•Tamamlandı•
"Paraya sıkışan Alisia Parlak, hiç tanımadığı bir polise asistanlık yapma teklifini kabul etmek zorunda kalır. Gizemli polis Cevat Ufuk ise işinde sorunları olan, kendini beğenmiş, egoist bir adamdır. Çocukluk arkadaşına olan aşkını unu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bir sabah uyanıyorsun ve baş ağrısıyla işe gidiyorsun. Herkes seni görünce şok geçiriyor, daha ne olduğunu anlamadan polisler geliyor ve senin üç aydır kayıp olduğunu söylüyor. Tek sorun Elif hanımın bütün bu olanlardan habersiz olması."
"On keredir tekrarlayıp duruyorsun yorulmadın mı?" İsyan etmekte gayet makul sebepleri olan Cevat az daha konuşursam camdan atlama potansiyeline sahip olduğu için susmak zorunda kalmıştım.
Elif hanım bizi iyi olduğuna ikna ederek yarın görüşmek üzere evlerimize yollamıştı. Ev demişken nereye gittiğimizle ilgili bir fikrim yoktu.
İç sesim umarım bir gün havadan sudan sebeplerden geberip gidersin de kurtulurum senden. Cevat'ın telefonu çalınca kendi kafamın içinde verdiğim savaşa da ara vermiştim.
"Kaç kere dedim meşgulüm arama beni diye. Ayrıca söylediklerim hala geçerli vaka falan yok sana."
Ted'in telaşlı ve öfkeli sesini duyunca hayretle Cevat'a baktım. Neyle meşgul olduğunu yakında öğrenirdim artık. Cevat uyuzluğunda ödün vermeden çocuğun üzerine gitmekte kararlıydı.
"Ne ile meşgul olduğunu tahmin edeyim mi?"
"Etme, çirkin sahiplenme şakalarını kendine sakla. Baklavanızda ya da yoğurdunuzda gözüm yok."
Kahkaham duyulmasın diye elimle ağzımı kapattım. Çocuğu nasıl bıktırdıysa artık. Kıyamam ya zavallı Ted'im.
"Ne münasebet? Derya hanımla çatıda randevunuz olduğundan haberim var."
Duyduğum isimle yüzüm asılırken gözlerimi devirdim. Kendi ellerimle yapmıştım bu ilişkiyi resmen, ol desem olmazdı.
"Niye aradın o zaman beni?"
Ted şüpheyle sorusunu sorarken Cevat bulduğu vakanın gururunu yüzünde taşıyordu. Utanmasa kadının başına gelenlere sevinecekti deli herif.
"İyi doktorun ayağına hasta kendisi gelirmiş. Çok sağlam bir vakayla karşılaştık, birkaç şey öğrenmeni isteyecektim." Ardından ekledi;
"Zahmet olmazsa.." Sinirlenerek koluna hafiften vurdum. En önemli gününde hem bir şey istiyordu hem de uyuzluk yapıyordu.
"Tamam akşama doğru bakarım, sen gerekli bilgileri gönder. Kendini tutamayıp canımdan bezdireceksen eğer telefonu sessize alacağım."
"Yok, yok alma. Sen gönderene kadar uslu duracağım. Söz veriyorum yakışıklı."
Ted ona hoş olmayan birkaç iltifatta bulununca Cevat anında gülerek çağrıyı sonlandırdı. Yüzündeki tebessüme takılıp kalırken söylediği şeyler aklımda dönüp duruyordu.
