Gözlerimi kanatmak ister gibi parlayan ay gökyüzünden düşen kar tanelerine çarpıyorken omzumda ki şala daha sıkı sarıldım.
Pazar günlerinden nefret ediyordum. Ailelerin hepsi akşam kapıya dökülüyor, sanki bir halt varmış gibi yüksek sesle kahkahalar atıyorlardı. Çıkardığım kablosuz kulaklıklarımı geri takıp son zamanlarda dinlediğim soloistin şarkısını açtım.
Park Jimin'in ince sesi adeta bulutların üzerinde uçuyormuşum gibi hissettiriyordu ve ben kendimi onun şarkılarından çekip kurtaramıyordum.
Balkonun kapısını kapatıp merdivenlere ilerlediğimde olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum.
Odaya gireceğim sırada görüş alanıma giren sinirli ifade ile duraksadım ve kulaklıklarımı kulağımdan çıkardım.
"Yeterli parayı gönderdim," hırıltılı çıkan sesi kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. "Büyük bir sülale doyar o parayla, sen nasıl yetinemiyorsun?"
Parmaklarını saçlarının arasından geçirip sırtını ahşap dolaba yasladı. Sırtı bana dönüktü bu yüzden beni görme olasılığı sıfırdı ve bu az çok rahatlamamı sağlıyordu.
"Hayır, Chaeyoung bunu asla bilmeyecek," dediğinde parmaklarım kapının kulpuna dolanmıştı. "Benden nefret ediyor, onu kaybetmeyi göze alamam."
Derin bir nefes aldım. İçeri girmeli miydim? Kesinlikle bilmiyordum lâkin bildiğim bir durum vardı ki yaptığım şey büyük bir hataydı. Özel hayatına saygı duymalı ve konuşmasını dinlememeliydim.
Sanki yeni gelmiş gibi esneyerek kapıyı araladığımda sırtını dolaptan ayırmış ve kulağında ki telefonu kapatarak cebine koymuştu. Bir şeyler çevirdiği bariz ortadaydı.
"Duş alacağım," dedim banyonun kapısını aralarken. "Yarım saat boyunca girme odaya."
Düşünür gibi dudaklarını birbirine bastırıp omzunu duvara yasladığında gözlerimi devirdim. "Beraber yapmak güzel olur, değil mi?"
"Çok güzel olur." yapmacık bir gülümseme ile banyoya girdiğimde kapıyı yüzüne kapatıp kilidi birkaç kez çevirdim.
Ona güvenmiyordum. Ne yapacağı belli olmazdı bir anda kendimi küvette, onun altında bulabilirdim.
Kirli kıyafetlerimi çıkarıp banyoya ilerlediğimde aniden duraksadım ve aynadan çıplak bedenimi süzdüm. Dolgun ve kalkık göğüslerim, ince belim ve kore standartına göre büyük olan kalçalarım adeta bir uyum içerisindeydi.
"Çok güzelsin Chaeyoungie!" kıkırdayıp aynada ki bedene bir öpücük attığımda daha fazla beklemeden duş kabinine girdim.
Banyoda verdiğim yarım saatlik konserin ardından bir yerimi kırmadan banyoda ilerlediğimde bornozu üzerime giymiş ve odadan çıkmıştım.
"Kulaklarımı kutsadınız hanımefendi, öleceğim şimdi." yatağın kenarında oturan pişkin adam gözleriyle açıkta kalan bacaklarımı süzdüğünde aklından geçenler midemin bulunmasına sebep olmuştu.
"Bilsem kilise şarkısı söylerdim," dedim kendi kendime mırıldanarak. "ölümüne hazırlık olurdu."
"Gözlerimi de kutsar mısınız?" belimden tutup beni bacaklarının arasına çektiğinde saçımdan düşen su damlaları tek tek tişörtüne damlıyordu.
Kemikli parmakları bornozun ipliğinde dolanırken tam açacağı sırada elini tutmuş ve durdurmayı zor da olsa akıl edebilmiştim.
"Kendine başka bir kadın bulabilirsin," dedim dolaba ilerlerken. "Beni aldatman pekte umrumda olmaz ama benimle asla birlikte olamayacaksın Jeon."
Siyah taytımı ve Jungkook'dan çaldığım siyah tişörtü alıp iç çamaşırı da aldığımda hızlı adımlarla banyoya geri döndüm.
On dakikalık bir süre içerisinde üstümü giymiş saçlarımı taramış ve nemli kalacak şekilde kurutmuştum.
Ağrıyan gözlerimi ovuşturup yatağa ilerlediğimde beni izleyen Jungkook'a aldırmadan yanına uzandım ve yorganı boğazıma kadar çektim.
"Sabah perdeleri açarsan ölürsün." hiçbir zaman umrunda olmayan tehditimi savurduğumda gözlerimi kapatmış ve ellerimi yastığımın altına yerleştirmiştim.
Belime dolanan kolu sinirlerimi alt üst ederken hiçbir şey söylemedim.
"Eğer ayrılırsak," dedi sessizce mırıldanarak. "Hayatıma nasıl devam edeceğimi bilemiyorum."
Belimde ki kolu sıkılaşmıştı. "Ama sen nasıl devam edeceğini biliyorsun ve bu beni bin parçaya ayırıyor Chaeyoung."
☘
selam umarım sevmişsinizdirben sevdim siz sevmeseniz de olur
çok egoistim lanet olsun :D
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
iyi günler
bb
değil
bye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you and i ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ (düzenlenecek)
Fiksi PenggemarRoseanne Park, ailesinin sorunları yüzünden okulunun en genç öğretmeni Jeon Jungkook ile evlenmişti. Acı; gökyüzünde bir yıldızdı ve her gece Roseanne ağlarken onun için parlıyordu.