"Kendinden güçlü birine diz çöktürmenin inkar edilemeyecek kadar hoş bir tarafı var."
Yakın çevresi dışında kimsenin bilmediği bir geçmişle parçalanan, genç yaşına rağmen yükselmeyi başarabilmiş Mimarlık profesörü, kapalı kutu Kim Seokjin.
Asla us...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"THE JEON"
"Bay Jeon, yine geç kaldınız."
Büyük amfide yankılanan kalın, tok erkek sesi sınıfa yirmi beş dakika geç giren Jeon Jungkook'un dudaklarında asi bir sırıtışa sebep oldu; kahve gözleri alevle parıldarken dişlerini gıcırdatma dürtüsüne engel olmaya çalışıp sakince soludu. "Özür dilerim, Profesör Kim."
"Bir daha olmasın. Buyurun, oturabilirsiniz." Ensesine doğru dökülen uzun kahve saçlarıyla ve üzerinde oldukça sıkıcı duran bir takım elbiseyle, gözlerindeki koyu bal rengiyle eşleşen kravata sahip olan genç adam, Profesör Kim, ilgisini yeniden anlattığı derse verdi.
Jungkook sırtındaki yuvarlak mimarlık çantasını omzunda sabitlediğinde göz devirme dürtüsüyle savaşıyordu –kalabalık sınıfın gözlerini üzerinde hissetmesine rağmen umursamaz kişiliğine sığınarak en arkalara, yakın arkadaşının yanına geçerken sakindi. Profesör Kim'in tok sesi ardından onu takip ediyordu sanki, attığı her adımda Profesör'ün ders hakkında konuşuşu amfide çınlıyordu.
"Bugün neden geç kaldın?" diye fısıldadı mavi saçlı oğlan, ilgisini dersten çekip. Okyanus kadar derin sesi dolu sınıfta boşluğa karışmıştı. Jungkook cevap vermeyince irdeledi. "Jungkook?"
"Kapa çeneni de derse odaklan, Taehyung." Özür dilemenin içinde yarattığı huysuzlukla asık suratlı oğlan karşısına, profesöre baktı.
Taehyung ardına yaslanıp parmaklarının arasındaki çizim kalemini döndürdü; dersi dinlemek yerine önündeki beyaz kağıtlara aklındaki düşünceleri karalıyordu. "Proje ödevleri verildi, onu kaçırdın." Alımlı profesöre baktı. "Listeyi asacağını söyledi çıkışta. Madem çenemi kapamamı istiyorsun, çıkışta kalkıp bakarsın partnerine ve vekil hocana."
"Bu sikik herif neden her hafta ödev veriyor?" diye soludu öfkeyle öteki. Sırtındaki mimarlık çantasını ahşap masanın üzerine sertçe koyduğunda birkaç göz hoşnutsuzlukla onlara dönmüştü. Jungkook aldırmadan içinden eskiz defterini çıkardı.
Taehyung gözlerini devirdi. "Sana mimarlık okuduğunu hatırlamama gerek mi var? Artık mühendislik okumuyorsun Jungkook, atıldın. Hatırlatırım. Mimarlıkta her hafta teslim tarihi var ya hani."
"Mimarlığı sikeyim. Mühendislikte kafam daha rahattı," diye tısladı dişlerinin arasından.
"Paylaşmak istediğiniz bir şey mi var Bay Jeon ve Bay Kim yoksa dersimi huzurla anlatmama müsaade edecek misiniz?"
Profesör'ün tok sorusu amfide yankılandı, huzursuz gözler onlara odaklanırken Jungkook içindeki küfürleri içinde tutmaya meyilli olarak dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. Taehyung ise mavi saçlarını geriye iteleyip oturduğu sandalyede küçülürcesine geriye yaslanmıştı.
