmış ve bana bakmaya başlamıştı.
"Birincisi beni tanıyorsun. Ha istersen kendimi tekrar da tanıtabilirim. İkincisi bana güveneceksin çünkü başka bir seçeneğin yok! Ve son olarak da en önemlisi ben istiyorum! Sen anladın mı beni güzelim?"
Ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. Kısa süre sonra kendime gelmiş ve sinirli bir şekilde kapıyı açmaya çalışmıstım. Ama sadece çabalarım boşa gitmişti. Çünkü açılmıyordu. Kilitlemiş olmalıydı öküz herif!
Aniden elini elimin üstüne koymuş ve çabamı da engellemişti. Doğal olarak da bedeni çok yakınımdaydı. Tanrım!! Dudakları nerdeyse burnuma değecekti.
"Sakın bir daha yapma! Duydun mu beni!"
Sert sesi ve aurası beni yatıştırmış ve açıkçası da biraz korkutmuştu. Elimi çektiğim gibi onu yakınımdan itmiş ve sinirli bir biçimde arabayı sürmesini beklemiştim.