Zindandaki Prenses🧚‍♀️

327 27 7
                                    

2020 yılında yayınlanan son bölüm ile sizinleyim, bir dahaki bölüm 2021 yılında gelecek. Çoğunluğu evde geçen bu yılda size hikayeler, olaylar, cümleler, duygular sunmaya çalıştım. Umarım sizi biraz da olsa mutlu edebilmişimdir. Bu yılda hayatınızda bana yer verdiğiniz için ve hikayelerimi okuduğunuz için hepinize tek tek teşekkür ediyorum.

2021 yılının hepimiz için iyi gitmesi dileğiyle. Umarım gelecek yılda da benimle beraber olur, yazdıklarımı okursunuz. 

Hepinize musmutlu yıllar diliyorum.





Kocaman odamda kızların gelmesini beklemekle zaman geçmek bilmemişti. Sky gelmediği gibi Adrian ile de görüşememiştim doğru düzgün. Brandon ise Sky'dan bile meşguldü. Adrian sadece gün içinde odama bir kere gelmişti fakat çok fazla konuşamadan kapımın önündeki görevine dönmek zorunda kalmıştı. Yanlış bir şey yapmıyorduk aslında ama Sky gelirse yine durduk yere sinirlenirdi.

Kapı çaldığında saçlarımı örüyordum. Sabah kalktığımdan beri sıkıntıdan onlarca kez saç şeklimi değiştirmiştim.

"Majesteleri." dedi Adrian, karşımda hafifçe eğildi. Kalktığında karşılaştığı çatık kaşlarıma küçük bir gülümseme yolladı. O da biliyordu bana böyle seslenmemesi gerektiğini, bilerek yapıyordu.

"Majestelerinin arkadaşları teşrif etti. Saray giriş yapmak üzereler."

Yanından koşar adımla geçerken "İnadına yaptığını biliyorum." dedim.

"Yapmak zorundayım." Kocaman gülümsemesini odadan çıkınca anında sildi.

"Kimse yokken yapmak zorunda değilsin."

Koridorlar boştu bu yüzden neredeyse koşarak kapıya gittim. Köşeyi dönünce karşılaştığım insanları geçene kadar yavaşlasam da hızlı bir şekilde aşmıştım süslü koridorları. Kapıya vardığımda kızlar saraya yeni giriş yapıyordu. Dördünün de boynuna atladım aynı anda.

"Faragonda neden gelmedi?" diye sordum hasret dolu sarılmamız bitince.

Flora arkamda bekleyen Adrian'a selam verdikten sonra bana döndü. "Trix Bulutlu Kule'ye saldırdı. Faragonda ne kadar bu geziye katılmak istese de okulda kalmak zorundaydı."

Derin bir nefes aldım sorumu sorabilmek için, kalbimi hazırlamaya çalıştım. "Codex'i aldılar mı?"

"Hayır." diye yanıtladı Miusa. "Aslında bu ikinci saldırılarıymış, Faragonda bize öncekini haber vermemiş. İlkinde olduğu gibi Griffin bu sefer de Codex'i korumayı başarmış."

Rahat bir nefes aldım. Saldırılarının başarısız olması beni mutlu etmişti, onlara karşı direnebiliyor olmamız bana güç vermişti. 

Adrian bizi büyük bir salona götürdü. Çerçeveler, vazolar, büyük süslü mobilyaların olduğu devasa oda sadece bize ayrılmıştı. Duvarlardaki resimlere bakarken, Sky'ın ailesinin üyelerine göz gezdirirken Domino sarayını hayal etmekten kendimi alamıyordum. Sarayın içindeki odaları keşfettikçe Domino sarayının yıkılmadan önceki halini düşünmeye çalışıyordum. Kendimi gerçek bir prenses gibi hissedip kendi sarayımda olmanın nasıl bir his vereceğini tahmin etmeye çalışıyordum.

"Tüm gün sarayda böyle oturacak mıyız?" diye sordu Stella, benim aksime daha rahat bir şekilde hareket ediyordu etrafta. 

"Buraya eğlenmeye gelmedik Stella." dedi Miusa onu uyarır gibi.

"O zaman bari Brandon'ı görseydim. Nerede o?"

"Hastanede." diye açıkladım. "Kralın yanında kalacak bugün. Saraya gelmeyecek."

Ejderha Cesareti ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin