Bulutlu Kule'nin kalbinde🧚‍♀️

227 28 3
                                    

Nefes egzersizleri eşliğinde esnemeye çalışıyordum. Şu an en ihtiyacım olan şey rahatlamaktı. Bu kadar stresi, kara büyüyü, karanlığı vücudum kaldırmıyor gibi hissediyordum. Kendimi hiç olmadığı kadar rahatsız hissediyordum.

Karanlık ve kötülük benden tamamen uzak olması gereken şeylerdi. İçimde bir miktar karanlık barındırdığımı biliyordum ama bu beni rahatsız ediyordu. Bir de günlerce karanlığa maruz kalınca kendimi daha da kötü hissediyordum. Bir an önce iyilik dolu hayatıma, tatlı sevgi gücümü keşfettiğim okuluma geri dönmek istiyordum.

Arkadaşlarım da benim gibi hissediyordu. Kara büyü dolu bu mekan bize hiç iyi gelmiyordu, hepimizin siniri sınırdaydı artık. Özellikle Stella'nın siniri patlamak üzereydi. Kara büyü üstüne karanlık eklenince güneşi hepimizi yakacak dereceye gelmişti. 

"Yeter artık!" diye çığlık attı sonunda. Esnememi bırakıp ellerim belimde onu izlemeye başladım. "Başım şişti saatlerdir. Oda üstüme üstüme geliyor sizin yüzünüzden."

Miusa'nın flütünün üstündeki parmakları durakladı, bakışlarını yavaşça karşı yataktaki Stella'ya dikti. 

"Böyle deme." dedi Flora Stella'nın yanındaki yataktan. "Benim çiçeklere ihtiyacım olduğu gibi onun da müziğe ihtiyacı var, özellikle de böyle bir ortamda."

Stella ojesini yatağına fırlatarak Flora'ya döndü sert bir şekilde. "Senin de çiçeklerini sevdiğim söylenemez."

Flora sadece omuzlarını düşürdü üzgün bir şekilde ama Miusa da gergindi, tıpkı diğerlerimiz gibi. O da flütünü yatağına attı. "Stella gittikçe kötü birine dönüşüyorsun ve beni çıldırtıyorsun."

Yatağından fırlayan Stella "Öyle mi?" diye sordu sert bir tonla, Miusa'nın üstüne yürürken Miusa da geri kalmıyordu. İkilinin arasına girdim hemen, ikisini de yatağına geri ittirdim.

"Saçmalayın!" diye çıkıştım iki çift kızgın bakışın arasında. "Bu yer bizi olmadığımız birine çeviriyor. Böyle olmamalıyız, kötülüğün bizi ele geçirmesine izin vermemeliyiz."

Miusa homurdanarak yatağına döndü fakat Stella hala sinirini tutamıyordu. "Sen kendine bak!" diyerek bana doğru döndü. "Cadılardan bile güçlü kara büyü yapan sensin ve bana iyi olmamı mı söylüyorsun?"

Karşılık vermedim, öylece karşısında dikildim. Kavga etmeye meyilli olmadığımı anlayan Stella makyaj çantasını alarak odadan çıktı, ben ise odanın ortasında öylece kaldım. Flora daha da omuzlarını düşürdü, Miusa tekrar flütüne döndü.

"Sanırım ben de daha fazla müzik istemiyorum." dedi Tecna yatağının üstündeki teknolojik aletleri toplarken. "Boş bir yer bulup Faragonda'ya bugünün raporunu vereceğim."

"Ben de geliyorum." dedim hemen, yataktan kalkmasından sonra hemen peşine takıldım.

Koridorlarda karanlıktı, tıpkı okulun tamamı gibi. Duvarlar, zeminler, tavanlar, kapılar kısacası her yer koyu renkle donatılmıştı. Aydınlığa alışkın olarak hepimiz burada zorluk çekiyorduk. 

Boş bir sınıfa girdi Tecna, peşinden takip ettim sessizce. Bir sıraya oturdu, bilgisayalarını yerleştirmeye başladı masanın üstüne. O Faragonda ile bağlantı kurmaya çalışırken etrafa bakınıyordum. Bu sınıf ilk kez ders aldığımız sınıftı, ilk kez kendimi kötü hissettiğim sınıftı.

Henüz bir hafta olmasa da bana yıllar gibi gelen bir kaç gündür Bulutlu Kule okulunda kalıyorduk Winx olarak. Biz Heraclyon'dan döndükten sonra da Trix Bulutlu Kule'ye saldırmıştı. Gittikçe saldırılarının arasındaki süre azalıyordu ve diğer yerlere saldırmadıklarından hedeflerinin Bulutlu Kule olduğu çok açıktı. Kızılçeşme öğrencileri ile tatbikat yaptığımız günün hemen ertesi günü de bir başka saldırı gerçekleşince okulların yöneticileri bir araya gelip bizi etkileyen bir karar almışlardı.

Ejderha Cesareti ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin