4|Bu Nasıl Rastlantı
Söküp atamıyordu insan kalbinde yeşeren ilk sızıyı. Sana kalbini hatırlatan ilk sızı o iken söküp atmak mümkün değildi. Aslında bu nasıl bir şeydi biliyor musunuz? Görmeyen bir insana gözlerini verip gökyüzünü gösterdikten sonra tekrar onun karanlığa gömülmesini istemek gibiydi. O insan bir kez gökyüzünün mavisine tutulmuşken karanlığa geri dönmesini istemek acımasızlık olurdu.
Ve şimdi biri karşıma geçip onu unut dese ilk kez gökyüzünü gören o insan gibi korkardım. O benim gökyüzümdü, ben ondan geçemezdim. Gecem onun gözlerindeyken gündüzüm onun bir çift güzel sözündeyken bu mümkün değildi. Ah acısını bile sevdiğim adam nasıl korkar oldum bir bilsen bunları duysan üzülürsün bilirim ama üzülme ben bana bahşettiğin korkuya da razıydım. Senden gelmiş nasıl razı olmam? Bu delilik olur.
Ama kulaklarıma bir şeyler çalındı. Nasıl acıttı bir bilsen. İhtimali bile düşüncelerde boğulmama neden olurken şimdi o ihtimal gerçekleşmeye vakit kolluyor. Saatteki yelkovan boğazıma dolanmış sıkıştıkça boğuyor. Ancak ölmüyorum.
Ali yavaş yavaş benden gidiyorsun. Sen bile gidişini bilmez iken ben her adımınla biraz daha mahvoluyorum. Gitme ne olur!
Yaşlardan ıslanmış yastığıma biraz daha başımı bastırıp pencereden aydınlanan gökyüzüne baktım. Uykusuz bir geceyi daha geri de bırakmıştım. Aklımda hala Ali için buldukları kız vardı. Ali biliyor muydu acaba? Bilmese Ayşe teyze konuşur muydu? Bunu öğrenmem gerekiyor ama nasıl?
Ali eğer bu kız işinden haberdar değilse bile ne yapacaktım bilemesem de bir yolunu bulmam gerekiyordu. Onun benden gitmemesi için her şeyi yapardım.
"Aysima!" Ansızın odaya paldır küldür dalan annemle korkuyla irkildim. Yataktan doğrularak anneme baktım. Başına bağladığı pembe bandana, üstündeki yıpranmış gri tişörtüyle, ki o tişörtün ilk rengi siyahtı, karşımda duruyordu. Bayram temizliği için erken değil miydi? Mesela şundan bir 4 ay kadar.
"Kız bakma yüzüme aval aval kalk. Annem gelmeden şu eve girişelim. Ben zaten sabah namazında kalkıp başlamıştım. Pek bir şey kalmadı gibi el birliği ile hallederiz." Annemin dedikleriyle babaannemin son gelişini hatırladım.
Tertemiz eve bok götürüyor diyerek annemle arasındaki savaşın silahlarını laf sokmaktan bir üst seviye olan temizlik malzemelerine çıkarmışlardı. Garibim annem üç öğün yemek yapmak yerine üç öğün evi temizleyince evde işler rayından çıkmıştı.
Tabi babaannem gitmeden annemin gönlünü alarak gitmiş olsa da görüyorum ki annem dert etmişti. Ve bu dert edişin acısı bana patlamıştı. Tek kız olmak zordu!
"Tamam üstümü değiştirip geliyorum ben sen git." Dediklerime ve bana zerre güveni olmayan annem yataktan kalkıp dolaptan kıyafetlerimi alana kadar bekleyip öyle çıkmıştı. Üstümdekileri çıkarıp temizlik için dolabın köşesine attığım eski yadigarları giyindim. Ahı gitmiş bağı bile kalmamış abimin salaş eski tişörtü ve altıma geçirdiğim yarım siyah taytımla hazırdım.
Odadan çıkıp çamaşır suyunun yoğun olduğu salona girdiğimde yanılmadım. Annem buradaydı. Benim gelişimle elindeki toz bezini bırakıp yanıma geldi. Nereden çıkardığına emin olamadığım mavi bandanayı başıma takıp alıcı gözüyle bir inceledi.
"Şimdi temizliğe hazırsın. İşe koltuk silmeyle başla." Sanki sözlerini anlamamışım gibi bir de başıyla koltukları göstermesine sadece baş salladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
Genç Kurgu|TAMAMLANDI| Yarası kendinden güzel adam ve onun güzel Ay'ı. 02.09.2019