bölüm 1

677 85 8
                                    

Yüz yıl sonra...

Aradan bilmiyorum ne kadar zaman geçti ama çok uzun olduğunu hatırlıyorum ,en son imparatoriçe beni taş etmişti o zamandan bu yana bu hapisanedeyim buradan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum yada kurtula bileceğimi hiç bilmiyordum .

Bu sırada dışarıda ...

Bir kız ve bir erkek el-ele tutuşmuş bir şekilde koşuyorlardı ,nereye gittiklerini bilmiyorlardı arkalarından gelen muhafızlardan sadece kaçıp kurtulmak istiyorlardı sonunda kız nefes nefese kalarak Virgin'in yani kara imparatorun heykelinin yanında durarak soluklanmaya başladılar.

Erkek " hadi Hera gidelim bizi bulacaklar " diyordu hızlanan nefesini düzene sokarken .

Hera bir kaç kere derin nefes aldıktan sonra " kaçamayacağız Pure bizi bulacaklar " dedi bu sırada arkalarından koşan askerler onları buldular ve kaçmamaları için etraflarına çember şeklinde dizildiler.

Askerlerin arasından bir asker öne çıkarak " prenses Hera babanız sizi almamızı söyledi " dedi.

Hera kafasını iki yana sallayarak " hayır gelmem git babama söyle gelmiyor de " dedi sinirli ve korkmuş bir şekilde .

Demin konuşan asker " babanız ya kızımı getirin yada " diyerek Pure'yi kafası ile işaret ederek " yada onun kellesini " dedi.

Kız ve Pure bir-birine şaşırmış ve korkmuş bir şekilde bakarken Hera zorlukla ayağa kalktı uzun zamandır koştukları için bitkin düşmüş bir vaziyyetdeydiler .

Pure Hera'nın elinden tutarak Gera'ya baktı ve " yapma bunu bana " dedi üzüntülü bir sesle .

Hera yüzüne küçük bir gülümseme kondurarak " merak etme bu hayatta eğer bir birimizin olamıyorsak diğer hayatımızda birlikte oluruz " diyerek askerlere doğru hareket etmeye başladı .

Pure bağırarak " hayır gitme ben başka hayat istemiyorum ben sadece bu hayatı istiyorum seninle olmak istiyorum " dedi .

Hera arkasına bakmadan gözlerinden yaşlar akarken askerlere doğru hareket ediyordu .

Hera askerlerin yanına vardığında Pure " hayır hayır izin vermem " diyerek askerlerin üzerine doğru hareket ettiğinde başka bir asker yandan gelerek bir kılıç darbesi ile Pure'nin kafasını kopardı .

Etrafa kanlar fışkırıyordu .

Hera arkasını dönerek Pure'nin kafasının bir tarafta bedenin ise başka bir tarafta olduğunu gördüğünde ağlamasına bağırması da karıştı ve yere yıkıldı hiç bir şey söyleyemiyor sadece bağırarak ağlıyordu .

Askerler zorla Hera'nın kolundan tutarak onu götürmeye başladılar ne kadar dirensede faydasızdı kurtulamıyordu.

Pure'nin bedeninden fışkıran kanların bazıları Virgin'in heykeline değiyordu .

Bu sırada Virgin...

Virgin bağdaş kurmuş bir şekilde meditasyon yaparken buradan nasıl kurtulacağını düşünüyordu .

Gözlerine çarpan hafif ışıkları gözlerini kısdı.

Ayağa kalkarak " bu ne ?" Diyerek ışığın kaynağına doğru hareket etmeye başladı .ışığın olduğu yere geldiğinde işaret parmağı kalınlığında olan bir delikten içeri ışığın düştüğünü gördü " bu nasıl ola bilir ?" Diye kendi kendine diye düşünüyordu ama bir cevap bulamıyordu .

500 yıl sonra...

İki ordu karşı karşıyadıdı bir tarafta üzerinde kırmızı renkte zırhlar olanlar diğer tarafta ise üzerlerinde sarı renkte zırh olan askerler karşı karşıyaydı.

Sonsuz Karanlık 2- Karanlık GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin