Yüz yıl sonra...
Aradan bilmiyorum ne kadar zaman geçti ama çok uzun olduğunu hatırlıyorum ,en son imparatoriçe beni taş etmişti o zamandan bu yana bu hapisanedeyim buradan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum yada kurtula bileceğimi hiç bilmiyordum .
Bu sırada dışarıda ...
Bir kız ve bir erkek el-ele tutuşmuş bir şekilde koşuyorlardı ,nereye gittiklerini bilmiyorlardı arkalarından gelen muhafızlardan sadece kaçıp kurtulmak istiyorlardı sonunda kız nefes nefese kalarak Virgin'in yani kara imparatorun heykelinin yanında durarak soluklanmaya başladılar.
Erkek " hadi Hera gidelim bizi bulacaklar " diyordu hızlanan nefesini düzene sokarken .
Hera bir kaç kere derin nefes aldıktan sonra " kaçamayacağız Pure bizi bulacaklar " dedi bu sırada arkalarından koşan askerler onları buldular ve kaçmamaları için etraflarına çember şeklinde dizildiler.
Askerlerin arasından bir asker öne çıkarak " prenses Hera babanız sizi almamızı söyledi " dedi.
Hera kafasını iki yana sallayarak " hayır gelmem git babama söyle gelmiyor de " dedi sinirli ve korkmuş bir şekilde .
Demin konuşan asker " babanız ya kızımı getirin yada " diyerek Pure'yi kafası ile işaret ederek " yada onun kellesini " dedi.
Kız ve Pure bir-birine şaşırmış ve korkmuş bir şekilde bakarken Hera zorlukla ayağa kalktı uzun zamandır koştukları için bitkin düşmüş bir vaziyyetdeydiler .
Pure Hera'nın elinden tutarak Gera'ya baktı ve " yapma bunu bana " dedi üzüntülü bir sesle .
Hera yüzüne küçük bir gülümseme kondurarak " merak etme bu hayatta eğer bir birimizin olamıyorsak diğer hayatımızda birlikte oluruz " diyerek askerlere doğru hareket etmeye başladı .
Pure bağırarak " hayır gitme ben başka hayat istemiyorum ben sadece bu hayatı istiyorum seninle olmak istiyorum " dedi .
Hera arkasına bakmadan gözlerinden yaşlar akarken askerlere doğru hareket ediyordu .
Hera askerlerin yanına vardığında Pure " hayır hayır izin vermem " diyerek askerlerin üzerine doğru hareket ettiğinde başka bir asker yandan gelerek bir kılıç darbesi ile Pure'nin kafasını kopardı .
Etrafa kanlar fışkırıyordu .
Hera arkasını dönerek Pure'nin kafasının bir tarafta bedenin ise başka bir tarafta olduğunu gördüğünde ağlamasına bağırması da karıştı ve yere yıkıldı hiç bir şey söyleyemiyor sadece bağırarak ağlıyordu .
Askerler zorla Hera'nın kolundan tutarak onu götürmeye başladılar ne kadar dirensede faydasızdı kurtulamıyordu.
Pure'nin bedeninden fışkıran kanların bazıları Virgin'in heykeline değiyordu .
Bu sırada Virgin...
Virgin bağdaş kurmuş bir şekilde meditasyon yaparken buradan nasıl kurtulacağını düşünüyordu .
Gözlerine çarpan hafif ışıkları gözlerini kısdı.
Ayağa kalkarak " bu ne ?" Diyerek ışığın kaynağına doğru hareket etmeye başladı .ışığın olduğu yere geldiğinde işaret parmağı kalınlığında olan bir delikten içeri ışığın düştüğünü gördü " bu nasıl ola bilir ?" Diye kendi kendine diye düşünüyordu ama bir cevap bulamıyordu .
500 yıl sonra...
İki ordu karşı karşıyadıdı bir tarafta üzerinde kırmızı renkte zırhlar olanlar diğer tarafta ise üzerlerinde sarı renkte zırh olan askerler karşı karşıyaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Karanlık 2- Karanlık Günler
Fantasyhapis olduğu hapishaneden kurtulan Virgin yarım kalmış işini bitirmek için harekete geçiyor ,karşısında engeller olacak bakalım Virgin bu engelleri nasıl Hall edecek. seviyeler..... çaylak-1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 usta-1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 yer yüzü-1,2...