24|Kahvaltı
Derinden hissettiğim huzurun etkisiyle gözlerimi yummuş gözlerimin önünde bir an olsun gitmeyen meftunu olduğum yüzü tekrar tekrar zihnime kazıyordum. Ancak bu seferki başkaydı. Bu sefer gece gibi koyu gözlerinde sevgi de vardı. Benim her Ali'ye baktığımda gözlerimde olan sevgiden şimdi onunda gözlerinde vardı. Oysa bunun olmasının çok güç olduğunu düşünür hayalini bile kurmaya korkardım. Göğüs kafesimde şiddetle devinen kalbim avaz avaz haykırıyordu hayalini bile kuramazken şimdiyse bunu yaşıyordum.
Ali'yle birlikteydik. Benim güzel adamım ellerimi tutmuştu ve bırakmam diye söz vermişti. Engel olamadığım bir tebessüm yüzümü kaplarken dudaklarımdan kısık bir gülüş odama yayıldı. Deliriyor muydum? Belki de deliriyordum çünkü bu kadar mutluluk aklıma zarardı.
Yattığım yataktan doğrularak komidinin üstündeki telefonumu aldım. Karanlığa alışan gözlerim telefondan gelen ışık yüzünden sızlayınca gözlerimi kısarak rehberden hızla Hilal'in numarasını bulup aradım. Uzun uzun çalan telefon kapanmak üzereyken cevaplanmıştı.
''Gecenin ikisinde arayacak kadar ne oldu?'' Hilal'in dedikleriyle şaşırarak telefonu kendimden uzaklaştırıp saate baktım. Sahiden de saat ikiyi geçiyordu halbuki ben bu kadar saat Ali'yi düşündüğümün farkında bile değildim.
''Ben uyuyamıyorum Hilal.'' Kısık sesimi bastıran telefonun diğer tarafından yükselen derin bir iç çekiş sesi oldu.
''Uyuman için nini mi söyleyeyim diye aradın Aysima?''
''Hayır ondan değil ben heyecandan uyuyamıyorum ne yapacağımı da bilemedim direk seni aradım. Hilal kalbim böyle ağzımda atıyor, gözümü her yumduğumdaysa Ali'nin yüzü beliriyor önümde. Ben ne yapacağım Hilal sanki koca dünya benim olmuş gibi?'' Konuştukça dilimin ucuna gelen kelimeleri geriye iterek kuş gibi çarpan kalbimin üstüne elimi bastırdım.
''Aysima kuzum sen abimi seviyorsun ve şuan berabersiniz bu yüzden fazla mutlusun seni anlıyorum. Ama beni neden uykumdan ediyorsun yat uyu sabah bize gelirsin hem abimi de görürsün.'' Hilal'in haklılığıyla sıkıntıyla derin bir nefes aldım.
''Uyuyamıyorum diyorum yat uyu diyorsun Hilal hem ben bize gelemem.''
''Neden gelemiyormuşsun?'' Hilal görecekmiş gibi yüzümü asarak pencereden dışarı baktım.
''Utanıyorum galiba.''
''Aysima Allah aşkına git uyu belli ki uykusuz kalınca senin saçmalama seviyen artıyor. Kendi evin kadar girip çıktığın eve gelmeye utanmak ne demek?'' Hilal bu konuda biraz haklı olsa da şuan durum çocukluğumdan beri gelip gittiği eve gitmekten utanmak değildi bu sefer o eve girerken kendimi farklı hissedeceğimi düşünüyordum.
''Galiba fazla mutluluktan ne düşüneceğimi şaşırdım Hilal. Seni de uykundan ettim ama ne yapalım aramızda aşık olmayan ve mantıklı olan tek kişi sensin yani başın bizimle epey dertte.'' Dediklerime gülerken Hilal'de bana eşlik etmişti.
''Zamanında kaçıp gitmeliydim ama ben gelip sizi kendime ahiretlik yaptım görüyorsun ya her insan hata yapabiliyor. Ne yapalım oldu bir kere hem artık iki aşık ve saf arkadaşım var günlerim aşırı keyifli geçecek.''
''Laflara bak hem aşkta mantık olmaz Hilal'im biz o yüzden saf oluyoruz yoksa bilirsin çok fenayız.'' Hilal bana inanmadığını belli edercesine bir homurtu çıkarınca güldüm. Kesinlikle biz saftık ve bu aşkla alakalı değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/199240609-288-k589567.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
Teen Fiction|TAMAMLANDI| Yarası kendinden güzel adam ve onun güzel Ay'ı. 02.09.2019