Başka Biri

600 444 182
                                    


13. Bölüm: Başka Biri

---

Yarım saatten fazla süren bir yolculuk sonrası gelmiştik. Şehirden uzakta deniz kenarında büyük bahçesi olan tatlı bir kafeydi.
Emre arabayı park ettikten sonra inip kafeye doğru ilerledik. Kapısında "Geleneksel Kahvaltı Günümüze Hoş geldiniz" yazıyordu.
İnsanlar gerçekten de ikişer ikişer oturuyorlardı etrafta.

Biz de gidip yiyeceğimiz şeyleri tabaklarımıza koyduk ve bahçeye çıktık.
"Nerede oturalım?"
"Bana fark etmez."

Denize en yakın olan masaya ilerledik. Biz oturduktan sonra bir garson gelip ne içeceğimizi sordu. İkimiz de çay istedik. Garson bize çay getirmek için yanımızdan uzaklaştığında Emre konuşmaya başladı.
"Beğendin mi burayı?"
"Evet, gerçekten güzel bir yer."
"Sevindim. Tesadüfen keşfetmiştim burayı. Gerçekten ben de çok seviyorum."

O sırada Emre'nin masadaki telefonu çalmaya başladı. Arayanın Merve diye biri olduğunu gördüm.
"Geliyorum."

Emre telefonunu alıp masadan kalktı. Benden uzaklaştıktan sonra telefonu cevapladı. Arayan kişinin kim olduğunu bilmiyordum ama Emre'nin masadan kalkıp uzakta konuşması beni rahatsız etmişti.

Garson çaylarımızı getirmişti ama Emre hâlâ telefonla konuşuyordu.
Merve denen kız kimdi ve ne konuşuyorlardı?
Sevgilisi olabilirdi.

"Geldim. Kusura bakma."
"Sorun değil."

Gayet sorun! Tamam Kumsal. Sıkıntı yok kızım. Moral bozma.
Onlar konuşurken pek ses gelmiyordu ama Emre'nin "Mervecim" dediğini duymuştum.

Yaklaşık bir saat orada oturduk ve kahvaltımızı yaptık. Gerçekten her şey çok lezzetliydi. Şuanda beni tek teselli eden şey...

Yedikten sonra saat 11:00 civarındaydı.
"İstersen deniz kenarında oturalım biraz."
"Şey, derse az zaman kalmış. Okula gitsek iyi olur."
"Tamam o zaman," dedi kısık sesiyle. Cevabıma bozulduğu belliydi ama ben de bozulmuştum.
Şuanda daha fazla Emre ile vakit geçirmek istemiyordum.

Kafeye girdiğimizde cüzdanımı çıkarıp kasaya doğru yürüyordum ki Emre kolumdan tuttu.
"Kumsal? Ne yapıyorsun?" dedi garip bir şekilde bana bakarken.
"Hesabı ödeyeceğim."
"Saçmalama istersen. Çekil şimdi, ben ödeyeceğim."

Hesabı erkeğe ödeten kızlardan hep nefret etmişimdir. Onlar gibi olmak istemiyordum.
"Ama Emr-" Sözümü kesti.
"Kumsal. Ben dururken senin ödemeni istemiyorum."
"Ne alaka şim-"
"Hayır dedim. Bir dahakine sen ödersin."

Bir dahakine? Bir daha mı birlikte dışarı çıkacaktık?
Daha fazla ısrar etmeden kenara çekildim. Emre gelince arabaya bindik ve yola çıktık. Aklımda hâlâ Merve vardı. Kimdi bu kız? Neden bu kadar uzun konuşmuşlardı?

Emre yine şarkı listesini açmıştı. Birbirinden güzel şarkılar birbirini takip ederken telefonumu çıkarıp Ecem'e mesaj attım. Bugün derslerimiz ortaktı. Yolda olduğumuzu, okula geldiğimi söyledim. Ecem benle Emre'yi az çok biliyordu. Bugün kahvaltıya gideceğimizi de söylemiştim.
Sevinç çığlıklarıyla karşılık vermişti...

Okula geldiğimizde Emre ile birlikte bahçeye girdik. Bize dönen bakışları görmezden gelip yürümeye devam ettim.
O dersine kadar kafede oturacaktı. Okula girdiğimizde bir kenarda durduk.
"Çok teşekkür ederim Kumsal. Bugün benimle geldiğin için. Beni kırmadığın için."
"Ben de teşekkür ederim. Gittiğimiz yer çok güzeldi."
"Beğenmene sevindim."
"Benim artık sınıfa gitmem gerek Emre. Sonra görüşürüz."
"Görüşelim Kumsal."                                                                                                                                                             O gülümseyerek bana bakarken gözlerimi kaçırdım. Maviliklerinin içinde kaybolmamak adına.

Mavi HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin