Mağaranın derinliklerinde🧚‍♀️

231 33 13
                                    

Sessizlik bir kez daha somut bir hal alarak içinde üzüntü ve endişe barındıran kişilerin omuzlarına hafifçe dokunarak aralarında öylece yürüyordu. Bu sessizliğin adımlarını takip eden de vardı, onu umursamak istemeyen de. Baykuş aracının içinde öylece oturan kişiler sessizliğe aldırmak istemese de sessizlik tıpkı üzüntü gibi onların bir parçası olmuştu artık.

Tapınağın avlusundan eli boş bir şekilde havalanan baykuş şimdi Lord Darkar'ın devasa kalesini barındıran mağaraların üstünde dinlenmeye çekilmişti. Baykuşun sessizlikten kurtulmasının tek yolu başka araçların yanına gelmesiydi. Bir kaç dakika sonra gelecek olan diğer araçları gören sessizlik kaybolup yerini adrenaline bırakacaktı.

Baykuşun ön monitörlerinde olan Tecna ve Timmy iletişim trafiği sonrası oluşan sessizlikte tıkılı kalmışlardı. Kızılçeşme profesörü Codatorta son Codex'in de kaybedilmesi sonrası sinir küpüne dönüşmüştü ama asıl sinirlendiği şey gizlice tapınağa giden öğrencilerine yönelikti. Tapınakta ne uzmanlar ne de periler zarar görmüştü ama Codatorta bunun tamamen şans eseri olduğunu söylüyordu. Uzmanları büyük bir tehlikeyle kumar oynadıkları için azarlamıştı. Şimdi neredeyse bir ordu uzman ile destek için mağaralara doğru geliyordu.

Faragonda Codatorta'nın aksine kaçırılan bir öğrencisi olduğu için tıpkı cadılar gibi bu olayın dışında kalmak istiyordu. Bloom'un kaçırılmasından sonra olanlar tüm ailelerin kulağına gitmişti. Faragonda en iyi peri okulunun müdiresi olarak mecburen geride durmak zorundaydı. Magix gibi tüm Sihirli Boyut tehlikede olsa da uzmanlar gibi gönderebileceği bir peri ordusu yoktu.

Winx ise geri dönmemek, sonuna kadar savaşmak konusunda ısrarcıydı. Faragonda onlara Codatorta'nın vereceği bir araçla geri dönmelerini söylese de hepsi hiç düşünmeden itiraz etmişlerdi. Stella telefonunu endişeli kraliyet ailesinden gelen aramalar yüzünden kapatmıştı, sihir ile yapılacak olan görüşmeleri ise yok sayıyordu. Onun asası gibi ailesinden bir kaç kişide de teleport gücü olan aile yadigarı değerli parçalar vardı ama Stella tıpkı telefonu gibi bunun için de önlemini almıştı. Yüzüğünü Tecna'nın oluşturduğu takip edilemez bir teknolojik küre içine hapsetmişti. Ailesi buraya daha önce gelmediği gibi yüzüğünün izini sürerek de onu bulamazdı.

Şimdi hepsi mağaraların tepesindeki bir baykuşun içinde sessiz bir şekilde destek ekibinin gelmesini, son bir kez çabalamayı bekliyordu. Stella, Brandon ve Flora, Helia çift olarak birbirlerine sarılarak oturuyorlardı karşılıklı koltuklarda. Tecna ve Timmy sonunda yoğun aramalardan sonra sessizliğe ulaşabilmişlerdi, tapınaktan çıktıklarından beri destek ekibi ile iletişimde oldukları gibi yetişkinlerden de azar işitiyorlardı. Sky kargo bölümüne doğru giden bir kapının önünde yerde oturuyordu. Kafasını kollarının arasına, yüzünü sarı uzun saçlarının arkasına gizlemişti. Bloom'u kurtarmak için her şeyi yapardı ama o her şeyin ne olduğunu bir türlü bulamıyordu.

Riven ise ayaklarını bir monitöre uzatmış, arkasına yaslanmış bir şekilde pencereden dışarıya bakan Miusa'yı izliyordu sessizce. Yüzünü inceliyordu ama duygularını anlayamıyordu. O da kendi gibi duygularını saklamakta oldukça iyiydi.

Ayaklarını uzattığı yerden seri bir şekilde indirdi, daha Miusa sesinin bile duyamadan yanı başında belirdi. Miusa ürkmemişti, Riven'ın atik ve hızlı biri olduğunu biliyordu. Baş başa çok fazla takılmamış olsalar da Miusa onu grubun bir parçası olduğu için iyi tanıdığını düşünüyordu.

Riven kafasını çevirdiğinde ona bakan bakışlardaki ifadeyi beklemiyordu. Miusa 'Ne istiyorsun?' der gibi bakıyordu ona. Ne diyebilirdi ki şimdi bu durumda? Duygularını daha önce hiç belli etmemiş biri olarak ilk defa burada nasıl duygularını açığa çıkarabilirdi?

Ejderha Cesareti ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin