•••
Kaç saat geçmişti bilmiyordum ama gözlerimi açtığımda etraf kararmış, odayı sadece sokak lambasının ışığı doldurmuştu.
Yavaşça yerimde doğrulduğumda bir müddet oturup gözlerimin karanlığa alışmasını bekledim.
"Baba." Sesim uykudan yeni uyanmamın etkisiyle bir hayli çatallı çıkmıştı.
Beklediğim ses gelmediğinde ayağı kalkıp çantamı bıraktığım yere gittim. Telefonumu içinden çıkartırken etrafı aydınlatan ışığı gözlerimi kısmama sebep olmuştu.
Saat nerdeyse gece yarısına geliyordu, babamın muhtemelen restoranda geçtiğini tahmin edip bu seferde kızlarla kurduğumuz guruptan gelen mesajlara baktım.
İrem; Gözlerimi kapattığımda bile egemenin suratına pasta geçirdiğim dakikaları hatırlamam sizcede normal mi?
Mısra; benimkinin yanında o en normali kalır. Ben nereye baksam Boranın cibiliyetsiz sıfatını görüyorum.
Pınar; kavgada kim götüme şaplak attı lan? Olayın şokundan soramadım.
İrem; Erkeklerden hoşlanıyorum kanka.
Pınar; götüme şaplak atman için kızlardan hoşlanmana gerek yok ki hayatım.
Mısra; Ya Allah aşkına başımıza gelen gelmiş siz hala kim beni elledi kim beni mıncıkladı derdindesiniz. Biz bugün varya bütün şileye rezil olduk rezil!
Pınar; göt önemli kanka.
Mesajların devamı çeşitli saçmalıklarla geçtiğinde okumayı bırakıp mutfağa yöneldim.
Açlıktan bayılmak üzereydim ve ben hala ağzıma tek bir lokma dahi sürmemiştim.
Dolabın kapağını açtığımda elimi boynuma götürüp ne yiyeceğimi düşünmeye başladım.
Elim boynumda olmasına alışık olduğum ve canımdan bir parça haline gelen kolyeyi bulamadığında kalbim tedirginlikle teklemeye başlamıştı.
Dolabın kapağını kapatıp bütün evi aradığımda hala kolyemi bulamamıştım.
Kalbim gittikçe daha çok sıkışırken bir elimi anlıma bastırıp nerde olabileceğini düşündüm.
"Kesinlikle düğün yerinde düşürdüm. Ordan başka bir yerde vakit geçirmedim ki?" Kendi kendime söylenirken odama girip hızlıca üzerime bir şeyler geçirdim.
Dış kapıya geldiğimde bir yandanda telefonumu ve anahtarımı cebime sıkıştırıyordum.
"Allahım ne olur ona bir şey olmasın." Aksini düşünmemeye çalışarak dışarı çıkıp koşar adımlarla kumsala yürümeye başladım.
Kumsala geldiğimde düğün yerinin çoktan dağıldığını ve etrafta tek tük insanların kaldığını gördüm.
"Kuma gömülmüş olma ne olur kuma gömülmüş olma!" Söylene söylene bütün kumsalı aramaya başladığımda umudum gittikçe tükenmeye başlamıştı.
"Bunu mu arıyorsun?"
Tam vazgeçeceğim esnada birinin konuşmasıyla adeta yerime çivilendim.
Sesin tanıdık oluşu gerilmemi sağlarken tereddüt etmeden yüzümü sesin geldiği yöne çevirdim.
Karahindiba katili benden bir kaç adım uzakta ve parmaklarının arasına doladığı kolyemle öylece bana bakıyordu.
Gözlerim havada tuttuğu kolyemin üzerinde gezindiğinde vücudumu saran korku artık nefes almamı engellemişti.
Ayın parlattığı kolyem bana hüzünle göz kırptığında sertçe yutkundum ve aklımdan geçen kelimenin dudaklarımdan taşmasına izin verdim.
"Hassiktir!"
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAHİNDİBA KATİLİ || yarı texting
Short StoryBu, doğdukları yerden sürgün edilip Aynı bahçeye düşen iki karahindiba'ın hikayesi. "Bu isimle kitap olmuş ilk kurgudur." Yayınlanma tarihi; 21 Aralık 2020 eğlence #1- 02.08.2021 aşk #1-01.30.2022 komik #1-02.05.2022 kızlar #1-03.10.2022