Buluşma🧚‍♀️

239 29 20
                                    

Beyaz At'ın büyük kapısından girince duraklamak zorunda kaldım, saçlarımı toplamak için havada olan kollarım bile donakalmıştı. Gördüklerim gerçek miydi yoksa yine kabuslarımdan biri miydi? Saçımı toplamadan kolumu yavaş hareketlerle indirdim. Kabusta olduğuma dair bir kanıt arıyordum ama bu sabah geçirdiğim vakitleri hatırlıyordum net bir şekilde. Kesinlikle gerçekti bunlar.

İçeriye yavaş adımlarla girerken Charlie barın arkasında bana kocaman gülümsüyordu. Ona şaşkın ve kızgın bakışlarımı gönderip tekrar kabus gibi olan manzarama döndüm. Bugün bu ifademi takınacağımı bilen Charlie halinden gayet memnundu.

Bayan Greta ve karşısında duran Beyaz At önlüklü gence doğru yürümeye başladım. İkisi de mutlu bir ifade ile bana bakıyordu ama ben mutlu değildim. Bayan Greta işe birini almıştı ve benim haberim yoktu. Bu demek oluyorduki geçen hafta beklediğim şeyi bugün yapacaktı, beni kovacaktı.

"Günaydın Bloom. Yeni garsonumuz Adrian ile tanış. "

Adrian önümde kibarca eğilerek selam verdi. Hafifçe gülümsedim ve kafamı salladım. İçim kan ağlarken ne yapabilirdim ki? Kovulmak istemiyordum.

"Tanıştığımıza memnun oldum. Böyle güzel biri ile tanışacağımı bilseydim kalbimi hazırlardım."

Dondum kaldım. Bana ışıldayan kahverengi gözler ve yarım bir gülümseme ile bakıyordu. Yapmacık bir gülüş göndermeye çalıştım, dişlerimin göründüğü ama dudaklarımın gülmediği bir gülüş.

"Kovulacak mıyım?" diye sordum direkt.

"Ah, tabiki de hayır. Seninle çalışmayı seviyorum. Sadece sana yardımcı olmasını istediğim ve kendisi çok ısrar ettiği için onu işe aldım. Üstelik müşteri sayımızda geçen seneye göre artıyor. Sana da iyi olur diye düşündüm."

Derin bir nefes aldım. İşte şimdi mutluydum. Kovulmamıştım ve iş yükümü hafifletmek için yardımcım vardı. Böylece arkadaşlarımla daha çok vakit geçirebilirdim. Ayrıca önemli bir şey olup işe gelemediğim zaman yerimi dolduracak birinin varlığı harikaydı. Adrian'a kocaman gülümsedim, o da bana karşılık veriyordu.

"Bugün kendisine işi öğretmeni istiyorum." dedi Bayan Greta. "İlk günü ve senin ona iyi davranacağını biliyorum. Sen gelmeden önce arka tarafı gösterdim zaten. Sen sadece servisi öğretsen yeterli."

Kafamı salladım ve hızla giyinme odasına yöneldim, odaya giderken bana sırıtan Charlie'ye de dilimi çıkarttım.

Adrian günün başında gördüğüm gibi ilerleyen saatlerde de mutluluk saçıyordu etrafa. Adımlarımı bire bir takip ediyor, öğrettiğim her şeyi anında kapıyordu. Bir kaç saat sonra tek başına servise çıkmayı öğrenmişti bile. Ben başka masalarla ilgileniyor olsam da bir gözüm ondaydı, yardıma ihtiyacı olup olmadığını takip ediyordum.

Günün iple çektiğim kısmı geldiğinde servisimde bir boşluk bulup Adrian'ın yanına gittim. Onu arkadaşlarımla tanıştırmak istiyordum, belki de heyecan dolu arkadaş grubumuz biraz daha genişlerdi. Onu arkadaşlarımla tanıştırma fikrimi duyunca gülümsedi, elini açık kahverengi saçlarında gezdirdi ve sabahtan beri yaptığı gibi peşimden gelmeye başladı.

Masadakilerin her zamanki enerji dolu bakışları altında Adrian'ı tanıttım onlara. Sky bugün gelmemişti kafeye, dışarı çıkmak istemiyordu artık. Suikast sonrası Brandon ile de kavga edince iyice kabuğuna çekilmişti. Özellikle Kızılçeşme'de ölümden dönmesi babasını delirtmişti. Layla gelmişti bugün ama Helia'yı ikna edememişti Brandon, sanırım son buluşmamızda yaşanan adrenalin dolu olaylar onun için fazla olmuştu.

Tabiki de ilk konuşmaya başlayan kişi Stella oldu. Daha ben yeni garsonumuzu tanıtmayı yeni bitirmişim ki masadan kalkarak yanımıza geldi ve aramıza girdi.

Ejderha Cesareti ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin