-20-

1.1K 42 0
                                    

Andrew Dennis Biersack

Bana biraz daha sokuldu ve sonra kendini yukarı nefesini boynumda hissedebileceğim kadar yakınlaşmıştı. Ardından kapı hızla açılıverdi. Ne yapıcaktı acaba belki öpecekti ama o Oliver' ı gördüğnde ayağa kalktı ve Oliver' ı elinden tutarak ordan çıkarttı. Elini tuttuğunu gördüğümde içim yanmıştı ve bir an aklım başıma geldi. Bu kız en yakın arkadaşımın tek aşkıydı. Sırf bu kız için tedavi oluyordu. Toparlanmalıydım.

Julier: Ben... Özür diilerim.
Ben: Neden gelmiyorsun ?
Juliet: Sen neden salona gelmiyorsun ?
Ben: Kimler var ?
Juliet: Sadece Angel ben ve Oliver uyanık. Diğerlei uyuyor. Yarın da biz uyayacağız. Yani Angel ve ben Oliver uyumayacağını ve 48 saatin sonunda Simon' u alıp gideceğini söyledi.
Ben: Alıp gideceğini söyledi derken ? Geleceğine neden bu kadar emin olmasın.
Juliet: Oldukça emin görünüyordu sanırım eskiden birliktelermiş. Her neyse hadi salon a geçelim.
Ben: Neden salon ?
Juliet: Manzarası oldukça güzel.

Rosaline Simone Norell

Oliver: O piçin yatağında ne işin vardı ?
biye bağardı Oliver. Aynı zamanda üzerime yürüyordu. Tekrar bağardı

"Cevap ver !"
üzerime yürürken yatağa takıldım ve yatağın üzerine düştüm. Üzerime çıktı ve kulağıma fısıldadı.

Oliver: Onunla birlikte misin ?
Ben: Hayır Oliver değilim.

dedim ve onu üzerimden ittim. Oliver başını arkaya attı ve iki elini başının arkasında birleştirdi.

Oliver: 48 saat sonra  gidiyoruz.
Ben: Ne ?
Oliver: Seni burdan götürüyorum Rosaline. Benimle yaşamalısın. Sen bana aitsin.
Ben: Saçmalama Oliver seninle gelemem. Nereye gitmek istediğini biliyorum ve imkanı yok okul var. Ayrıca bu ev bana ait, ortak tutulmuş bir ev değil. Ayrıca o orospu hala hayatta.
Oliver: Kim ? Annen mi ?
Ben: Evet
Oliver: Seni bırakmıyacağımı biliyorsun Rosaline. Benimle gelmelisin. Benimle yaşamalısın. Sen bana aitsin.
Ben: Hayır Oliver aslında tam tersi sen bana aitsin. Sen kölesin.
Oliver: Ah lanet olsun Rosaline benimle gel.
Ben: Burda kalabilirsin.
Oliver: O piçle aynı evde mi ?
Ben: Kendi kararlarını vermene izin veriyorum.
Oliver: Benimle gelmek zorundasın.
Ben: Bana karışacak konumda değilsin asla da olmadın. Ya burda kalırsın ya da gidersin.
Oliver: Benimle geliyorsun.
dedi ve beni saçlarımdan tutarak
OIiver: 9 yaşından beri sana itat ediyorum Simone. Artık yeter benimsin benimle geliceksin başka bir seçeneğin yok.
dedi ve beni yine yatağa doğru savurdu.
Oliver: 48 saat sonra döneceğim hazır ol.
dedikten sonra odadan çıktı. Hemen kendimi toparladım ve aşağıya indim. Ben merdivenleri indiğimde  o evden çıkmıştı. Evin kapısını açtım ve asansörü çağardım o çoktan 9. kata inmişti bile. Koşarak merdivenlerden aşağıya indim ve Oliver' ın arabayla otoparktan çıkmasını milim farkla kaçırdım. Arabasının arkasından da koştum ama durmadı. Çok yorulmuştum onunla gitmek istemiyordum ve o geldiğinde kaçışım olmayacaktı. Sinirlerim çok bozulmuştu. Ağlayarak eve çıktım. Sanırım 5 km yi durmadan koşmuştum ve çok susammıştım ama miğdemin boş olduğunu hissediyordum bu halde su içemezdim. Acıkmıştım... Eve girmekten vazgeçtim ve apartmandan çıktım. Tam şehirin içinde oturuyordum, yürüyerek açık bir yer aradım ve bulmuştum da. Burası küçük bir caffeydi. İçerisi zil sahroş insanlar ve onları zapt etmeye çalışan arkadaşlarıyla doluydu. Geçtim ve bir masaya oturdum. Yanıma 20' li yaşlarındaki gen. bir kız geldi.

Kız: Ne alırdınız ?
Ben: Bir fındıklı mocha ve bir ligth bisküvi lütfen.
dedim. Telefonumu evde unutmuştum. Her neyse önemi yoktu. Bir anda başladığım yerde olduğumu hissettim.. Kimse için değerli olmadığımı hissettim. Kimse için değerli olmadığımı hissetim. Üşüdüm. İliklerime kadar üşüdüm. Oliver eskisi gibi değildi en azından benim gözümden aynı değildi Evet onu ilk gördüğümde heycanlanmıştım onu özlemiştim. -Oliver ve Simone sevgili olmadı. Simone eskiden Oliver ı gerçekten çok seviyordu ama Oliver aşka inanmazdı. Simon' un hayatı gerçekten berbat durumda olduğu için Oliver onu kendi tarafına çekebileceğini düşündü. Oliver' da Simon' u seviyordu. Bu yüzden onu kendi tarafına çektikten sonra onun kölesi olmayı teklif etti ve ancak böyle birlikte olabileceklerini söyledi. Böylece Oliver, Simon' un kölesi olmayı kabul etti. Birbirlerini çok seviyorlardı her zaman sevgili gibi oldular.- ama artık onu o anlamda sevmiyordu. Lanet olsun ne ondan kaçmak ne de onunla gitmek istiyordu. Bu Evan, Andrew ve Kyle ' a bu durumu anlatacaktım. Bana yardım edebilirlerdi. Kahvemi ve bisküvimi bitirdikten sonra ceffe den çıktım ve eve kadar koştum. Anahtarlarımı almamıştım. Kapıyı Angel açtı.

Angel: Nerdeydin ? Andrew çıldırıcaktı.
Ben: Sadece biraz acıktım ve bir caffe ye gittim.
Angel: Yemek yiyebiliyor musun ?
Ben: Kahve içtim ve ligth bisküvi yedim ayrıca yaklaşık 20 km koştum.
Angel: Andrew çok endişelendi.

dedi ve içeriye geçti ben be arkasından gittim. Andrew beni görür görmez ayağa fırladı ve sinirle yanıma geldi. Beni kolumdan tuttu ve yukarı çıkarttı. Kolumu oldukça sert sıkıyordu. Beni odasına götürdü ve kapıyı hışımla kapatıp kilitledi. Beni iki kolumdan tuttu ve gözlerimin içine baktı. Mavi gözlerinden endişe, korku ve sinir fışkırıyordu. Bağırcağını düşündüm ama normal bir ses tonuyla konuştu.

Andrew: Seni götürdüğünü sandım Simone.

dedi. ne diyeceğimi bilemedim ve sadece boş boş yüzüne baktım. Bir anda beni kendine çekti ve sımsıkı sardı. Ve işte yine o koku.. Ciğerlerimi dolduran saf huzur gibi. Parfüm ve sigara kokusunun tenindeki muhteşem uyumu. Yine herşey çekilmişti, dünya durdu, yanlız değildim yanımda o vardı. Kokusu bunu iliklerime kadar hissetiriyordu. Sonsuza kadar öyle o kokunun içinde kalmak istedim ama kollarımdan tutup beni geri çekti.

Andrew: İyi misin ?

diye sorduğunda Oliver' ın beni götüreceği aklıma geldi. Bir anda yine göz yaşlarımın yine yanaklarımdan süzüldüğünü hissettim. Andrew şaşırmıştı. Bani yatağa otutturdu ve önümde diz çöktü

~   HASTA 1 ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin