Stella'nın topuklu ayakkabılarından çıkan tok sesler kalabalık koridorlarda dikkatleri üzerine çekmesine neden oluyordu. Geçen seneki mücadeleden sonra kimse ihtişamlı Solaria Krallığı'nın güzel prensesini bu denli endişeli görmemişti. Topuklu ayakkabılarının yüksekliğine aldırmadan koridorda tüm hızlıyla koşuyor, ona bakan perilerin arasından seri bir şekilde geçiveriyordu.
Onun gibi endişeli olan başkaları da vardı. Flora oturduğu koltuktan doğrulmaya çalıştı ağrılarına aldırmadan. Onun yüzünü buruşturduğunu gören Tecna hemen uzanıp kalkmasına yardım etti.
"Neden hala odadan çıkmadı?" diye sordu Flora endişe ile, Tecna ise bilmediğini belli etmek için kafasını hafifçe salladı. Hepsi az önce olanlar yüzünden endişeliydi.
Bloom aynaya bakmak için odasına gitmişti fakat dakikalar geçmiş olmasına rağmen odadan çıkmıyordu. Acı çekerken Avalon'dan yardım istemişti bu yüzden Stella Bloom odaya gider gitmez yardım çağırmak için profesörün yanına koşmaya başlamıştı. Bloom ise dakikalar geçmesine rağmen odadan çıkmıyordu.
"Bence yanına gitmeliyiz." dedi Flora odaya ilerlemeye çalışırken. "Ya başına bir şey geldiyse ya bayıldıysa?"
"Ben bakarım." dedi Tecna, Flora'yı durdurmak ister gibi kolunu tuttu. "Sen hala tam olarak iyileşmedin. Timmy'nin yanında kal."
Flora üzgün bir şekilde kafasını salladı onayladığını göstermek için. Arkadaşından korkmak istemiyordu, onu bir tehdit olarak görmek istemiyordu. Senelerdir hemen hemen her gün yanı başında uyuyup uyanan kişinin onu incitmeyeceğini biliyordu tüm kalbi ile.
Kimsenin odaya girmesine gerek kalmamıştı. Tecna daha arkasını dönmeden kapı açıldı, endişe ile bekleyen herkes hemen hareketin geldiği yere doğru döndü. Flora gidip yardım etmek, Bloom'un ellerini tutmak istiyordu fakat Tecna onu korumak için hemen önüne geçmişti bile. İçeriden ne çıkacağını bilmiyorlardı. Flora arkadaşına böyle yaklaşmak istemese de Tecna her şeye karşı hazırlıklı olmak isteyen biriydi, planlı hareket ederdi.
Kapı bir süre açık kaldı, hiçbir hareket olmadı. Uzun bir aradan sonra Bloom yavaş bir şekilde odadan çıktı. Oldukça bitkin duruyordu, sanki yürümekte zorlanıyor gibiydi. Bir eli dağılmış saçlarının arasındayken diğer eli düşmemek için masaya tutundu, yürürken ayakları birbirine dolanıyordu. Az önce çığlıklar içinde onu yere yıkan acılar onu bitkin bir hale getirmiş gibiydi.
Flora öne atılıp Bloom'a sarılmak için harekete geçecek iken Tecna ondan önce öne atıldı. Yavaş ve temkinli adımlarla masaya tutunmuş, yüzünü saçlarının arasına gömmüş olan Bloom'a yaklaşmaya başladı. İlerlerken iyi olup olmadığını soruyordu fakat cevap alamıyordu.
En son yüksek sesle adının haykırıldığını duyan Bloom kafasını kaldırdı. Kafası karışmış gibi görünüyordu, nerede olduğunu anlamıyormuş gibi bir ifadesi vardı suratında. Tecna Bloom kafasını kaldırınca olduğu yerde durdu. Yüzündeki ifade onu ürkütmemişti, onu ürküten her zaman sevgi ile ışıldayan mavi gözlerin yerinde bulunan çizgi halinde irisleri olan korku dolu sarı bakışlar olmuştu.
Tecna tekrar Bloom'a iyi olup olmadığını sordu. Bloom bir süre etrafa kafası karışmış bir şekilde baktıktan sonra sonunda gözlerini Tecna'ya çevirdi.
"Hiç bu kadar iyi olmamıştım."
Flora ve Tecna'nın yüzünde şaşkınlık dolu bir ifade yer aldı hemen, Timmy ise uzanıp Tecna'yı kolundan yakaladı ve Bloom'dan uzaklaştırdı. Bloom'un gözlerinde değişiklik olduğu gibi sesinde de değişiklik vardı. Ses tonu tok bir hal almıştı, her zamanki sevimli ses tonundan eser yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Cesareti ✔
FanfictionEjderha serisinin ikinci kitabı 🔥 Okulunun ilk yılı zorluklarla ve yeniliklerle geçen Bloom, artık daha sakin ve huzurlu yeni bir okul yılına hazırlanırken okula gelen yeni kız tüm olayları değiştirir. Karşılarında bir Tanrı varken ellerinden gelen...