Kumsala geldiğimizde "Burada kimse olmaz. Sosyal yerlere göre fazla tenha." dedim. Buraya gelmek aşağı yukarı iki saatimizi almıştı.
Hayran kalmış bir ses tonunda "Ayberk burası harika." dedi Helen.
"Sevmene mutlu oldum." dedim.
Ayakkabılarını çıkarıp eline aldı ve kumların üstünde yürümeye başladı.
Arabadan inip ardından gittim. Gülerek sahilde dolaştığını görmek yüzümde istemsizce bir gülümsemeye sebep olmuştu.
"Hadi denize girelim!" diye bağırınca "Bu saatte ve böyle mi?" diye sordum.
"Evet. Saat on ikiye geliyor. Zaten hava karanlık. Lütfen." dedi.
"Senin istediğin gibi olsun." dedim ve tişörtümü çıkardım.
Kendi tişörtünün ucunu tutunca endişeyle "Ne yapıyorsun?" diye sordum.
"Tişörtle mi gireyim? Benim senden ne farkım var?" diye sordu ve tişörtünü çıkarttı.
Üst kısımda sadece sütyeni kalırken sessizce yutkundum.
"Otel odasına dönmek istiyorsan bunun için çok geç." dedi ve denize girdi.
Ardından gülerek bende girdim. Su benim göğsümün biraz aşağısına kadar geliyordu.
"Su soğukmuş." dedi ve bana yaklaştı.
"Sanırım bana yaklaşmak seni ısıtacacağını düşündün." dedim.
Kollarını boynuma sararken "Ya da sadece yakınlaşmak istiyorumdur." dedi.
Kollarımı beline sardım ve "Bu güzel bir fikirmiş." dedim.
"Bu fikrimin bu kadar hoşuna gitme sebebi ne?" diye sordu.
"Beni kendine aşık ettin. Beni kendine çok fena aşık ettin. Benim olmanı istiyorum sadece. Başkaları olmadan sadece biz olalım istiyorum." dedim.
Sağ eli ile yanağımı okşadı ve "Sana acıyorum." dedi.
Anlamayarak "Ne?" diye sordum.
"Sherlock Holmes izlemeyi çok severim. Hatta bir lafını hiç unutmam. Bütün hayatlar sona erer, bütün kalpler kırılır. Değer vermek bir avantaj değildir." dedi.
"Bunu duymamıştım ve beni sadece bir cümle durdurmaz. Bu yeterli değil. Başka bir cümlesini alıntı yap." dedim.
"Peki şu sözünü duydun mu? Duygu denen şey, sadece kaybeden tarafta bulunan kimyasal bir kusurdur. Tatlım kaybettin." dedi ve denizden çıktı.
Hızlıca ardından denizden çıktım. Hiçbir şey olmamış gibi saçını bileğindeki toka ile topuz yaptı ve tişörtünü giydi.
Beni umursamadan gidecekken "Helen dur!" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Raketi
ChickLitİyi bir tenis oyuncusunun mafyalık sınavından ikinci kez geçememesinin sebebi olan kızın gizemi, birbirlerine duydukları aşkın en ilginç şekilde yaşamaları ve sonrasında olanlar...