Ejderha Cesareti ✔

Prenslik görevi🧚‍♀️

Öncelikle yeni bölüme geçmeden teşekkür etmek istiyorum çünkü bu kitabım da bin okuyucuyu geçti! Bin okuyucuyu geçen ikinci kitabım oldu böylece Ejderha serisinin tüm kitapları bin okuyucuyu aştı! Çok çok teşekkür ederim her birinize. Umarım size layık bir şekilde yazabiliyorumdur! 

Eleştirilerinize, önerilerinize her zaman açığım. Bu bölümü de beğenmeniz dileğiyle~ İyi okumalar!

Profesör DuFour dersi anlatırken tekrar masasına yönelince defterime karaladığım resmi bırakıp bitmek üzere olan dersime odaklanmaya çalıştım. Birinci sınıflar ile en baştan aldığım hisler hakkındaki derslerde öğrenci sayısı aşırı azdı ve odaklanmadığım hemen belli olurdu. Sırtımı dikleştirip tahtaya diktim gözlerimi.

"Bugünkü dersimizin özetini geçersek: kötülük tamamen yok edilemez. İyilik var olduğu sürece kötülük de var olacaktır çünkü ikisi birbirini tamamlar. Biz perilerin içinde bile az da olsa kötülük vardır. Hedefimiz kötülüğün iyiliği yenmesine müsaade etmemek, iyiliği ön planda tutmak. Karanlık dünyada birer adet mum yakmak. Kötülük ile savaşıyor olabiliriz ama onu yok edemeyiz. Kötülüğün güzel ruhlarınıza hakim olmaması dileği ile, iyi günler dilerim."

Kitaplarımı toplayıp günün son dersi bittiği için rahat nefes alırken Ahisa yanıma geldi koyu mavi renk saçlarını savurarak. 

"Teşekkür ederim!" dedim, bende olan pembe defterini ona doğru uzattım. "Notların çok yardımcı oldu, sınavları geçerim umarım."

Bana kocaman bir gülümse yollayıp koridorda gözden kayboldu. Hisler konusunda ilk dersimde tanıştığım ilk kişiydi. Aşk perisiydi ve sevgi perisi olmamdan dolayı bana derslerde yardım ediyordu, ben de onun diğer birinci sınıf derslerine yardım ediyordum. Birinci sınıflarla ortak dersleri geçen sene aldığım için bu sene asıl gücümü keşfetmemden sonra sadece alan derslerine giriyordum. Sandığımdan da yoğun geçiyordu okulun bu yılı. Hem ateşe hem de başka bir güce sahip olmak zor hissettiriyordu bazen.

Sevgi gücüm olduğunu duyduğumda anlam verememiştim, nasıl bir güç olduğunu kavrayamamıştım. Profesör DuFour dersleri yakalayabilmem adına bir gün beni odasına çağırmıştı, güçlerim hakkında bilgi vermişti. Sevgi gücünün çok geniş olduğunu bilmiyordum o güne kadar. Arkadaşlıktan, aşktan, aileden ve hayvan sevgisinden beslenen bir gücüm vardı. Üstelik sevgi gücüm Ejderha Ateşi ile birleşince daha da büyüyordu, sınırını genişletiyordu ufka doğru.

Odama ilerlerken Amore omzuma kondu, kendi gününü anlatmaya başladı neşe ile. Tatlı sesi ile anlattıklarını dinlerken kızlar ile bir araya gelmeyi sabırsızlıkla bekliyordum. Bugünün dersleri sonunda bitmişti, biraz eğlence ve dinlenme vaktiydi. İş dışında fazladan eklenen birinci sınıf dersleri ile programım iyice yoğun bir hale gelmişti. Kızlarla geçireceğim vakitleri her gün iple çekiyordum.

Odanın kapısını açtığım an garip havayı anında tanıdım. Bir şeyler yolunda değil gibiydi. Yanıldığımı umarak kapıyı kapatırken tüm kızlar tek bir odadan çıkıp oturma alanında hazır ola geçti. Duruşlarından, bakışlarından bir şeyler sakladıkları belliydi. Layla da onlarlaydı ve o da garip havaya ortak olarak dikiliyordu yanlarında. Kapının önünde beklerken ne olduğunu sordum.

"Hiç bir şey yok." diye yanıtladı Miusa, ona kaşlarımı çatarak baktım. 

"Aman be, ben söylüyorum!" diye bana doğru gelmeye başladı Stella.

Flora uzanıp Stella'yı yakaladı, durdurdu. "Öyle direkt söyleyemezsin. Başka bir yol bulmalıyız."

"Kesinlikle direkt söyleyebilir!" dedim sinirle. "Başka yol falan yok. Neler oluyor hemen anlatın."