Andrew Dennis Biersack
İyi misin ?
diye sorduğumda ağlamaya başlaması beni endişelendirdi ve aynı zaman da korkuttu. Onun herşeyi beni ilgilendiriyordu sanki. Gün geçtikçe zaafım oluyordu. Onu yeni tanıyordum ve Miguel... Bu durum korkunçtu ama yapacak birşeyim yoktu ama kafamdan atamıyordumç Yüzünden akan göz yaşlarını sildim.
Ben: Sorun ne Simone ?
Simone: O-Oliver. O gelicek ve 48 saat s-sonra beni götürecek.
Ben: İstemiyor musun ?Simoen başını hayır der gibi salladım. Anlamı alnına yasladım.
Ben: O zaman izin vermem.
dedim ve tam o anda onu öpmek istedim. Şu dünya üzerindeki tek amacımmışcasına onu öpmek istedim. Ama yapmadım.. Yapamazdım.
Hayatımın en bok anını yaşıyordum. İçim acıyordu, yanıyorudui bağrıyordu ama yine de yapamadım. Biz böyle durdukça Simone sakinleşmeye başladı ve nefesi derinleşti. Nefesi yüzüme vururken ben hala kendime hakim olmaya çalışıyordum. Kendime işkence yapmaktan vazgeçtim ve geri çekildim. Onu elinden tutup salona götürdüm. Onu kanepeye oturttum ve dolaptan bir battaniye çıkarttım. O sigarasını yakmıştı bile. Bataniyeyi üstüne örttüm ve yanına oturup sigaramı yaktım.Ben: Konuşmak ister misin ?
diye sordum. Hayır anlamında salladı. Uzandı ve sigarasını söndürdü. Ardından benimkini de aldı ve kül tablasına koydu. Ayağa kalktı ve beni elimden tutup ayağa kaldırdı. Yukarı çıktık ve onunla odasına girdik. Bana döndü ve sordu.Simone: Film izlemek ister misin ?
Ben: Neden olmasın.dedim. Televizyona bağlı bir film makinesi vardı. Oturduk ve öylesine bir film açtık. Adını tam hatırlamıyordum sanırım Ölümcül Oyuncaklar gibi bir adı vardı. Jace ve Clary nin ilişkisini sevmiştim onlar öpüştüğünde içim yanmıştı. Lanet olsun bana ne oluyordu. Anlamıyordum ama fazla direnemiyeceğimi biliyordum.
Simone Rosaline Norrel
Onunn kokusundan filme odaklanamıyordum. Etrafımı saran huzur beni uyuşturdu. Tenine dokunmak istiyordum. Elimi karnına koydum ama orda lanet olasıca kumaş parçası vardı. Yine de kendimi firenlemek için bir nedenşm yoktu. Filme tamamen odaklamış durumdaydı zaten buluzundan içeri yavaşça elimi soktum. Bir anda yerinden fırlamıştı. Yine de birşey diyemedi ve filme geri dönmeye çalıştı. Elim tam karnının üzerindeydi. Kendini kastığı için kasları tamamen kasılmıştı. Teni harika hissetiriyordu. Andrew' un nefes alışverişleri derinleşti. Ayrıca hareketlenmeye başlıyordu. Yine de elimi çekmedim. Bir anda hırladı ve nefesini bıraktı.
Andrew: Simone
Ben: Evet ?dedim. Bir anda beni altına aldı ve kollarımı iki yana sabitledi. Bu sefer nefes alamayan taraf bendim.
Andrew: Lanet olsun Simone dayanamıyorum.
Ben: Neye ?
Andrew: Sana Simone. Sana.
Ben: Kendini durdurmak için bir sebebin mi var ?Andrew Dennis Biersack
Evet, evet vardı kendimi durdurmak için bir sebebim vardı
Ben: Evet Simone lanet olsun ki var !
dedim ve kollarını bıraktım. Tam kalkıyordum ki Simon beni kolumdan tuttu.
"Ne yazık ki beni frenl,yecek hiç bir şehyim yok."
dedi ve beni üzerine çekip saçlarımdan tuttu ve öpmeye başladı. Öptükçe nefesi daralıyordu ve hızlanıyordu. Dudaklarımızın hareketleri gittikçe hızlanıyordu ona asla doyamıyacağımı hissediyordum. Alt dudağnı ısırdığımda ağzından küçük bir inleme kaçtı. Simone ellerini buluzumun eteklerinden tuttu ve tek sefer de çıkarttı. Elleri tenime deydiğinde irkildim. Beni aşağıya çekti ve bu sefer üzerime o oturdu. Tam üzerimdeydi. Öpüşürken aynı zamanda sürtüyordu. Onun sürtmeleri beni çıldırtıyordu. Ok yayından çıkmıştı. Simone beni tamamen baştan çıkartmıştı. Ben de onun buluzunu çıkartıp yere attım. Teni bembeyaz ve pürüssüzdü. O harika tenine dokunduğumda o anda içimde bir volkan patladı. O da yetmiyomuş gibi dizime doğru kaydı ve fermuarımı yavaşça indirdi. Ve
LANET OLSUN !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ HASTA 1 ~
Teen FictionBazı insanlar bir gün bir çukurun içine düşerler. Karanlık ve sessiz bir çukur. Kimsesiz çırpınır. Ardından bir gün gelir ve birileri sizi oradan kurtarır. Ben de düştüm o karanlık sessiz çukura. Ardından birileri geldi ve bana yardım etti. Beni dah...