seventeen: like an echo

2.1K 244 178
                                    

Endişe duygusu karanlık bir bulut gibi düşüncelerimin üzerine çökerken rahatlamak adına derin bir nefes aldım.

Oldukça gergin ve endişe dolu hissediyordum ancak böyle hissetmesi gereken ben değildim.

Defalarca aldatılmıştım. Aldatmaktan korkmamam gerekiyordu ancak kötülüğe kötülükle karşılık verecek olmak beni oldukça geriyordu.

"Kimliğin yanında mı?" Lalisa kulağıma fısıldadığında olumsuz anlamda kafamı sallamıştım. Reşit olsakta önemli insanlar olmadığımız sürece 30 yaşından küçükleri almıyorlardı.

"İzle ve gör." dedim alayla saçlarımı savurup. "Cazibemle o iki iri adamı yerle bir edeceğim."

"Aman, onlar bizi yerle bir etmesin de." kahkaha atarcasına konuştuğunda omuzlarımı düşürmüş ve birkaç adım gerilemiştim.

"Ölürsem telefonumu yok et, abini de öldür ben yaşamıyorsam o da yaşayamaz."

İsteklerimi tek tek sıraladığımda elbisemi aşağı çekiştirip göğüslerimi daha dolgun göstermiş ve saçlarımı sırtımda birleştirmiştim.

Topuklu ayakkabımın tok sesi bardan yayılan müzik ile harmanlanıp kaybolurken iki geniş omuz görene kadar ilerlemiştim.

"Kimlik." aralarından en korkunç olanı dövecekmiş gibi konuştuğunda korksamda elimi omzuna yerleştirmiş ve dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim.

"Sence gerek var mı?" omzundaki elim diğer koruma tarafından itilirken hafifçe yalpalamıştım.

"Ya şifreyi söyleyin ya da kimliğinizi gösterin." alayla gözlerimi Lalisa'ya çevirip dudaklarımı büzdüm. Giremeyeceğe benziyorduk.

Diğer barlara girmek bizim için fazlasıyla kolay olurdu ancak birinin beni kolumdan tutup ücra köşede becermesini göze alamazdım.

Lalisa, kolunu kolumun altından geçirip her zaman ki gülümsemesini yüzüne yerleştirmişti.

"Jeon Lalisa," dedi tüm neşesiyle. "Kendimi tanıtmama gerek yok hâ eğer tanımıyorsanız taş devrinden geldiğinizi düşünebilirim."

İki adam birbirine bakıp bir şeyler fısıldadığında çok geçmeden önümüzden çekilmiş ve büyük kapının perdelerini sonuna kadar açmışlardı.

Sandığımdan daha değişik bir yöntemle içeriye giriyor oluşumuz beni oldukça dumura uğratmıştı.

Beyaz atlı, yakışıklı bir prens gelip 'kızlar benimle' diyeceğine ciddi ciddi görümcem soyadının gücünü kullanıp bizi içeri sokmuştu.

"Abimi aldatacağına emin misin?" Lalisa sesinde ki meraklı tını ile konuştuğunda gülümsemiştim.

Buraya gelene kadar türlü türlü senaryolar kursam da, onu aldatmayı düşünsemde bara adımımı attığım andan itibariyle bu düşüncelerim tuzla buz olmuştu.

İnsan her ne kadar kötü olursa olsun aldatılmayı hak etmezdi. Ben, beni zamanında deli gibi seven adam tarafından aldatılmıştım.

Gözlerimin içine bakarak beni sevdiğini söyleyen, bensiz yaşayamayacağını her fırsatta dile getiren bir yalancı tarafından.

Aldatılmak.

Yazmanın kolay olduğu kadar söylemesi de kolay olan on harf dört hece.

Lâkin bunu sadece aldatılan kadınlar bilirdi. Belki elimde kanıt yoktu, belki de kendi kendime şüphe duyuyor ve Jungkook'un günahını alıyordum. Ancak hislerim beni asla yanıltmazdı ve beni aldattığını tüm bedenimle hissediyordum.

"Chaeyoung," Lalisa saçlarını savurarak önüme geçtiğinde yüzünde ki gülümseme ile kaşlarımı çattım. "Ben avımı buldum sanırım."

Hiçbir şey söylemeden beni ardında bıraktığında, daha önce hiç görmediğim -ki koreliye de benzemiyordu- adamın yanına doğry son sürat ilerledi.

Boğucu kalabalığı delerek bar tezgahına ulaştığımda boş bir sandalyeye oturdum ve çantamı tezgaha bıraktım.

"Buzlu viski." arsızca beni süzen kadın barmen kafasıyla onayladığında gülümsemiştim.

Kadınları bile etkiliyor oluşum özgüvenimi arttırsada erkekleri tercih ediyordum. Özellikle sarışın olanları.

"Viski ağır gelmez mi?" tanıdık ve yumuşak ses kulaklarıma dolarken şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalkmıştı.

Aklımda belirli bir isim vardı lâkin kafamı çevirdiğimde o suratla karşılaşmaktan deli gibi korkuyordum.

"Hayır," dedim kafamı çevirip sesin sahibine odaklanırken. "Çarpacağını düşünmüyorum."

Yeni şarkısının klip çekimi için boyattığı gri-mavi saçları nefesimi keserken ilk gülümsemesinde bayılacak ve sülük gibi yere yapışacak kıvamdaydım.

"Belki tanıyorsundur," dedi elini uzatırken. "Ben Park Jimin."

İşte o an, çığlık çığlığa barı turlamak ve Park Jimin'le tanıştığımı bütün Dünya'ya haykırmak istemiştim.

...

merhabaaaaaaaaa yine ben

sizce Park Jimin aslında kim :d

şarjım %3 elvada guys...

you and i ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ (düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin