Aşk Nedir?

1K 616 920
                                    


2. Bölüm: Aşk Nedir?

----

Ertesi gün dersim öğleden sonraydı. Bu yüzden geç uyandım ve mutfağa gittim.
"Ah uyandın mı kızım? Bende bugün işe geç gideceğim. Bak puding yapıyorum. En sevdiğinden!" Anneme gülümsedim.
"Evet anne, kolay gelsin. Dersime iki saat var ben yavaş yavaş hazırlanayım."
Annem... Annem iyi bir kadındı. Beyaz teni ve yorgun gözleriyle annem. Görünüşüm tıpkı ona benzerdi. Beyaz tenimi, sarı saçlarımı, yüz hatlarımı annemden almıştım. Babama görünüş olarak pek benzemezdim. Onunla huylarımız benzerdi.
Bu bir sır; Babamı daha çok seviyorum sanırım.

Odama döndüm ve hızlı bir şekilde hazırlanıp çıktım. Annem yiyecek bir şeyler hazırlamıştı. Yedim ve beraber evden çıktık. Babam sabah erken çıkmıştı. Annem ve babam özel bir şirketin ayrı bölümlerinde çalışıyorlar ve gerçekten yoruluyorlar.

Annemle yollarımız ayrıldı ve ben otobüse bindim. Kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım.
Okula girdim ve derse az zaman kaldığını fark edince, doğruca sınıfa gittim. Kenarda bir sıraya oturdum ve tekrar kulaklıklarımı takıp şarkı dinlemeye devam ettim.
Emre sınıfta değildi. Bu dersimizin ortak olduğunu sanıyordum. Yoksa bugün gelmeyecek miydi?

Kumsal. Sana ne? Gelir ya da gelmez bu bizi ilgilendirmiyor. Kendine gel kızım.
Ben iç sesimle kavga ederken Emre arkadaşlarıyla kahkahalar atarak sınıfa girdi.

Arkadaşlar bu çocuk çok güzel gülüyor.
Gelip bir sıraya dizildiler ve ben onları izlerken Emre dönüp bana baktı. Ben suçüstü yakalanmış gibi hızla kafamı çevirirken kulaklığımın bir teki düştü.
Ah. Harika. Bunun olmasından nefret
ediyorum!

Ben toparlanmaya çalışırken Emre'nin hâlâ beni izlediğini fark ettim. Ve tahmin edin nasıl?

Gülerek! Keyifle gülerek beni izliyor.
Rezil oldum resmen.
Sakin ol Kumsal. Sakin. İyisin kızım.
Bozuntuya vermeden diğer kulaklığımı da çıkarıp çantama koydum.
"Hoca geldi" sesiyle kafamı kaldırdığımda beyaz saçlı, gözlüklü, tatlı hocamız bizi başıyla selamlayıp masasına geçti.
Beni kurtardınız hocam.

Sınıfa göz attıktan sonra konuşmaya başladı.
"Merhaba gençler. Görüyorum ki katılım çok iyi. Benim bu ders için bir planım var. Sıkılacağınızı düşünmediğim bir konu seçtim. Bugün, bu derste, herkes kalkıp aşkın tanımını yapacak. Tabiki kendi fikirlerinizle. Düşünmeniz için beş dakika veriyorum sonrasında herkes teker teker söz alacak. Haydi bakalım!"

Ah. Hadi ama.
Tamam Kumsal. Gayet kolay aslında. Kalkıp bir şeyler söyleyip oturacaksın.
Ama burada Emre oturuyor!
Düşünme kızım sen sadece kalk ve konuş. Derin nefes al, ver. Hadi Kumsal. Yaparsın kızım.

Beş dakika dolduğunda hoca gönüllülere söz hakkı vermeye başladı.
"Aşk en güzel duygudur. Sevgilini öpüp sarılmaktır."
Gerizekalı. Öpüp sarılmasan aşk olmuyor mu?
"Bence aşk yoktur hocam."
"Aşk onu görünce heyecanlanmaktır."
Herkes tek tek konuşurken hocanın sesini duydum.
"Evet sen, kenardaki arkadaş! Adın neydi kızım?"
"Kumsal," dedim titrek bir sesle. 
"Evet Kumsal, peki sence aşk nedir anlatabilir misin?"

"Bence aşk özneldir. Herkes aşkı farklı bir şekilde anlatabilir. Küçük bir çocuğa sorsanız belki en sevdiği oyuncağı gösterir, 'ben bunu çok seviyorum' der aşk sanır. Başka bir çocuk belki annesini gösterir. Küçük kollarını açıp 'annemi çok seviyorum! İşte bu kadar, dünyalar kadar' der bunu aşk sanır.
Bir çifte sorsanız birbirlerini gösterip 'ben sevgilime çok aşığım, aşk budur' der. Belki bir başka kişi mesleğini söyler ve 'benim hayatımdaki aşk budur' der. Bir ressam, tuvalindeki o eşsiz renkleri gösterir 'aşk' der. Ya da bir şair mısralarına bakar, onlara 'aşk' der.
Yani anlayacağınız aşk herkese göre farklı bir şeyi ifade eder.
Aşk soyuttur, aşkın etkilerini hissetmek mümkün. Onun gözlerine bakıp kendini orada kaybetmektir. Kalbinin deli gibi çarpması. Onu herkesten, her şeyden korumak istemektir. Ona doyamamaktır. Aşk kimine göre ulaşılması zor, kimine göre kolaydır.
Gerçek aşk çok güzel bir duygudur bence. Daha anlatacak çok şeyi vardır aşkın, ama benden bu kadar olsun."

Konuşmam biter bitmez hoca dahil, sınıftakiler alkışlamaya başladı. Ben heyecanla yerime otururken hoca konuşmaya başladı.
"Gerçekten çok güzel konuştun kızım. Söylediklerinde çok haklısın, teşekkür ederiz."
Rica ederek gülümseyip önüme döndüm.
Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştım ve beğenildi. Aferin.
Kafamı çevirip sınıfa göz atacaktım ki Emre'nin hayranlıkla beni izlediğini fark ettim. Bu sefer gözlerini kaçıran o oldu.

Diğerlerini dinlemeye devam ederken sıra Emre'ye geldi. Ben heyecanımı belli etmeden kafamı onun olduğu yöne çevirmiş cevabını bekliyordum.

"Ben... Bana sorarsanız aşk çok farklı ama bir o kadar da güzel bir duygudur. Tarifi imkansız. Aşk, karşındakini her şeyiyle kabul etmek, sevmektir. Hani bir söz var, "kusurları ile sevmektir, kusursuz sevmek." Kesinlikle böyle. Aşk sadece dış görünüşünü beğendiğimiz birine hayalimizdeki ruhu koyup, bunu kabullenmek değil. Aşk, karşındakini herkesten, her şeyden çok sevmek, ona sonsuz değer vermektir..."

"Evet Emre. Sana da teşekkür ederiz. Doğru şeyler söyledin."

Gerçekten de güzel konuştu ve haklıydı. Kusurları ile sevmekti kusursuz sevmek...

Peki sizce? Sizce aşk nedir?

Mavi HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin