11

689 96 28
                                    

Loki ve Thor ismini kullanamadım cok saçma durdu djndnd merhaba hiddleston ve hemsworth

"Burada ne yapıyorsun küçük Stark?" Stephen sırıtarak Tony'e ilerlemiş ve omzuna dokunmuştu. Tony bahçenin kenarını eşeliyordu.

"Kamptan yine duman çıkıyor" kazdığı yerden memnun olmamış olacak ki oturduğu yerde kıpırdanıp elindeki dalla kazımaya devam etti. "Annemi düşünmeden edemiyorum... Haber alamamak beni yoruyor" yanında duran elma çekirdeklerinden birkaç tane cukura atıp kapatmıştı. Kumda oynayan bir çocuk gibi görünüyordu Stephen'ın gözüne.

"Onları nereden buldun? Teğmen mi dikmeni söyledi?"

"Yüzbaşı elmaya sarmış olmalı, Anna toplamadan önce evin her yerinde çekirdek vardı. Bu toprakta büyümez ama... ekeyim dedim"

"Büyümesi için filizlendirmen gerekirdi önce, böyle kolay büyümez"

Tony dizleri üzerinde doğrulup ellerini silkeledi. "Bilmem, biyoloji dersini bana vermemişlerdi" homurdanırken varandanın arkaya dönen kısmında yüzbaşını görür gibi olmuştu. Ağabeyine geri döndü. "Zaten burada büyüse, suratsız herif onu ezerdi."

"Elma seviyormuş ama"

"Ölü halini."

***
Bucky, lacivert zarf olayını Steve'e tekrardan açmamıştı. Zaten sonrasında zorunluluk dışında konuşmaları da olmamış sayılırdı. Bucky kendini çok salakça açık etmişti, zarfı okuduğu an yok etmeliydi. O ise salak gibi üniformasının cebine koymuştu.

Dalgınlıkla eti yerine tabağın üstüne bıçağını sürttüğünü fark edince Steve tabağı onun önünden çekip gözlerini kıstı. "Ne var?"

"Bir şey yok" çatalını kendinden uzağa çekilmiş tabaktaki ete batırmaya yeltelendiği an Steve, tabağı masadan tamamen kaldırmıştı. "Yoğundum sadece"

"Hala takip ediyorsun değil mi?"

"Açık konuşmalısın" Bucky uzanıp tabağını ondan aldı ve önüne koydu.

"Silah ve yiyecekleri. Tutsaklara yollamaya çalıştığın şeyleri." Steve bardağını eline aldı. "Beni dinlemeyeceksin, ama bunu isteyen adamı dinliyorsun. Tanışıyor musunuz?"

Bucky cevaplamayı reddediyordu.

"Bana güvenmiyor musun?"

Bu sefer yutkunmuş ve ona bakmıştı.

"Ideallerim konusunda çok kesinim ama Bucky, tanrı aşkına, seni riske atacak hiçbir şeye kalkışmam."

"Beni bir şekilde kurtarıp diğer herkesi öldürürsün ama."

Steve, iştahını kaybetmiş şekilde arkasına yaslanmıştı. "Aramıza sınırlar koymak istiyorsun. Bunu mu anlıyorum? Ben senin işlerine karışmayayım, sen de benimkilere seviyesinde miyiz?"

Bucky çatalını bıraktı. "Ben sadece insanların ölmesini istemiyorum Steven."

"Yolladığın silahlar birçok alman askerini öldürecek. Nedense bunu senden isteyenin de ordudan olduğunu düşünüyorum"

Bucky huzursuzca nefesini verip masadan kalktı. "Afiyet olsun, oturup güzel güzel ye şimdi yemeğini"

Bucky odadan çıkacakken Steve arkasından seslendi. "Hemsworth muydu?"

Bucky bıkkınlıkla ona bakıp yalan söyledi. "Hayır"

"Ordudan uzaklaştırma almasını sağlamıştım. Sırf benden öç almak için seni ateşe atıyor bile olabilir. Ingiliz bir askerle konuşuyordu, tanrı şahit ikisinin gey olduğuna-"

Memoirs of Holocaust | Stony AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin