20 dakikadır yoldaydık ve sıkılmaya başlamıştım ama yine de Pentegon a sormayacaktım. Onunla konuşmak istemiyordum aslında kimseyle konuşmak istemiyordum içimden gelmiyordu. Sonunda bir kapıya geldik. Pentegon camı indirdi ve dışardaki güvenlik görevlisine birşeyler söyledikten sonra camı kapattı ve arabanın önündeki engel de kalktı biz de yola devam ettik. Bende cama başımı yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım. Her yer rengarenkti ki bu bana iyi gelmiyordu. Canlı renklere bakmayı sevmiyordum. Hastanedeki her şey pasteldi sadeydi bahçedeki hiç bir şey bile insanı rahatsız etmezdi. Orası güvenli ve huzurluydu en azından kendim gibi insanların arasında yalnızdım.
Sonunda park alanına gelip park ettiğimizde Pentegon gelip kapımı açtı. Ben de çantamı alıp arabadan indim ve okula doğru yürümeye başladım. Etraf çok sessizdi muhtemelen herkes dersteydi.
"İyi günler Bayan.Norrel."
diye seslendi arkamdan Pentegon ve sonra da arabaya binip otoparktan çıktı. Ben de önüme döndüm ve okulun basamaklarını çıkmaya başladım. Tam kapıya gelmiştim ki annemin sesini duydum.
"Rozalin beni bekle"
dedi ama ben yine de aldırış etmeden kapıyı açtım ve içeriye girdim. Önce bir dakikalığına durup etrafıma baktım. Koridor çok sessizdi. Sonra bir kapı açıldı ve içeriden bir kadın çıktı.
"Yeni misin tatlım"
"Evet"
"Buraya gel"
dedi kadın yumuşacık sesiyle. Ben de sakin adımlarla oraya gittim.
Kadın bana elini uzattı ve kendini tanıttı.
"Ben yeni okul müdürün Lana. Okulumuza hoş geldin."
"Tanıştığımıza memnun oldum ben de Simone efendim."
"Ah Simone sen miydin? Tanrım ben seni sadece yeni öğrencilerden biri sanmıştım. Annenle uzun zamandır arkadaşız. Bu gün annenin de geleceğini sanıyordum"
dedi ve annem içeri girdi.
"Hoş geldin tatlım."
"Hoş bulduk"
dedi annem de yapmacık bir şekilde. O anda kadını inceledim ve içi ve dışı da biblo gibi olan insanlardan birisi olduğunu fark ettim.
"Sonunda Simone' yi okula başlatman çok doğru bir karar Ross. Şimdi Simone yi çok bekletmeyelim. Eksik evrakları getirdin mi tatlım."
"Ah evet tabi ki."
dedi annem ve çantasını açıp içindeki evrakları zarifçe çıkartıp Lana' ya uzattı. Lana evrakları eline aldı ve bakmaya başladı. Baktıkça gözleri korkuyla büyüyordu. Muhtemelen benim doktor raporlarım olmalıydı. Sonunda başını kaldırıp bana baktığında gözleri korku ve hayretle doluydu. Ağzını zar zor açarak konuşmaya başladı.
"Anoraeksikya, öfke kontrolsüzlüğü, mazoşizim, madde bağamlılığı" diyerek hastalıklarımı saydı ve anneme döndü.
"Ross ?"
Saydıkları benim hastalıklarımdı ve ben odada yokmuşum gibi davranılmaya başlanılacaktı. Hissediyordum.
"Merak etmeni gerektirecek hiçbir şey yok o çok daha iyi. Madde bağamlılığını tamamen yendi ve sinir sorunları da artık yok ve diğer tüm hepsi de işte oldukça iyi durumda" dedi.
Evet çok daha iyiydim hala ufak tefek birkaç şeyle başa çıkmak da zorlanıyor olsam da yapabilirdim. Lana kuşkulu bir bakış attıktan sonra hafifçe başını salladı.
"Peki o zaman"
dedi ve bilgisayara dönüp bir şeyler yaptıktan sonra bir çıktı aldı ve bana uzattı. Sonrasında ise telefonu eline aldı ve bir numara tuşladı.
"Alo merhaba Jena yeni bir öğrencimiz var şu an benim ofisimde gelip onu alabilir misin acaba" dedi ve cevabı dinleyip telefonu kapattı.
Kısa süren bir sessizlikten sonra kapı çaldı.
"Tak, tak, tak"
"Gir" diye seslendi Lana yumuşak ama yüksek bir sesle. İçeriye kumral kısa saçlı ve kocaman dudakları olan güler yüzlü bir kadın girdi. Lana ayağa kalktı ve elini kadına doğru zarifçe uzatarak onu tanıttı. Adı Jena' ymış ve okulun rehberlik öğretmeniymiş. Tanışma seramonimiz bittikten sonra haftada en az 4 ve ya 5 saat i "Jena" ya ayırmam gerektiğini konuştuk ve bu konuda söz vermemi istediler sanki tutacakmışım gibi söz verdim. Lana, Jena ve benim artık kayıt birosuna gitmemiz gerektiğini söyleyerek odadan çıkarttı. O iki sürtük oturup arkamdan konuşacaklardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ HASTA 1 ~
Teen FictionBazı insanlar bir gün bir çukurun içine düşerler. Karanlık ve sessiz bir çukur. Kimsesiz çırpınır. Ardından bir gün gelir ve birileri sizi oradan kurtarır. Ben de düştüm o karanlık sessiz çukura. Ardından birileri geldi ve bana yardım etti. Beni dah...