P~34

254 21 20
                                    

Bölüm şarkısı: Snow Ghosts - Circles out of salt


•~•~•~•

Yüzümü ıslatan yağmurun damlalarını hissediyordum. Soğuktu aynı zamanda hayatta olduğumu hissettiriyordu bana. Karnımın üzerinde bütün vücuduma yayılan bir acı dalgası vardı. İlk başlarda akan kanın sıcaklığını hissetsem de zamanla o his de kaybolup gitmişti. Tıpkı yağmur damlaları gibi.

Her taraf beyaz bir kağıt kadar düzdü. Ne siyahlık vardı ne de boşluk. Buradan kurtulmak istiyordum ama o kadar uzun süre kalmıştım ki bu yerde gerçek hayatın nasıl olduğunu unutmuştum. Ellerimi tekrardan hissetmek istiyordum. Ayaklarımın üzerine basarak koşmak istiyordum. Uyuşmuştu bütün vücudum.

"Alisia."

Bana asırlar gibi gelen zamanın ardından ilk kez ismimi duymuştum birinin ağzından. Fakat kim olduğunu ayırt edecek kadar zihnimin uyuşukluğunu atamamıştı üzerinden.

"Alisia beni duyuyor musun?"

Gözlerimi açmak istesem de o kadar ağır gelmişti sadece göz kapaklarımı hareket ettirebilmiştim. 'Sizi duyuyorum lütfen yardım edin' demek istesem de gözlerimi bile açamadığım halde nasıl konuşacaktım ki?

"Göz kapağı hareket etti doktor hanım."

Bu ses... bu sesi tanıyordum. Çok tanıdıktı.

"Evet, haklısınız. Seslere tepki veriyor."

Yavaş yavaş konuşulan kelimelerin ne anlama geldiklerini anlayabiliyordum. Annemin sesiydi az önce ağlamaklı şekilde konuşan. Annem buradaydı. Daha fazla dinlemek istedim etrafımda konuşulan şeyleri çünkü o'ndan bir haber alabilirdim belki. Sesler git gide uzaklaşmaya başlayınca o beyaz dünyaya tekrardan geri döndüm.

~•~

Garip bir şey olmuştu. Gözlerimi aralamıştım nihayetinde. Gördüklerim bulanık olsa da beyaz bir tavana baktığımı anlamam uzun sürmemişti. "Cevat," dudaklarımdan dökülen kelimeler kendi kulağıma bile değişik gelse de söylemeye devam ettim. Kısa süre sonra görüş alanıma giren annemi gördüğümde gülümsemeye çalıştım ama bu durum bana acı veriyordu.

"Anne, Cevat..."

Hareket edemiyordum. 'Anne Cevat yaşıyor mu?' diye sormak istesem de konuşmam bile kısıtlıydı. "Cevat..." pes etmeden devam ediyordum belki anlar diye.

"Ezgi kızım ne dediğini anlıyor musun? Doktora haber verelim mi uyandığını?"

Annem o kadar telaşlanmıştı ki uyanmama bile sevinememişti kadın. Gözlerim kendiliğinden kapanırken bilincim de gidip geliyordu. Az sonra gözüme ulaşan keskin ışıkla onları açmaya zorladım. Bu sefer görüş alanımda beyaz önlüklü bir kadın, onun hemen yanında da Aykut vardı. Onu görür görmez konuşmak için kendimi zorladım tekrardan.

"Alisia kendini çok yoruyorsun lütfen sakin kalmaya çalış."

Kalp atışlarımı hissedebiliyordum göğsümün üzerinden. Eğer ona bir şey olsaydı... O kadar korkuyordum ki bu gerçekle ne yapacağımı bile bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum. Aykut olduğum yere yaklaşarak kulağıma doğru eğildi. Elimin üzerinde hissettiğim eliyle destek verircesine sıkıyordu.

"Cevat yaşıyor merak etme."

Tuttuğum nefesimi dışarı verdiğimde şakaklarıma doğru akan gözyaşı ile birlikte ilk kez vücudumu da hissedebilmiştim. Aykut hafif geri çekilerek yeşil gözlerindeki hüzünlü bakışlarını benim gözlerime dikti. Bir tarafta çocukluk arkadaşı varken diğer tarafta okul yıllarından birlikte olduğu en yakın arkadaşı ölümün ucundaydı. Hangi taraf için koşacağını kestiremiyordu. Gözlerimi açıp kapatarak onun söylediği şeyi duyduğumu belirttim hafif tebessüm eşliğinde.

Pırlanta/1 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin