Rüya Diyarı Koruyucusu🧚‍♀️

347 35 4
                                    

Uzun dönen merdivenler bitmek bilmiyordu sanki. Çıldırmak üzereydim. Derse geç kalıyordum ama merdivenler uzadıkça uzuyordu. Artık nefesim kesilmek üzereydi, bitkin düşmüştüm. Bu dersi kaçıramazdım ama, pes edemezdim.

Sonunda kapıya ulaştığımda nefes nefeseydim. Ayaklarım isyan ediyordu, diz çöküp yere oturmak istiyordum. Yapamazdım, derse girmem gerekiyordu. Küçük tahta kapıyı açtım ve hızla sırama yöneldim. İlgi odağı olmak istemiyordum, Bayan Sagant'ın bakışlarına maruz kalmak istemiyordum.

Neyseki Bayan Sagant önündeki kağıtlara bakıyordu. Geç kaldığım için bir şey dememişti. Küçük gözlüklerini düzelterek bakışlarını kağıtlardan sınıfa çevirdi.

"Şimdi sınav vakti! Listeden seçtiğim kişiye soru soracağım!" Tiz sesi tüm sınıfı inletirken bana sormamasını diliyordum. Gözlerini masasının üstündeki listeye dikti. Lütfen beni seçmesin, lütfen.

Yandaki kıza çevirdim kafamı, saçları kızıla dönüyordu. Giydiği tişört sanki benimki gibi mavi renkti. Öbür tarafa döndüm. Yanımdaki kız tıpatıp bana benziyordu. Dehşetle arkamı döndüm. Sınıftaki herkes bana benziyordu. Hayır, bunlar bendim!

Bayan Sagant listeden kimi seçerse seçsin soru soracağı kişi ben olacaktım. Bu olamazdı. Beni seçmemeliydi. İmkansızdı.

"Bloom, uyanmalısın."

Zıplayarak uyandım. Flora başımda bana gülümseyerek bakıyordu. Bu sefer beni rüyamdan uyandırdığı için çok mutluydum. Hızla kendimi yatağımdan uzaklaştırarak oturma bölümündeki koltuklara attım kabusumdan kaçarcasına. Çok saçma ama korkunç bir rüya görmüştüm.

Flora salondaki çiçekleri sularken "İyi misin?" diye sordu. "Yine sayıklıyordun, bu sefer ne oldu?"

Hatırlamak bile istemiyordum. Unuttuğumu sanmıştım ama hala korkulu rüyalarımı süslüyordu. "Dünyadaki okulumda bir öğretmenim vardı. Beni hiç sevmiyordu. Sürekli bana dersle alakası olmayan sorular soruyordu dersin ortasında. Beni sınıfa rezil etmeye mi çalışıyordu bilmiyorum. Birden nereden hatırladım onu da bilmiyorum. Çok korkunç bir rüyaydı."

"Sen bir de bana sor." Miusa odasından pijamalar ile çıkıp kendini benim gibi koltuğa attı. "Sanki kusacağım. Çok garip bir rüyaydı."

"Trix'in yaptığı gibi yine bir canavar mı dolanıyor yoksa odada?" diye sordu Tecna odasından çıkarken.

Flora elinde sulak ile bize döndü. "Sanmıyorum. Bloom rüya görürken uyanıktım, her zamanki gibiydi."

Miusa'ya dönerek rüyasını sordum. Belki bir benzerlik bulabilirdik. "Bir konserim vardı ve flütümü hiçbir yerde bulamıyordum, saçımda bile yoktu. O tıpkı Stella'nın yüzüğü gibi özel bir flüt. Onu kaybedemem."

"Benden mi bahsediyorsunuz sabah sabah?" Stella esneyerek aramıza katıldı. "Ne olmuş yüzüğüme?"

Miusa hemen Stella'ya döndü. "Kötü bir rüya gördün mü?"

"Benim en kötü rüyam ne biliyor musun?" Stella yüzünü Miusa'ya uzattı ve alnında bir yeri işaret etti. "Dün gece alnımın ortasında çıkan bu kocaman sivilce! Zaten yanaklarım da sarkmaya başladı. Kaz ayaklarım... Gittikçe çirkinleşiyorum!" Yüzünü ellerinin arasına gömdü. "Brandon artık beni sevmeyecek. Benden daha güzel ve genç birini bulacak."

Gözlerimi devirdim, üstümü değiştirmek için odama yöneldim. Miusa Stella'nın korkularının yersiz olduğunu, yaşının çok genç olduğunu söylese de Stella'ya laf anlatmak imkansızdı. Odadan çıktığımda bile hala kendini yerlere atıyordu.

Bu haftasonu Beyaz At'a çalışmaya gitmemiştim. Okulun ilk haftası olması ve aniden ortaya çıkan kızı düşününce sonraki hafta başlamaya karar kılmıştım. Hoşgeldin Partisi'nde ortaya çıkan kız iki gündür aralıksız uyuyordu ve biz hala kıza ne olduğunu anlamamıştık. Profesör Palladium tüm haftasonunu kızın yanında revirde geçirmişti, biz de Faragonda ile birlikte olacakları bekliyorduk yatağın başında.

Ejderha Cesareti ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin