Ejderha Cesareti ✔

Gölgedeki Casus🧚‍♀️

Bloom okulun karanlık koridorlarında uçuyordu öylece. Gittiği yer hakkında hiçbir fikri yoktu. Avalon'un söylediği şey ise sürekli aklındaydı, aradığı şey büyük aynanın arkasındaydı. Odasındaki aynaların hepsine bakmıştı, Stella'nın odasındaki aynaya da bakmıştı ama hiçbiri aradığı şeyi barındırmıyordu. Daha farklı bir yerde olmalıydı büyük ayna.

Birden durakladı, ayaklarını zemine değdirdi. Okul hakkında hatırladığı şeylerin arasında gezinmeye başladı gözlerini kapatarak. Yanından geçen bir peri onu garip bakışlarla süzdü, evrendeki en güçlü perinin neden akşam akşam peri halinde koridorda dikildiğini anlamaya çalıştı.

Bloom gözlerini açtığında kocaman gülümsüyordu. Aradığı şeyi bulmuştu hafızasında. Okuldaki büyük aynanın nerede olduğunu çok iyi biliyordu, bir çok kez bulunmuştu o odada. Vakit kaybetmeden tekrar havalandı. Kanatlarını çırparken bir yandan da gülümsüyordu zevkle.

Koridorda uçan başka periler de vardı. Tecna ve Flora hemen Layla'nın yanına gitmişlerdi ve vakit kaybetmeden Bloom'u aramaya koyulmuşlardı. Lockette Flora'nın avucunun içinde duruyordu. Flora gücünü ona aktarırken o da elindeki yol gösteren büyük anahtarı ile Bloom'un gittiği yeri söylüyordu.

Amore ise endişe ile Layla'nın yanında uçuyordu. Bloom'daki değişikliği o da hissetmişti. Bloom ile bir kaç sefer konuşmaya çalışmıştı ama Bloom bu konu hakkında konuşmak istemediğini söylemişti. Kara büyü yaptığı için kendini kötü hissettiğini, bir an önce Faragonda'ya gidip durumu çözeceğinden bahsetmişti. Bulutlu Kule'ye gittiğinden beri de görüşememişlerdi. Bloom daha da içine kapanmış, daha da üzgün haldeydi. Bir de kaybedince kimse ile konuşmamaya, güçlerini kullanmamaya başlamıştı. Faragonda ile de konuşmamıştı olanlar hakkında. Şimdi ise durumlar daha da kötüye gitmişti, Bloom artık kendini daha da kötü hissediyordu.

Lockette'nin anahtarı bir odayı işaret edince Flora durmak zorunda hissetti. Ayaklarını yere değdirdi, arkasına dönerek onun gibi yere konan diğer perilere baktı şaşkınlıkla.

"Bloom burada mı?" diye sordu Tecna, o da şaşırmıştı. Lockette küçük kafasını sallayarak onaylayınca daha da şaşırdılar.

"Miusa'nın yerimizi bulabilmesi için desibeli düşük bir sinyal yollayacağım. Siz devam edin, ben size yetişirim."

Flora kafası ile onayladı, peşinde Layla ve Amore ile büyük odanın içine doğru uçmaya başladı. Tecna ise kapıda kalıp sihrini yapmaya başladı. Kolundan çıkardığı bir alete basit bir büyü yaparak onu planı için uygun bir hale getirdi. Miusa'nın bu saatte okuldaki sesleri dinleyerek onu bulamayacağını biliyordu ama bu aletin çıkardığı sesin onun dikkatini çekeceğine emindi. Yaydığı düşük desibel sadece Miusa gibi güçlü bir peri tarafından duyulabilirdi. Tecna bile aletin yaydığı sesi teknolojik olarak algılamıyordu ama Miusa'nın alete doğru geleceğinden emindi.

Elindeki küçük aleti büyük kapının tam önüne koydu ve derin bir nefes alarak odaya yöneldi. Bu odada diğer kızlar gibi o da bulunmuştu bir çok kez ama şimdi oda kendisine farklı görünüyordu. Büyük masanın yanındaki kitaplıkta duran büyük ayna yana doğru açılmış, bir geçit oluşturmuştu. Tecna Faragonda'nın odasında çok fazla kez bulunsa da aynanın bir geçit olabileceğinin farkına varmamıştı. Bloom'un ise bunu nasıl öğrendiğini merak ediyordu.

Aynanın kayarak yana açılması ile ortaya çıkan merdivenleri uçarak indi yavaş bir şekilde. Bir yandan kızların gittiği yönü bulmaya çalışırken bir yandan da tedbirli bir şekilde etrafı inceliyordu. 

Merdivenler büyük bir salona açılmıştı. Salon okulun diğer yerleri gibi yüksek tavanlara sahipti, hatta Faragonda'nın odasından bile yüksekti buradaki tavanlar. Her yerde tavana kadar uzanan kitaplıklar vardı, merdivenin sonundaki kalın sütun ise devasa bir kitaplık görevi görüyordu. Kitaplıkların geniş raflarında duran farklı boyuttaki kitaplar ışıl ışıl parlıyordu adeta perilerin kanatları gibi. Bazı kitaplar ise yerdeydi, raflardan düşmüştü. Yerde kitapların yanında parşömenler, çerçeveler ve sandalyeler de uzanıyordu bu salonda yolunda gitmeyen bir şeyler yaşandığını anlatır gibi.