Bölüm 22 "Yedi çocuk"

63.1K 2.4K 361
                                    

Yıldıza dokunmayı unutmayın lütfen ♥️♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yıldıza dokunmayı unutmayın lütfen ♥️♥️

İyi okumalar

Oturduğu yerde dikleşip, önündeki masaya parmaklarını geçirerek sabırsızca bekliyordu Karahan. Büyük görüş odasındaki boş, en az otuz masadan çekti öfkeli bakışlarını. Sürgülü kapının kilit sesiyle arkasındaki parmaklıklı kapıya dönünce Dicle'nin ürkek bakışlarına öfkeli bakışlarıyla karşılık verdi. Bu kadın, sevdiği kadının canına kast etmişti.

Dicle tedirgin adımlarla iki kadın gardiyanın koluna girmesiyle yürüyordu. Başındaki siyah örtüsü saçlarına gelişi güzel bırakılmış, siyah tutamları alnını süslüyordu. Uzun, yeşil elbisesi içinde çok zayıflamış görünüyordu. Sürmeli gözleri Karahan'ın ateş saçan gözlerine değdi. Hızla başını indirdi babetli ayaklarına. Yalnız değillerdi. Avukatı, Karahan'ın arkadaşı komiser Kenan'la birlikte gelmişlerdi.

Masanın yanında ayakta dikilince, Kenan'ın sandalyesini çekmesiyle Karahan'ın karşısına titreyen vücudunu bırakarak kucağına bıraktığı ellerine bakmaya başladı.

Eğdiği başını hafifçe kaldırarak karşısında kendisine diktiği gözleriyle bakan adamın gözleriyle çakıştı. Çattığı kaşlarının altındaki gözleri hâlâ daha ateş saçıyordu.
Kenan ikilinin arasında oturmuş, Karahan'ın hışmından Dicle'yi korumak için tetikte bekliyordu.

"Karahan.."

"Kes sesini! Ben konuş demedim daha!"

Sinirle bakmaya devam etti Karahan. Tetiği çektiği anın görüntüleri kafasına üşüşünce sakin kalamıyordu.

Yumruk yaptığı elini masaya saplayarak, "O tetiği sıkmadan önce aklından ne geçiyordu?"

"Bana sıkacaktın, bana!" diyerek kükreyen adamdan oturduğu sandalyeden sadece bedenini uzaklaştırabildi.

Cevapsız kalan kadınla masanın üzerinden atılıp Dicle'nin bileğine geçirdi uzun parmaklarını.

Kadının bileğini sıkarak, "Konuşsana lan!" Dicle'nin ağlamasıyla sıktığı kolu bırakmadı. Var gücüyle sinirini aktarıyordu.

Kenan Karahan'ın eline dokunarak Dicle'yi özgür bıraktı. Serbest kalan bileğini ovalamaya başladı Dicle. Eğdiği başını kaldırmadı. Yanağından boynuna sicim gibi yuvarlanan yaşlarını silmedi.

Karahan oflayarak arkasına yaslandı. Sağ elini masaya bırakıp çattığı kaşlarıyla baktı Dicle'nin ağlayan haline. Ne yapmalıydı? Nasıl bir karar almalıydı?

Pozisyonunu bozmadan, "Bana bak kızım, boğazına yapışmıyorsam; korktuğumdan değil! Elimin, kolumun bağlı olmasından." Dicle sessizce ağlamaya devam ederek baktı Karahan'ın kararlı yüzüne. "Başka bir şehre nakil olacaksın." diyen adamla ağlamayı kesti. Karahan'ın cümlesini kavrayınca açık ağzıyla kaldı. Ne nakli? Karahan şikayeti geri çekmeyecek miydi?

İmkan'Sızım (Yeniden Yazıldı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin