4.2

9K 817 278
                                    

Kalp Kırıcı: Kapıdayım, seni almaya geldim. Hemen gelsen iyi olur.

Yüzümü büyük bir gülümseme kapladığında heyecandan kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. Bir kız çocuğu gibi hevesle yatağımdan kalktığımda birkaç saniye duraksayarak yüreğimin sesini dinlemeye koyuldum. Kalbimdeki tanıdık çarpıntı göğüs kafesimi zorlayıcı bir etkiyle atarken bu tanıdık duyguyu hatırlamamın sebebi ilk aşkım Aden'di. Dün geceden beri bu gerçekle geç yüzleştiğimden dolayı gözyaşı akıtıyor, kendimi paralıyordum. Aden'in yokluğunda yüreğime sinen ara bulutlar kalbimi pas gibi simsiyah etmiş, bir zamanlar içimi eriten tüm duyguları kalbimin en karanlık köşelerine gömmüştü.

Şimdi Aden gelmişti. Çocukluğumum mimari gözümün önündeydi lâkin ben kör olmuştum. Bunu defalarca kez düşünmeme rağmen konduramamıştım. Bunca yıl neden beni düşünsün? Unutmuştur diye düşünmüştüm ancak o unutmamıştı. Hâlâ bana âşıktı. Tıpkı eski günlerdeki gibi bana düşkündü. Başım her sıkıştığında bana el ayak olmuştu, yıllarca iyiliğim için her şeyi yapmıştı. Beni aşka inandıran adamdı o.

Evlatlık verildiğinden dolayı benden uzaklaştırılmıştı. Babasının başına gelenleri ve annesinin Aden'e yaptıklarını herkes kaldıramazdı. Böylesine acı içindeyken ben iyice acı çekmesine sebep olmuştum. Kalbini paramparça ederek üzerinde tepinmiş, geceler boyu onu tek başına gözyaşı dökmesi için terk etmiştim. Düşündükçe ona karşı mahcup hissediyordum.

O Aden'imdi işte. Beni bıraktığı için kızgın olsam da o sadece bedensel olarak ayrılmıştı benden. Ruhu her zaman benimle, kalbimdeydi. Gerçek aşk buydu belki de. Yıllarca dokunmadan, çıkar gözetmeden saf duygularla sevmişti beni. Akıttığım her gözyaşının sebebini bulup ortadan kaldırmaya çalışmış, yüzümde gülücükler açmasını sağlamıştı. Böylesine âşık bir adamı hak ettiğim için ne yaptığımı bilmiyordum lâkin şunu anlıyordum: Erkeklerin hepsi aynı değildi. Aden bunu bana öyle bir öğretmişti ki...

Bana olan sevgisinin altında eziliyordum, bünyem kaldırmamakta ısrarcıydı. Yıllarca ailesi yüzünden kalbi kırık bir çocuktu. Şimdi bana geldi. Ben onun kalbini birleştirmek yerine daha çok kırılmasına sebep oldum. Üzerimdeki üzüntüyü anlatabilecek herhangi bir kelime bulamıyordum. Keşke erken uyansaydım da her şeyin farkında olsaydım. Sadece şunu düşünmüştüm: Neden bu kadar yıl beklesin ki? Neden beni yıllarca takip etsin? Sanırım aşka olan inancımı kaybettiğimden dolayı bunlar bana saçma gelmişti ancak artık anlıyordum.

Bugün cumartesi olduğundan dolayı rahattım. Hızlıca dolabımı açtım ve üzerime beyaz bir bluz, altıma ise siyah yüksek bel bir pantolon geçirdim. Aynı zamanda turuncu saçlarımı tarıyordum. Sanırım saçlarımı kısa kestirerek iyi bir karar vermiştim. Babam saçlarımı çok sevse de. 'Saçların kadar güzel bir hayatın olsun prensesim.'

Zihnimi toparlayarak masama doğru yaklaştım ve bir kâğıt çıkararak uyuyan anneme not yazdım. 'Begüm ile yürüyüşe çıkıyoruz. Seni seviyorum. Birkaç saat içinde dönerim.' Kâğıdı masama bırakarak hızlı adamlarla çantamı aldım ve odadan ayrıldım.

Evden dışarıya çıktığımda Aden'i lüks bir aracın içinde görmemle duraksadım. Ehliyeti olduğunu bilmiyordum. Önceleri telefona baksa da beni görünce başını kaldırdı ve gözlerimin en içine baktı. Yeşilleri elalarımla buluştuğunda yüzündeki yorgunluk görülmeyecek gibi değildi. Yavaşça arabasının kapısını açarak ön koltuğa bindiğimde Aden hiç beklemeden aracı çalıştırmıştı. "Annen görmeden kaçsak iyi olur." diye mırıldandı.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum gözlerine bakarak. Şu an karşımda sadece Aden yoktu, çocukluğumun mimarı vardı aynı zamanda. Çocukluğumu var eden kişi Aden'di. Üşüdüğümde kendi montunu bana veren, bağcıklarım çözüldüğünde bağlayan kişiydi. Hayatı boyunca benim için uğraşması şu an beni gözyaşlarına boğabilirdi.

inci kolyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin