Zihnimi talan eden düşüncelerin arasında kaybolduğumdan ötürü, dersin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Başımı sabahtan beri bana binbir türlü soru soran Begüm'e çevirdiğimde, meraklı gözleri üzerimde geziyordu. Kafam öylesine karışıktı ki, kavrama yetkimin elimden alındığını düşünmeye başlamıştım.
Önümdeki defteri kapatarak, kalemliğimi defterin üzerine koydum ve arkama yaslandım. Okulda ismimin ne kadar kötü anıldığının farkındaydım ve bu durum canımı sıkmaya başlamıştı. Makyaj malzemesi alması ve ödevlerimi yapması şartıyla Koray'la anlaşmalı sevgili olmuştuk. O da kendisiyle ego yarıştıran birine benimle çıktığını söylemişti. İkimizin de çıkarları vardı ancak Koray işleri zıvanadan çıkarmıştı.
İki ay dolmasa da, ona daha fazla katlanmak istemiyordum. Ayrıldığımızı kendine yediremeyip, arkamdan atıp tutuyordu. Herkes bana paragöz fahişe gözüyle bakıyordu ve bunu hazmedemiyordum.
Koray'ın bana aldığı makyaj malzemelerini bir poşete toplamıştım. Siyah poşeti parmaklarımın arasına dolayarak ayağa kalktığımda, beni en arka sırada izleyen Aden'le göz göze gelmem bir olmuştu. Buruk bakışları yüzümde dolaşırken, aklıma dün akşam gelmişti. Uzay benden hoşlandığını söylemişti. Ben de ona bir şans tanımıştım. Arkadaş olsak da, gruptakiler konuşmaları yüzünden benden hoşlandığını anlamıştım. Uzay konuştuğum erkeklerden çok daha farklı biriydi. Korumacı ve iyi bir karakteri vardı. Onu sevmek istiyordum. Bana verdiği değeri hissedebiliyordum. Diğerlerine nazaran kalbimi sevdiği açıkça ortadaydı. Onu uzun zamandır tanıdığım için güveniyordum. Bugün okula gelmediğinden dolayı, konuşma fırsatı bulamamıştık.
Ayrıca okulda adım kötüye çıktığı için ciddi ilişki yapmak zorundaymış gibi hissetmeye başlamıştım. Her erkekle konuşuyor algısını yıkmak istiyordum. Ben öyle biri değildim. Çok kişiyle konuşmuş olmam, bana taktıkları sıfatları hakettiğimi göstermiyordu.
Benim yaptığımı, okuldaki çoğu erkek yapıyordu ama sırf kız olduğum için okuldakilerin gözüne batıyordu. Erkek olsam, kimsenin sesi çıkmazdı. 'Havalı, popüler erkek' kategorisinde yer alırdım. Bu algıdan nefret ediyordum. Kendimi bildim bileli, asla saf bir kız olmamıştım. Bana yazan her erkekle, normal konuşmuştum. Olması gereken de buydu zaten. Onların flörtöz ve midemi bulandıran konuşmalarına karşılık vermediğimden dolayı egoistlik olarak algılamışlardı. Bu yüzden arkamdan atıp tutan çok erkek olmuştu. Soğuk bir yapım vardı, bu benim suçum değildi.
İnsanlar istedikleri kişiyi elde edemediklerinde hazmedemeyip arkasından konuşurdu.
Koray'ı sınıftan içeriye girerken görmemle, gözlerimi kıstım ve hızlı adımlarla yanına doğru yürümeye başladım. Bakışları beni bulduğunda, pişkin pişkin sırıtıyordu. Sinirlerim anında nirvanaya ulaşırken, hızlıca ona doğru yürüdüm ve tam karşısında durarak, elimdeki poşeti sıraya bıraktım. "Kölem olduğun süre boyunca aldığın makyaj malzemeleri."
Bir anda sınıftaki herkesin bakışları bana doğru çevrilirken, Koray şaşkınca suratıma bakıyordu. "Kullanıp kullanıp geri mi veriyorsun?"
Yüzümü buruşturdum. "Kullanmadım."
Koray gülümsedi. "Söylediklerim zorunda gitti sanırım."
"Hayır," diye cevap verdim. Ses tonum fazlasıyla sertti. "Sanane, istediğim kadar erkekle konuşurum. Sana hesap mı vereceğim? Siz aynı anda 3-4 kızla konuşuyorsunuz. Ben bir şey söylüyor muyum?"
Sınıfta sessizlik oluştuğunda, Begüm hızlıca yürüyerek yanıma gelmişti. Yanımda durduğunda, öylesine sinirlenmiştim ki, ellerim titriyorum. Koray bakışlarını suratımda gezdirdiğinde, serseri gibi gülümsedi.
"Babasız büyümek böyle bir şey sanırım. Ne güzel kimse sana karışmıyor. Tabii ki istediğin kadar erkekle konuşabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
inci kolye
Teen FictionKır beni ama sonra sarıl bana, hiçbir şey yapmamış gibi. Ben yine affederim seni. ©2021 | İrem Aydın