8.Kavga

78.3K 3.9K 601
                                    

8|Kavga

Her insanın illa bir hayali vardır. Mesela hiç görmediği ülkeleri gezmek, yaşlanınca sahil kenarında ev almak ya da ufak bir çocuğun annesini ikna edip o çok istediği oyuncağı alması bunlar insanların hayaliydi. Benim de hayalim vardı. Ben çok büyük bir şey istemiyordum sadece Ali'yle bir ömür istiyordum. Bu beni sevsin biz el ele, diz dize yaşlanalım demek değildi. Sadece komşusu bile olsam hayatında olayım istiyordum. O bile yeterdi bana. Gerçi Ali'nin olduğu düş bile bana bir ömür yetiyor iken bunun yetmeme ihtimali yoktu.

Aslında bazen bunlar bana az geliyordu. Ölesiye bir sevginin boyundurluğunda beni sevmesi için gecelerce yalvarıyordum. Öyle bir açlıkla boğuşuyordum ki bazen yenileceğimi bile düşünüyordum. Ali benim tek gerçeğimdi ben onun için bir adamın sevgisinin ne olduğunu tatmadan yaşamayı göze almıştım. Ama her insan gibi benim de umudum vardı. Bir gün belki sever umuduyla beklemek yoruyordu ancak o bile güzeldi.

Ali güzel adamdı. Güzel adamdan gelen her şey mutlak güzeldir.

"Maviş!" Duyduğum yüksek sesle onca düşüncenin arasından sıyrılarak yataktan kalktım. Bağıranın kim olduğunu bilerek aheste aheste odamın penceresine giderken acaba ne oldu diye düşünüyordum. Pencereyi açarak pencerenin demirliklerine asılan Elif'e şöyle bir baktım. Hayır yani pencere senin boynuna anca geliyor ve biz birbirimizi görebiliyoruz ne diye asılıyorsun demire?

"Hilal'i de aradım gelecek sende gel kapıda oturacağız." Elif herhalde benim konuşmayacağımı bilerek hemen lafa girmişti.

"Çekirdek var mı?" Sihirli kelimeyi yani çekirdeği söylememle gözleri ışıldadı.

"Var var ben getirdim. Ama sende getir aslında Hilal'e de getir diyecektim kola bende dedi sonra telefonu yüzüme kapattı. Hain kadın, neyse hadi gel."

"İyi bekle geliyorum." Perdeyi çekip koşarak mutfağa gittiğimde annemin akşam yemeğine başladığını gördüm.

"Kolay gelsin komşu kızı." Geldiğimi fark etmemiş olmalı ki irkilerek bana döndü. Ardından bana dönüp güldü.

Aslında bana değil komşu kız dememe gülüyordu. Babam anneme asla adıyla seslenmezdi. O zamanlar hep komşu kızı derdi. Tabi o zamanlar dediğim zaman annemin babamın sevgisinden habersiz olduğu döneme tekabül ediyordu. Annem her seferinde bu kelimeyi duyunca utanır gülerdi. Başta neden utandığını anlamasak da bir ara babamın söylediğine rastladım. Adam resmen aşkla söylüyordu. Yani bir kelime ancak böyle ben sana ölüyorum kadın der gibi söylenirdi.

Ben nasıl anneme benziyorsam abimde gözleri hariç babama benziyordu. Bu sadece fiziksel değildi huyları da aynıydı, alışkanlıkları da. Abim de Elif'e hep komşu kızı der tabi bunu neden söylediğini bir ben bir o bilirdik. Bana ilk Elif'i anlattığında öyle güzel öyle anlamlı Elif demişti ki sadece ismini söyleyişinden bu adamın çok sevdiğini anlardınız. E hal böyle olunca abim Elif demeyi henüz askerden gelir gelmez bırakmış ve komşu kızı demeye başlamıştı.

"Biz kızlarla kapıdayız haberin olsun." Annemin efsunlu hali sürerken itiraz etmeden başını sallayınca hemen bir tabağa çekirdek dökerek kapıya çıktım.

Elif sokak kapısının iki basamaklı merdiveninin en üstünde oturmuş karşı binamızda oturan Sevim ablayla konuşuyordu.

"Yok abla yanlışın var Hanife abla Lokman abiden bahsediyordur." Elif'in hararetli konuşmasıyla bende meraklandım. Lokman abi, abimin arkadaşıydı ancak biz pek karşılaşmadığımız için yakın değildik. Loman abi ile ilgili ne oluyordu?

BİR GÖNÜL DAVASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin