Bölüm 12 "Dil, kan akıtmadan can yakar"

74.6K 2.8K 137
                                    

Siz de sol alttaki yıldıza bir kez dokunup, parlatarak bana destek olabilirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Siz de sol alttaki yıldıza bir kez dokunup, parlatarak bana destek olabilirsiniz. Seviliyorsunuz ❤️❤️

İyi okumalar

Giydiği bornozuna sarınıp giyinme odasına girdi. Sıkıntıdan ne yapacağını bilmiyordu genç kız. Eline telefonunu aldığından beri telefonları susmuyordu. Hastaneden aranınca açmak zorunda kalmıştı. Yakında iş başı yapacağını söylemişti; ama Karahan'a nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Zaten yüzünü görmüyordu son bir haftadır.

Aşağıdaki kadın sesleri artık rahatsız etmeye başlamıştı. Gidip müdahale etmemek için ağır ağır giyiniyordu. Üzerine siyah tulumunu giyerek elindeki bornozu da balkona götürüp astı. Saçlarını ıslak bırakarak sağ omzunda toplayıp balkondan şehrin manzarasına dalarak andan koptu.

Konağa Dicle'nin ailesi gelmiş yer kavgası ediyorlardı. Ferdane hanımın artık tahammülü kalmamıştı görümcesi olacak bu kadına. Resmen konağın düzenine karışıyor, bir halttan anlamıyorsunuz diyordu.

Şimdi de Dicle ile Karahan için Asel'in kaldığı balkonlu giyinme odası olan; önceden Karahan'ın olduğu odaya kızını layık görüyordu.

Sıla'dan aldığı kitaplar geldi aklına. Ne zamandır okumadığını sorguladı. Balkondaki yuvarlak masaya baktı. Pekala burada okuyabilirdi. Odaya girmeye karar verdi.

İçeriye dalan kişilerle eli cam kapının kulpunda; kaşlarını çatarak gelenleri anlamaya çalıştı. 'Bu ne hadsizlik' diyerek içeri adımladı Asel.

Ferdane hanım yapıştı Zenan kadının koluna. Yanında getirdiği üç kişi de Zenan kadına bakıyor verdiği talimatları yerine getiriyordu.

"Boşaltın de hele, tek bir parçası kalmasın."

Zenan kadının yanında getirdiği kadınlar giyinme odasına girince Ferdane hanım sesini duyuramadığı kadına bir kez daha konuştu.

" Zenan abla, hâlâ daha abla diyorsam saygımdandır. Olacak iş değel, ayıp ediysen. Çıkalım dışarı.. Karahan duyarsa köpürür."

Zenan kadın söyleneni duymuyordu. Asel'e nefretle bakarak astığı suratıyla büyük giyinme odasına girerek; içeriden aldığı kadın kıyafetlerini verdi getirdiği bir diğer hademenin eline. Asel hâlâ daha anlamamış, şaşkın gözlerle bakıyordu bu kadınlara. Burada neler oluyordu?

Sonunda anlaması uzun sürmedi. Kendine ait kıyafetlere baktı. Elden ele gezip odadan çıkarılıyordu. Boğazına oturan yumru ne zamandan beridir vardı? Götürülen kıyafetler yerlere saçılarak odadan çıkarılıyordu. 'Ne işim var burada?','Aptalsın kızım, düştüğün şu konuma bak' diyerek dolan gözlerini kırpıştırdı. Ağlamayacaktı. Bunları tahmin etmeliydi. Ne sanıyordu ki.. Karahan'ın yanında el üstünde tutulacağını mı? Karahan'ın sevdiği kadın Dicle değil miydi? 'Madem burası Dicle'nin olacaktı! Ne diye beni yerleştirdiler bu odaya!?' Diye düşünerek uzun tırnaklarını koluna geçirdi.

İmkan'Sızım (Yeniden Yazıldı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin