Daha önce görmediğim otopark oldukça nemliydi. Otoparka baktım pahallı arabalarla doluydu Andrew' un arabasını tahmin edemiyeceğim kadar kalaballıktı. Andrew benden önde yürüyordu. Koşarak ona yetiştim.
+Hangisi senin araban ?
diye sordum. Eliyle beyaz bir BMV ' yi işaret etti.
-Şanslısın ki yanımda bu vardı.
dedi arabaya hafifçe vurarak.
+Başka arabalarında mı var yani
-Bok gibi paramız var. Arabalarım, motorlarım, evlerim var. Ailemin özel bir uçağı bile var.
+Sen ciddi misin ?
-Oldukça.
Yol boyunca bu konuşmadan sonra ful susmuştum. Bok gibi parası vardı. Tamam bizim de vardı belki ama bir uçak mı? Hayır o kadar paramız yoktu.Okulun otoparkına geldiğimizde etraf son sınıf kaynıyordu. Dün olanlar unutulmayacaktı. Andrew arabadan indi ve benim kapımı açtı.
+Teşekkür ederim ama bunu yapmana gerek yoktu.
Pentegon yetmiyordu sanki.
-Dersin başlamasına ne kadar var ?
+Yarım saat.
-Gel benimle.
dedi ve bahşeye doğu yürümeye başladı. Bahçede oturan Evan, Kyle, Angel ve Juliet e doğru gidiyordu. Evan' ı gördüğüme pek sevinmemiştim...Aslında hiç birini gördüğüme sevinmemiştim. Belki Kyle' ı biraz. Her neyse Andrew'la yanlarına vardığımızda Evan soran gözlerle bakıyordu.
Andrew: Çocuklar bu Simone ve artık bizimle.
dedi oldukça rahat bir tavıtrla. Evan' ın gözleri benimle dalga geçiyorsun dercesine bakıyordu. Angel afallamıştı Juliet' de öyle. Evan bakışlarının bir halta yaramadığını anlayınca konuşmaya başladı.
+Bu ne demek oluyor şimdi ?
dedi. Andrew ayağa kalktı ve Evan' a baktı.
+Gidelim.
dedi. Evan da kalktı ve Andrew' la birlikte oradan uzaklaştılar. Ortada kalmıştım. Kyle ve iki kızla ve iki kızla birlikte. Kimse konuşmuyordu. Bu sinir bozucu ve benim açımdan oldukça gericiydi. Yine de konuşsak da birşey fark etmezdi. Sustuk bizde öylece...
Andrew' la, Evan geri döndüğünde Evan doğrudan bana konuştu.
Evan: Simone ben özür dilerim herşey için. Bilmiyordum...Yani hasta olduğunu.
Ben: Önemi yok. Gerçekten.
Juliet: Birisi bana burda ne haltlar döndüğünü anlatacak mı ?Andrew: Evet. Simone daha yeni hastaneden çıktı. Aynı hatanedeydik. Sinir hastalığı, anoraeksiya, mazoşistlik ve ayrıca sapkın.
Kyle: Sapkın ?
Andrew: Satanist...
Andrew bunu söyledikten sonra Angel sonunda başını telefonundan kaldırmıştı.
Angel: Satanist misin ?
Ben: Şey... Evet.
Angel: Hastaneden yeni çıktığına göre bir aine katılma şansın olmamıştır. Grup olarak yani.
Ben: Evet. Birkaç yıldır kendi kendime takılıyorum.
Angel: İstersen seni götürebilirim.
Ben: Bu teklifi geri çevirmem.
dedim. Böylece en azından gruptan birileriyle yakınlaşabilirdim. Uzun zaman sonra bir arkadaşa hayır demeyebilirdim. Angel mavi mor saçlarıyla oldukça hoş görünen bir kızdı. Okulun kurallaru ona sökmemiş gibi görünüyordu.O sırada zil çaldı ve hepimiz kalkıp okula doğru yürümeye başladık.
Evan: Sınıfa birlikte yürüyebilir miyiz ?
Ben: Tabi.
Evan: Cidden yaptıklarımı yaşanmamış sayarmasın. ?
Ben: Evan gerççekten sorun değil. Bana yaptıkların yani yaptırtıkların. Bana iyi geldi kim sanki eski benliğim uyandı ve emin ol o hastaneden önce ben oldukça mutluydum. İstersen yaşanmamış da sayabilirim sorun değil.
Evan: Yakın arkadaşın olmak istiyorum.
Ben: Hayatımda ikinci defa bir yakın arkadaşım olucak.
Evan: Birincisi kimdi ki ?
Ben: Onunla görüşmeyeli baya zaman oldu hem arkadaş demek ne kadar doğru olur onu bile bilmiyorum.
Evan: Tamam o zaman. Arkadaşım mısın?
Ben: Elimden geldiğince. Şimdi sınıfa koşsak iyi olur.
dedim ve ikimizde sınıfa doğru koşmaya başladık. Sınıfa geldiğimizde ikimizde nefes nefeseydik ama yetişmiştik. Öğretmen daha derse girmeden gelmeyi başarmıştık. Hemen yerimize oturduk ve oturmamızşa öğretmenin gelmesi bir oldu.**********************************************************************************************************
Zil çalığında Evan, Kyel ve ben dışarıya çıktık. Diğerleri bahçede yine aynı yerlerine oturmuş bizi bekliyordu. Oturduk ve konuşmaya başladık. Biz öyle havadan sudan konuşurken Evan' ın telefonuna bir mesaj gelmesiyle siktir çekmesi bir oldu.
Andrew: Sorun ne ?
Evan: Dostum o evde daha fazla kalabileceğimi sanmıyorum.
Andrew: Kesinlikle başka bir yere çıkmalısın.
Evan: O piç kurularının bana bir ev alacağıını hiç sanmıyorum.
Andrew: İstersen bizde kalabilirsin bunu biliyorsun dimmi ?
Evan: O evden temelli kurtulmaya ihtiyacım var. Her neyse ben sıkıldım çıkalım mı ?
derken neyi kast etmişti acaba.Andrew: Ben de sıkıldım çocuklar hadi gidelim.
Ben: Neden bahsettiğinizi bana da açıklar mısınız ?
Juliet: Okuldan kaçıyoruz işte.
Hmmm.
Andrew: Arkada buluşuruz.
dedi ve kalkıp okula yürüdü. Evan a döndüm ve soran bakışlarla baktı.
Evan: Aileyi mi soruyosun şu okuldan kaçma işini mi?
Ben: Okul.
Evan: Gelmek zorunda hissetme başının belaya gireceğini hissediyorsan gelme.
Ben: Şey.. Belki sonra. Olur mu? Gelmek istemiyorum. Başım belaya gireceğinden değil. Sadece kalsam iyi olur.
dedim Evan anlayışlı bakışlarla beni sınıfa getirdi ve çantasını da alıp gitti. Okulda yanlız kalmıştım. Neyse yanlızlık...Alışmıştım zaten. Sırama oturdum ve dersin başlamasını bekledim...Multide Angel var. Bir dahaki bölüm olaylar olaylar olucak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ HASTA 1 ~
Teen FictionBazı insanlar bir gün bir çukurun içine düşerler. Karanlık ve sessiz bir çukur. Kimsesiz çırpınır. Ardından bir gün gelir ve birileri sizi oradan kurtarır. Ben de düştüm o karanlık sessiz çukura. Ardından birileri geldi ve bana yardım etti. Beni dah...