P~15

451 34 14
                                    

Uzun bir süreden sonra herkese merhabalar. Eski bölümler düzenlenerek tekrardan yüklenecektir. İyi okumalar.

☆☆☆

Duke Dumont - Ocean Driver

Ona sarılmak farklı bir histi sanki, sana kucağını açan denizin dalgalarının seni sarması gibiydi. İçindeki insanların fısıltılarını duyar gibi olmuştum fakat çığlık çığlığa bağırıyor gibiydiler. Kollarımı ondan çözerken yüzüne baktım ne planları var diye. Oturduğum yerden kalkamıyordum ne yazık ki çünkü hissettiğim yorgunluk izin vermiyordu. Duyduğum şiddetli kapı sesiyle kendimi Cevat'ın arkasında buldum. Nefes alışverişlerim tekrar bozulurken kapıya ilerleyen Cevat'ı durdurdum.

"Nereye gidiyorsun? Şimdi kapıyı kıracak!"

Diye bağırdım korkuyla. Kafasını olumsuz anlamda sallarken tekrardan pencerenin altına ilerledi. Sandalyeye çıkarak yine şansını denerken kapı sesi şiddetlenmişti. Sağa sola amaçsız olarak bakarken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bütün bunlar bir saçmalık olduğunu bağıran yanım yok olmuştu ve kendimi teselli edecek cümleler sarfedemiyordum. Pencere açıldığında sandalyeden inen Cevat çıkmam için kolumdan tutarak sandalyenin üzerine çıkardı. Pencerenin kenarlarından tutarak kendimi yukarıya kaldırmaya çalıştım fakat başarısızdım.

"Bu kadar kiloyla anca çıkarsın oraya. Panda yavrusu."

Diyerek ayaklarımdan kaldıran Cevat'a ters ters baktım yukarıdan aşağı doğru. Bana kilolu mu demişti? Ayağım tam da suratına çarpacak pozisyondaydı fakat kapıyı kırmaya çalışan birisi vardı. O yüzden bunu bir kenara yazarak zorlukla da olsa tırmanmayı başarmıştım. Şimdi de tırmanma sırası ondaydı. Sandalyenin üzerine çıkarak kenarlardan tutmuştu ki kırılma sesiyle sallanmaya başladı.

Korkuyla her an yere çarpılma tehlikesi yaşayan Cevat'a bakarken kırılan sandalyeye beddua ediyordum ya da toplu olarak bu lanetli eve. Bileklerinden tutarak yukarıya çekerken bütün gücümü kullanmaya çalıştım. Düşerse tekrar çıkma şansı yoktu, benim de bu evin çatısından kaçmamın yolu yoktu. Az da olsa yardımım dokunmuştu onu yukarı çekerken.

"İyi iş çıkardın şişko."

"İterim aşağı bak!"

Suratına bağırırken alayla gözlerini kıstı. Niye yardım etmiştim ki bıraksaydım da yakalasaydı kötü ruhlar onu. Sonra da içine kaçardılar o da lanetlenirdi. Ondan sonra da gelip bana musallat olurdu çünkü bana gıcıktı. Neyse ki yardım etmiştim yukarı çıkmasına. Pencereyi kapatarak ayağa kalkarken ben de korkarak titreyen ayaklarımın üzerinde durdum. Çatıdan baktığım zaman sokakların çok az kısmını görebiliyordum.

Güzel manzaraydı aslında. Aniden Cevat yere oturduğunda ben de onun gibi yaptım ve manzarayı oturarak seyretmeye devam ettim.

"Hayaletler buraya da gelir mi?"

Sorduğum sorunun saçmalığı devasa boyuttaydı fakat mantığımı kaybedeli uzun zaman olmuştu. Gülerek kafasını olumsuz anlamda sallarken alayla bana baktı.

"Soru sorma yasağını geri getiriyorum. Zehirlenerek ölmek istemiyorum sorduğun sorulardan."

Haklıydı fakat bu sefer alınmamıştım cümlesinden çünkü işi terkedeceğim için bir anlamı yoktu soru sormamın. Yüzünün bir kısmı ay ışığı altında aydınlanmıştı. Mavi gözleri ayın ışığıyla birleşerek ortaya harika bir manzara çıkarmıştı. Aslında bu rahatlığına hayran olmuştum onun. Dizlerimi kendime çekerek gelen uykumu ağırladım gözlerimi kapatırken.

Pırlanta/1 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin