5. Bölüm: "The Professor"

3.1K 258 124
                                    


-THE PROFESSOR-


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Onunla olmak ılık ve meltemli bir yaz akşamı gibiydi; yabancılığın arasında tanıdık bir duyguya tutunmak, arkadaşlarla yapılan kısa bir tatilde gecenin ikisinde, kalınan küçük motelin balkonuna geçip de iki bardak içecekte, birkaç kutu sigarada ve gülüşlerde kaybolmaktı.

Onsuz olmak ise dünyadaki en büyük kabusun gerçeğe dönmesiydi; ruhunu saran o sıcaklığın artık vücudu terk etmesiydi. Akşamlar hep soğuktu ama O varken soğukluk iyiydi, onun yokluğunda soğuk bıçak darbeleri gibi keskindi.

Bugün yağmur yağıyordu.

Genç adam dışarıya çıktığı sırada ilk bunu fark etmişti. Koyu kahve saçları yağmurda ıslanıyor, ıslak tutamlar alnına doğru dökülüyordu. Gözleri hiç olmadığı kadar ifadesiz ve bir o kadar da ürkekti –yağmurda elindeki notların ıslanmasını istemiyordu bu yüzden sıkıca tutundu çantasına, üzerindeki paltonun iç tarafına sakladı ve binanın çıkışından arabasını park ettiği yere gidene kadar adımlarını hızlandırdı.

Arabası aşırı lüks bir şey değildi; belki de üçüncü katında oturduğu dört katlı, fabrikadan çıkmışa benzeyen ve öznelliği olmayan binaya yaraşırdı. Mimarlık profesörü oluşu göz önüne olursa estetiksiz bir binada oturuşu komikti. Ama bunu kafasına takmıyordu. Sadelik her zaman ruhunun bir parçası olmuştu ve artık elindeki kapsamlı seçeneklere rağmen bu sadeliği seçişi kişisel bir tercih değil, umutsuzluğunun parçasıydı.

Seokjin hiçbir yerde olmak istemiyordu. Nerede yaşadığının bir önemi bile yoktu.

Yaşamak istemiyordu ki.

Telefonu çalmaya başladığında kendini arabasına anca atabilmiş, koynunda sakladığı kıymetli çantasını hemen yan tarafına koymuştu. Yağmur arabanın camlarına damladıkça kağıt fırlatılır gibi ince sesler çıkarıyordu. "Efendim Namjoon?" dedi telefonu açtığında.

"Nasılsın?"

"İyiyim. Bugün sıra sende miydi?" diye sorduğunda bir yandan da arabasını çalıştırmıştı –derse yetişmesi gerekiyordu. İlk ders ikinci sınıflaraydı.

"Sıra tutmadığımızı biliyorsun."

Namjoon'un sesi alıngan çıkınca Seokjin çareyi kısa bir gülüşte bulmuştu. "Şaka yapıyordum. İyiyim, evden çıktım ve şimdi okula gidiyorum. Hatta derse geç kalmak üzereyim, yağmurdan dolayı trafik birikmiş olabilir. Sonra konuşsak olur mu?"

"Olur." Ötekinin sesi aceleciydi. "İlaçlarını aldın mı?"

Seokjin bıkkın bir nefes verdi. "Namjoon ilaçları bıraktığımı biliyorsun-"

Mr. Jeon ⇸ JinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin