P~26

265 28 0
                                    

Cevat Ufuk↓

Cevat Ufuk↓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~•~•~•~

Kendimi bu kadar endişeli hissetmem anormal sayılmazdı. Cevat şaka gibi bir hareket yaparak denetlemem için bir vakayı ellerime bırakıp gitmişti. İçimdeki heyecanı boğamıyor, aksine bu his attığım her adımda daha fazla boyutlara ulaşarak beni ele geçiriyordu.

Ted'in bana yolladığı müzik gösterisine göre bugün önemli bir gün sayılırdı. Oturduğum sandalyede parmaklarımı sıkarak içimdeki endişeyi atmaya çalışıyordum.

Ama başarısız olmuştum.

Sahneye çıkan kişi nazikçe seyircilerin önünde eğilerek piyano başına geçti. Ve o paha biçilemez müzik de başlamış oldu.

Acaba Cevat ne yapıyordu şu anda? Hangi ipucunun peşinden koşuyordu? Kendimi sonu gelmeyen bir yolda adımlıyormuş gibi hissetmekten alıkoyamıyordum. Yanımda olsaydı bu şekilde olmazdı diye geçirdim içimden.

"Müthiş değil mi?"

Ansızın yanımdan yükselen ses yüzünden irkilerek düştüğüm hayal dünyasından gerçekliğe döndüm. Yanımda orta yaşlarda bir adam oturuyordu. Sempatik görünümüyle birlikte bir sanatçıya da benziyordu.

"Aynen, insanı mevcut olmayan hayal dünyasına götürüyor bir nevi." Söylediğim şeye gülerek adamın notalar üzerinde bıraktığı olağanüstü müziğinin akışına geri bıraktı.

Aklımda dönen düşünceleri Cevat'a aktardığım için şu anda bu alışkanlığımdan mahrum kalmıştım. Huzursuzluğun belki de bu yüzdendi: ona alışmıştım.

"Müzik insana neden cinayet işletir ki?" Kendime engel olamadan sorduğum sorunun yanlışlığını sonradan farkına varmıştım. Ne yeri ne de zamanı değildi. Adam beni şaşırtacak derecede umursamazca soruma yanıt verdi;

"Mesele asla baktığın noktada değildir, her zaman bencil isteklerimizi makul sebeplerin çerçevesinde saklarız. Bunu kaçırdığın için cevabı bulamıyorsundur belki de."

Kaşlarım kendiliğinden çatıldı. Doğru noktaya parmak bassa da bazı noktalarda uyuşmayan şeyler çıkıyordu.

"Her isteğimiz bencilce sayılmamalı bence." Dedim sesimi kısık tutmaya çalışarak. Konuşmanın yersiz olduğu ortamda mecbur kaldığım için bu saygısızlığı yapmak zorunda kalmıştım.

"Mesela?"

"Mesela, sevmek. Birini sevmek neden bencilce olsun ki?" Bir de araya engeller girince tadından yenmez olurdu. İmkansız olduğunu bildiğin halde devam etmekse ayrı bir olaydı.

"Yalnız kalmaktan korktuğun için birilerini arama zahmetine girersin. Sonuç olarak kendince bencil sebebe sahipsin." Adamın net şekilde söylediği şeye cevap verecektim ki son anda vazgeçtim. Bazı şeyleri bazılarına anlatamazsınız.

Pırlanta/1 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin