14

321 33 9
                                    

''Hemen bana davayla ilgili evrakları toplayın. Herşeyi, bulabildiğiniz ne varsa. Kamera kayıtlarını unutmayın. Evin çevresinde ne kadar kamera varsa hepsinin kayıtlarını istiyorum.''

Xiao Zhan bulabildiği bütün detayları, ipuçlarını  incelemeye başlamıştı. İkinci duruşmaya az kalmıştı ama hala ellerinde önemli bir gelişme yoktu. Son üç haftadır deli gibi oradan oraya koşturuyor, dükkanlara gidip kendi elleriyle kamera kayıtlarını topluyordu.

Yibo'nun dıştan görüntüsü her ne kadar sert olsada, yumuşacık kalbiyle herkese kendini sevdirirdi. Uzun yıllar boyunca bu ofiste aynı kişilerle birlikte çalışıyordu. Kimse birbirinden şikayetçi bile değildi.

Wang Yibo'nun ofisindeki herkes onu gerçekten çok seviyordu, o yüzden Zhan buraya geldiği andan itibaren ofisteki çalışanlar ona yardımcı olabilmek için etrafında pervane oluyordu.

''Bundan sonra Yibo'nun ofisini kullanacağım. Bay Li bana hemen Yibo'yla bir görüşme ayarla.''

Saatler geçmiş ofise yerleştikten sonra tekrardan bilgisayar başına oturup evraklar arasından Wang Haoxuan'la ilgili birşeyler bulmak umuduyla araştırma  yapıyordu. Daha önceden baktığı için olmadığını biliyordu buna emindi ama şimdi gördükleriyle gözleri sonuna kadar açılmış,aklındaki düşünceler beynini yiyordu. Bağırmasıyla çalışanların hepsi ne olduğunu anlamaya çalışırken, Zhan'ın yüzündeki ifade gören herkesi korkutmuştu.

''Bay Li...''

Ofisin sorumlusu oydu. Hem adliyeyle ilgilenir,hemde ofisteki evrakların düzeni ondan sorulurdu. Yani bu ofise onun bilgisi olmadan asla evrak giremezdi. Koşarak odaya gelen adama soluklanması için süre vermiş, ardından hemen konuşmaya başlamıştı.

''Wang Haoxuan'ın vekaleti...''

Zhan vekaleti elinde tutup ona karşı gösterirken,Bay Li şaşkınlıktan ağzını bile açamamıştı. O vekaletin orada olması imkansızdı. Buna emindi. Ama ne diyeceğini bilememiş,sadece anlamsız bir o kadar da korkmuş gözlerle Xiao Zhan'a bakıyordu.

''Bunun burada ne işi var. En son geldiğimde vekalet yoktu. Bay Li açıklama bekliyorum. Yibo Wang Haoxuan'la görüştü mü hiç? Ya da o buraya hiç geldi mi?''

Adamın emin tavırlarla başını sallaması bile yetmişti aslında.

''Hayır Bay Xiao buna eminim çünkü biliyorsunuz bütün evraklar benim elimden geçiyor. Ne kişisel olarak görüşmeye gitti ne de o buraya geldi. Zaten gelse kamera kayıtlarından belli olur. Eğer ki vekalet verecek olsa mutlaka ilk benim elime geçerdi.''

İkna olmuş gibi görünmese de herkese karşı tavırlarını  değiştirmişti Zhan. İnanmış gibi yapmaktan başka çaresi yoktu. Güvenemezdi, bu durumdayken hiç kimseye asla güvenemezdi.

''Tamam. Bana gidip neden vekalet verildiğini araştırmanı istiyorum. Wang Haoxuan mutlaka vekalet  verdiyse davası açılmış olmalı. Ayrıca bana Yibo'nun son beş aylık duruşma listesini çıkar.''

Adamın başıyla onaylamasının ardından kapıya doğru yönelip çıkmasıyla tekrardan adının seslenmesiyle geriye dönmüştü.

''Görüşmeyi ayarladın mı?''

''Evet efendim''

''Tamam o zaman ben çıkıyorum. Dediklerimi bugün içinde hallet lütfen. Geri döndüğümde onlarla ilgileneceğim.''

***

Dışarısı kışı adeta tam anlamıyla yaşarken Xiao Zhan'ın içinde yazdan kalma sıcak bir sevinç vardı. Haftalar sonra onu görecek olması bile kalbini deli gibi attırıyor, yüzüne en güzel gülümsemesini koymasını sağlıyordu.

ARE YOU KILLER [YIZHAN]✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin