Yeni yıl özel bölümü

342 31 30
                                    

(2016 kışı yeni yıla 2 hafta kala)

''Sevgilim seni çok özledim.''

Kapıdan içeri girer girmez pencere kenarındaki tekli koltukta oturan adama seslenmişti. Yibo elindeki üstünden dumanlar çıkan sıcak kahvesini yudumlarken, arkasından kendisine yaklaşıp boynunu derinlemesine  koklayıp kokusunu içine hapseden adama gülen gözleriyle bakmıştı.

''Geç kaldın?''

''Biliyorum sevgilim ama sana bir sürprizim var.''

Zhan Yibo'nun oturduğu koltuğun dibine oturmuş, çenesini onun dizlerine dayamış bir şekilde yukarıdan kendisine bakan gözlere bakıyordu. Onun sıcaklığıyla eriyen kalbi, teninin verdiği özlemle her geçen saniye daha da titriyor bedenini onun bedenine hapsetmek için saatleri kolluyordu.

''Neymiş sürprizin sevgilim?''

Yüzündeki gülümseme daha da büyüyüp tavşan dişlerini gösterdiği an Yibo'da kendini tutamamış,onun gibi gülümseyip en sıcak,en içten gülümsemesini sunmuştu ona.

''Çok istediğin, can attığın kuzey ışıklarını görmek için tatil.''

Yibo'nun  içinde oluşan çocuksu sevinç daha da katlanırken, elindeki kupayı sehpaya bırakıp sıcak kahveden alev alev yanan avuç içlerini Zhan'ın yanaklarına bastırmıştı. Büyük eller arasında kaybolan  yüzü sevimli gelirken açıkta kalan burnu ve kan kırmızı dudaklarıyla kendisini tutmakta zorlanmıştı.

Kendi dudağını dişleri arasına almış, ısırıp çekiştirirken kendini bir anda Zhan'ın dudaklarını ıslak et parçasıyla örterken bulmuştu. Susayan dudakları onun dudaklarıyla can bulmuş, deli gibi atan kalbi onun dokunuşuyla daha da hızlanmıştı.

Hemen önünde oturan adamı ince belinden kavramış, kendine doğru çekmişti. Dudakları tekrar birleşirken,Zhan kendini Yibo'nun kucağında otururken bulmuş, parmakları hemen ensesindeki beni bulmak gezintiye çıkmıştı.

Parmak uçları alev alev yanarken ensesinde gezinen eller saçlar arasına çıkmış, yönünü kaybetmiş gibi ince teller arasında yolunu bulmaya çalışıyordu. Her elinin değmesinde burnuna dolan şampuan kokusu onu daha da çıldırtırken, oturduğu kucakta öne doğru hareket etmişti. Hareketlerine baskı uygulamış, Yibo'nun kasıklarına doğru şiddetini daha fazla arttırmış altta sertleşmesine neden olmuştu.

Büyük bir şapırtıyla ayrılan dudaklar bu durumdan hoşnut olmasa da Yibo kalçalarından tutup kaldırdığı adamı her gece tekrar tekrar bedenini keşfettiği odaya doğru götürmüştü. Bu gece de onlar için yeni bir keşif olacaktı.

Sabah yavaş yavaş sökerken, pencereden görünen karanlık bulutlar güneşi kendine saklamış gibi göstermiyordu yüzünü onlara.Yataktaki çıplak bedenler soğuk havaya rağmen birbirlerinin ateşiyle ısınmış, elleri birbirinin bedenlerini sımsıkı sarmış, bir saniye bile ayrı kalmanın korkusuyla yanmıştı. Odaya dolan sandal ağacı kokusu onlara huzur vermiş, Zhan Yibo'nun göğsünün üstüne koyduğu başını hafifçe yana çevirerek göğüs kafesini delip geçecek kalp atışını dinliyordu.

''Yataktan çıkmak istemiyorum ama artık hazırlanmamız lazım sevgilim. Uçuşumuz bu akşam.''

Zhan mırıldandığında Yibo burnunu bedeni üstündeki adamın saçlarına gömmüş derince bir nefes çekmişti içine. Tam konuşacakken konuşması yarıda kalmış, bütün lafları ağzına geri tıkılmıştı.

''Ben herşeyi hallettim Yibo merak etme. Senin işlerini de Bay Li'ye halletmesini söyledim. Yani önümüzde hiçbir engelimiz yok. Yanına sadece beni ve pasaportunu alman yeterli.''

ARE YOU KILLER [YIZHAN]✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin