Yeni bir görev🧚‍♀️

297 33 17
                                    

Sky kolumdan çekip beni hızla duvara yapıştırdı. Gözlerimi ona dikmiş bir şekilde bekliyordum, o ise olacaklara hazırlıklıydı. Gürültülü çıkan nefesimi saklamak için elim ile ağzımı kapattım. Mini perim Amore omuzumda oturuyordu ve düşmemek için saçlarıma sıkıca tutunmuştu.

Mağaradaki büyük açıklıklardan birindeydik, saklanacak hiçbir yerimiz yoktu. Canavarların adım sesleri koridorların birinden kulaklarımıza dolarken hepimiz sessiz bir şekilde duvara yaslanmış bekliyorduk. Kötümüz mini perileri kaçırdığımızı öğrenmiş olmalıydı.

Mor yaratıklardan biri yavaş adımlarla açıklığa ulaştı, etrafı incelemeye başladı sakince. Bir süre bekledikten sonra kafası bana doğru döndü. Benim bakışlarım ona korkuyla bakıyordu, o bana bakamıyordu çünkü gözleri yoktu.

Riven mücevherini bola ipine dönüştürdü. Yaratığı usta bir hamle ile boynundan yakalayıp kendine doğru çekti, küçük mor bıçağını yaratığın kalın derisine saplayarak yaratığı etkisiz hale getirdi.

İlki gitmişti ama devamı geliyordu. Koridorlardan çıkmaya başlayan yaratık sayısı artıyordu ve bizim gidecek hiçbir yerimiz yoktu. Sky mücevherlerini kılıca ve kalkana çevirerek önüme geçti, karşı duvardaki Riven ipini ve küçük bıçağını kaldırarak bir başka mücevheri büyük kılıcına dönüştürdü.

İkili olarak karşılıklı duvarlara sırtımızı vermiştik. Amore dışındaki mini periler Layla'nın yanındaydı ve yaratıkların ilgi odağı Layla olmuştu. Boş bir anlarını bulup koridorlardan birine girmekten başka çaremiz yoktu.

Riven ve Sky'ın yaratıklar ile mücadele ederken aralarında anlaştıklarını görebiliyordum ama planlarının ne olduğunu anlamıyordum. Bu da Kızılçeşme'de öğrettikleri bir şey olsa gerekti. İlk defa bu kadar uzun bir göreve çıkmıştık ve Kızılçeşme'de öğrendiklerini uygularken görebiliyordum onları. Ama anlaşmalarını hızlı bir şekilde yapsalar iyi olacaktı çünkü yaratıkların sonu gelmiyordu.

Sky kılıcını önündeki bir yaratığa savururken sağ taraftan bir tanesi üstüne atlamak için hamle yaptı. Ellerimi uzatarak kalbimdeki tüm sihrimi gönderdim karşıya. Yaratık yere düşüp parçalanırken Sky bana hızlı bir bakış attı teşekkür eder gibi, Amore da kulağımın dibinde tezahürat yapıyordu. Dönüşemiyordum ama Sky'ımı korumak için tüm gücümü harcayabilirdim.

"Görünüşe göre biraz yardıma ihtiyacınız var!"

Korkuyla hızlı atan kalbim sanki yerinden çıkacakmış gibi daha da hızlandı. Gözlerimi kocaman açarak sesin geldiği yöne doğru döndüm. Gerçekten oydu, gelmişti!

Parmağımdaki yüzüğü çıkarıp havaya attım, yüzük sahibine ulaşmadan önce asaya dönüştü. Stella bana kocaman gülümsemesiyle göz kırptı ve mağaranın tavanına doğru uçmaya başladı.

Gelecek olanı biliyordum. Gözlerimi kapatırken ne olacağından habersiz Amore'nin de küçük mavi gözlerine siper ettim ellerimi. Güneşim doğacaktı. Hasret kaldığım güneşime sonunda ulaşabilmiştim.

Güneşimizin mağarayı aydınlatması son bulurken Sky'ın arkasından çıkıp koşmaya başladım. Stella'nın ayakları daha yere değmeden boynuna atlamıştım bile benimkinden kat kat sıcak olan tenine aldırmadan. Zavallı Amore ikimiz arasında neredeyse ezilecek olsa da şikayetçi değildi, birbirimize duyduğumuz sevgi onun da kalbini doldurmuştu.

Geri çekilirken gözyaşlarım da serbest kalmıştı içimdeki heyecan gibi. En yakın arkadaşım ölmemişti, gözlerimin önünde ölüme atlayan canım şu an karşımdaydı. Dayanamayıp bir kez daha sarıldım. Bundan saatler önce ona sarılmak uzak bir hayal gibiydi benim için, fakat şu an onun kollarındaydım.

Ejderha Cesareti ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin