22. Bölüm: "The Deal"

3.4K 214 215
                                    

yn: bölümü ikinci defa okumadım yani umarım fazla hata yoktur, hatalar için şimdiden özür dilerim,,, iyi okumalar!! <3 



"THE DEAL"

[fotoğraf cr: @1204exe (twitter)]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[fotoğraf cr: @1204exe (twitter)]



Seçimler insanları doğruya ya da yanlışa götürürdü –Seokjin için ise onu neyin doğruya neyin yanlışa götüreceği önemli değildi. Artık. Önemli olan hayata tutunmak, yaşamaya devam etmek ve bırakmamaktı. Bu yüzden verdiği kararlar onu yanlışa itse bile yine de onun elinden çıktığı için doğru olmalıydı.

Jungkook'a yardım etmekten kastı neydi, bilmiyordu. Oğlana yanında olacağım diye söz verirken kendini ne kadar büyük bir şeyin içine attığını bilmiyordu; ne kadar yardımcı olabilirdi bilmiyordu. Jungkook'un ondan ne istediğini bile bilmiyordu tam olarak. Seni sevmek istiyorum, demişti oğlan, o gece birlikte olduklarında. Seni sevmeyi öğret.

Seokjin yanlış bir hoca olurdu; Jungkook'a doğru yolu gösteremezdi. Kendi yolu yanlışken, kendi kırıklarından iyileşememişken birine sevmeyi nasıl öğretebilirdi ki? Seokjin artık doğru sevdiğini sanmıyordu. Seokjin artık bir şeyleri sevmeyi istediğini sanmıyordu.

Ama her zaman kendiyle çelişiyordu; kendi düşünceleriyle, kendi bildikleriyle, kendi felsefesiyle.

Belki onun yanlış yolu Jungkook'un doğrusuydu? Seokjin ona yanlış yolu gösterecekti ama ya gösterdiği yanlış yol Jungkook'un istediğiyse ve onun için doğru olansa?

Eğer biri ölüm döşeğindeyse ve dünyanın düz olduğunu duymak istiyorsa, Seokjin dünyanın düz olduğunu söylerdi. Öyle olmadığını bilse ve bunun yanlışlığını kanıtlayabilecek bilimsel makaleler olsa bile.

Eğer Jungkook ondan yardım etmesini istiyorsa ve ona yanlış da olsa bir yol göstermesini istiyorsa, Seokjin kendi yürüdüğü dikenli yolları gösterebilirdi.



"İyi miyiz?"

Taehyung, bir haftanın ardından Jungkook'a yanaşabilecek cesareti topladığında Jungkook kantinde oturmuş, önündeki kimbapa gömülmüştü –aldığı büyük ısırık yüzünden yanakları şişmişti ama gözleri yüzündeki tatlı ifadeyi gölgeleyecek kadar kabaydı. "İyiyiz," diye mırıldandı ağzı dolu da olsa.

Taehyung rahatlayarak koltuğa oturdu. "Bu akşam birkaç paket geçecek elime, sana bırakırım. Geçen haftayı nasıl atlattın?"

Jungkook kimbapla tamamen yanlış bir ikili olsa da içtiği muzlu sütten bir yudum aldı; pipet dudaklarına takılı kalırken aklına üç gün öncesinin düşü gelmişti –Seokjin'in kollarındaydı, başını adamın kekik kokan boynuna gömmüş, onun kalp atışlarında sakinleşmişti. "Kendime ait yöntemlerim vardı."

Mr. Jeon ⇸ JinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin