Yazardan
"İşleri bitirdin mi oğlum"
"Evet anne"
"Tamam oğlum hadi yat sen kardeşin de geldi hem."
"Jungkook geldi mi? Bu gece Yugyeomlarda kalmayacak mıydı o?"
"Karar değiştirmiş işte oğlum ne bileyim."
"Tamam anneciğim. İyi geceler."
Annesini öpmüş ve müştemilata girmişti Jin. Bugün yaşadıkları onun için çok ağırdı. Yatakta düşünceli bir biçimde uzanan kardeşini görünce direkt yanına gitmişti.
"Ne bu halin? Seulde gemilerin mi battı?"
Söylediği şeyden sonra gülmesini beklerken Jungkook ağlamaya başlamıştı. İşte o an hiç düşünmeden kardeşine sımsıkı sarılmıştı Jin. Kardeşinin bu halini görünce abilik duyguları kabarmıştı.
"Jungkook iyi misin? Ne bu halin kardeşim. Hadi anlat bana hm. Bak söz anneme de babama da söylemeyeceğim.
"Abi ben çok kötü biri miyim?"
"Ne alaka? Hiç te bile. Hem sen benim kardeşimsin unutma!"
"Yah egoist"
"Hiçte bile! Doğrular bunlar."
"Tamam kes ve bana ne olduğunu söyle!"
"Hiç b-bir şey abi! Sadece bir an öyle hissettim."
"Böyle hissetmeyi kes aptal! Ve hemen şimdi uyu! Yoksa yarın uyuyakalırsan ben bile uyandırmam seni!"
"Tamam tamam. İyi geceler abi!"
"Sana da başımın belası!"
"Tatlı belası demek istedin heralde"
"Ha ondan uyu artık!"
Abisinin dediklerine tebessüm etmiş ve kendini uykunun kollarına bırakmıştı Jungkook. Min Yoongiyi düşünmeyi kesmeliydi. Çünkü biliyordu ki yarın okulu ona zehir edecekti.
Uykusunun en güzel yerinde çalan telefonu her ne kadar açmak istemese de arayan kişiye küfürler yağdırarak açmıştı Jin. Kesindi arayanı gebertecekti. Çünkü Tanrım! Gecenin üçüydü! Ve deli gibi uykusu vardı.
"Alo Güzelim!"
"Sensin o güzel!"
"Aa yanlış cevap ben son derece yakışıklı bir bad boyum."
"Kes! Bu saatte beni neden arıyorsun! Daha doğrusu niye beni arıyorsun? Hem numaramı nerden buldun? Tanrım!"
"Sesini duymak istediğim zaman benim için saat önemsiz! Kuşlardan aldım numaranı oldu mu?"
"Aah yüzüne kapatacağım!"
"İnkar etme sen de beni özledin. Hem de çok. Hatta şu an konuşurken gülümsüyorsun!
"Ne! Saçmalama hiç te bile!"
"Saçmalamıyorum ben. Bak ne diyorum. Odama gelmeye ne dersin?"
"Seni nasıl kısa yoldan öldürebilirim derim! Gelmeyeceğim tabiki de!"
"Neden? Yoksa yanımda kendine hakim olamamaktan mı korkuyorsun,"
"Sen cidden bir sapıksın!"
"Ama Jin ben o anlamda demedim ki! Ne kadar fesatsın! Ama istersen o anlamda da olur. Hayır demem yani"
"Cidden! Bir şey demiycem ya!"
"Eğer on dakika içerisinde odama gelmezsen. İnan bana ben oraya gelirim ve inan bana bunu yaparım."