oy sınırı +101
dipnot: lan yavaş doldurun oy sınırını yetişemiyorum hızınıza✿
Parmaklarının arasından kayıp giden kanlı bıçak musluğa düşerken birkaç parça peçete aldı ve gömleğine sıçrayan kanları sinirle sildi.
"Adam öldürsem daha az kirlenirdim." söylenerek mutfaktan çıktığında oturduğum masadan çevik bir hareketle atlayıp haşladığı sebzelerden bir parçayı ağzıma attım.
Yarım saattir Jeon Jungkook tarafından mutfakta tutuluyor ve onun yemek yapmasına zorla şahit oluyordum.
Açıkçası iştah açıcıydı.
Evimde birayı süt gibi içen, sütü bira gibi içen bir biscolata erkeği besliyordum ve bunun nimetlerinden de faydalanmam gerekiyordu.
Lâkin birde bunu isteyerek yapsam, tadından yenmeyecekti.
Acıktın mı?" aniden belime dolanan çıplak kollar dengemi bozarken tırnaklarımı koluna geçirip bedenimi ona çevirdim.
"Hayır," dedim sırtımı tezgaha yaslarken. "Zehir koydun mu diye kontrol ediyordum."
Ardından bakışlarım karın kaslarına indiğinde söylediği bir takım saçma şeylere kulak asmadan parmağımı kare şeklinde ki kaslarının üzerinde dolaştırdım.
"Bir, iki, üç, dört." aramızdaki mesafe azalırken olumsuz anlamda kafamı salladım ve dilimi damağıma çarptım. "Sınıfta kaldınız Bay Jeon, altı tane olsaydı burada soyunurdum."
"Sevinmelisin o zaman," bir fısıltı gibi çıkan sesi kulağıma ulaşamadan havada kaybolmuştu resmen. "Çünkü dün spora başladım."
"Tamam." söylediklerini duyamadığımdan kısa bir cevap verip kollarının arasından sıyrıldım ve bar taburelerinden en rahat olana oturdum.
"Yarın yanına Lalisa gelecek," dedi doğradığı sığır etlerini çorbaya atarken. "Evde sıkıldığının farkındayım ama virüs varken dışarı çıkamazsın. Lalisa ile evde vakit geçirebileceğinizi düşündüm."
"Kardeşinle vakit geçirmek istediğimi sana düşündüren ne?" Lalisa'yı seviyordum. Sürekli yeğen istediğini söyleyip durmasa en yakın arkadaş ünvanına bile ulaşırdı.
"İzin versen seninle çok eğlenceli dakikalar yaşayabiliriz Chaeyoung," sinirli ifadesi tekrar yüzüne yerleşirken yutkundum. "Eğlenceli tarafımı göstermeme izin vermiyorsun."
"Aman kalsın," dedim alayla. "Senin eğlence anlayışın pandik atmaktır."
"Deneyelim mi?" raftan aldığı beyaz porselen tabağı önüme bırakırken bakışlarımı çıplak göğsünden çekmekte zorlanıyordum.
Tamam, nefret ediyor olabilirdim ama benimde hormonlarım vardı.
"Hayır, salak mısın pandik mi atacağız birbirimize?" ani bir duraksama ile bana döndüğünde gözlerinde ki o iğrenmeyi görebilmiştim.
Lâkin bu daha çok 'ben bununla nasıl evlendim' gibi bir iğrenmeydi. Hah, aptal herif! Asıl ben onunla nasıl evlenmiştim?
"Chaeyoung," elinde ki tencereyi ocağa geri bırakıp yanıma adımladığında avuç içini iki yanağıma bastırmış ve dudaklarımı sıkıştırmıştı. "Gece uyurken yanlışlıkla kafanı mı ezdim? Kendine gelsene ne pandiği!"
Kurtulmak istercesine parmaklarım bileğine dolanırken dudakları alayla kıvrılmış ve gözleri büzüşen dudağıma kaymıştı.
"Seni öldürürüm Jeon!" boğuk çıkan sesim onu daha çok sevindirirken dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi ve aramızda ki mesafeyi en aza indirdi.
"Belki öleceğim," dedi gözleri usulca kapanırken. "Belki benden daha çok nefret edeceksin ama bu dudakların zehirine ortak olmadan seni bırakmayacağım."
Bugünler için sakladığım tırnaklarım tüm endamı ile eline batarken hiçbir tepki göstermemiş ve yavaşça geri çekilmişti.
"Bunu zorla değilde romantik bir şekilde yapmayı tercih ederim sanırım." bakışları elinde ki tırnak izlerine kaydığında omuzlarını silkmiş ve yavaş adımlarla mutfaktan çıkmıştı.
Bu akşam yemeğini de ayrı ayrı yiyecektik muhtemelen.
Ağrıyan sırtıma aldırmadan oturduğum yerden kalkıp boş tabağa biraz soslu makarna ve körili patates koyup salona ilerledim.
Jungkook elinde tuttuğu tişörtü kafasından geçirip kaslarını örterken iç çekmeden edememiştim.
"Sen yemeyecek misin?" büyük bir patatesi zorla ağzıma sıkıştırırken bakışları bana dönmüştü. "Tadı iyi gibi zehirinden kaynaklı sanırım."
"Dışarıda yiyeceğim, gece bekleme beni uyu." sehpada duran telefonunu ve cüzdanını alıp dışarıya ilerlediğinde dudaklarım bir çizgi halini almıştı.
Trip atmak için fazla yaşlıydı ve bu durum komiğime gidiyordu.
✿
xxxxx: Onu arkanda bırakıp bana gelmene bayılıyorum.
xxxxx: Ancak bir kez daha bana beni sevmediğini söylersen, acımayacağım benim güzel Jeongguk'um.
selam
dünyanın en uzun bölümü buydu aksini iddia eden lizkookcudur
baekhyun unnieme stream kasıyorum kaç gündür, yoruldum
neyse
çok konuşmaya gerek yok yoruluyom yazarken
neyse
kargocu hâlâ kargomu getirmedi sikiş başlasın bugün ptt'yi basmaya gidiyorum
NEYSE
bb
değil
bye
ö
p
t
ü
m
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you and i ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ (düzenlenecek)
Hayran KurguRoseanne Park, ailesinin sorunları yüzünden okulunun en genç öğretmeni Jeon Jungkook ile evlenmişti. Acı; gökyüzünde bir yıldızdı ve her gece Roseanne ağlarken onun için parlıyordu.