O rengarenk begonyalara aşık fakat simsiyah dikenleri olan bir ceset...
O ölüme aşık fakat bir o kadar da korkak bir leş...
Kendi içinde ki savaşı kaybeden umutsuzlukla yoğrulmuş nadide bir çiçek...
O bir hiç...
Ve bir o kadar da gerçek...İçinde bulunduğu dünyadan nefret eden ve bir o kadar da vazgeçemeyecek kadar aşık ...
O peki...
O da
Bir milyoner...
Hayır hayır...
O bir katil...
Evet bir katil...
Kiralık bir katil...
İki kaybolmuş ruh... İki yalnız beden...
Umutsuzlukla tanımadığı dünyaca ünlü bir iş adamına hergün hesabına gizli bir profille yazarak içini döken hasta, umutsuz bir kız... Kendince kimsenin okumadığını düşündüğü mesajları aslında hergün biri tarafından merakla takip ediliyordu.
"Acılarıma son ver. Bu dünyadan senin ellerinle ayrılmak istiyorum tanımadığım adam." Dedi kız.
"Ölüm sadece korkakların sığındığı bir kaledir. Sen ise çok cesur birisin, korkak olma ve yaşa... Yaşa ki bu kirli dünyaya meydan oku... Bu başkaldırı tarihin tozlu sayfalarında bir zafer olarak nitelendirilsin tanımadığım kız." Dedi adam.
Yeni hikayem gençler. Açıkçası yazmayı en çok istediğim hikayem diyebilirim. Ne olursa olsun sonuna kadar gidicem. Tek bir okuyucusu olsa bile.
Bu süre zarfında Sen Dili ile beni nasıl yalnız bırakmadıysanız Bengoville de yalnız bırakmayacağınızı umuyorum.
Bu arada aslında ismi Begonvildi ancak küçük bir klavye hatası ile Bengovil oldu. Ben de böyle kalsın dedim. Tanıtım ve ilk bölüm yayında. Keyifli okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Dili
SpiritualBilinmeyen numara: Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya bu hep böyle, böyle biter mi? Aybüke: Çok güzel neden menekşe? Bilinmeyen numara: Menekşelerin kokusu yoktur. Ama şair öyle imkansızı sevmiş ki aşkının, sevdasının imkansızlığını menekşe çi...